• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Sendikalar, akademisyenler direnişteki işçiler emeğin haklarını konuştular:

“Mevzii savunma değil toplu karşı çıkış olmalı"

Dev Sağlık-İş, Basın-İş ve Enerji-Sen’in çağrısıyla düzenlenen ve sendikamız Petrol-İş'in ev sahipliği yaptığı  "Emeğin Hakları Forumu" 13-14 Nisan günü, Altunizade'de bulunan Genel Merkezimiz Toplantı Salonu'nda yapıldı. Akademisyenlerin, sendikacıların, direnişte bulunan emekçilerin hazır bulunduğu foruma  Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, Genel Mali Sekreterimiz İbrahim Doğangül, Genel Yönetim Sekreterimiz Ahmet Kabaca da katıldı.

15.04.2013

Çağrıcı sendikalar adına ilk konuşmayı yapan  DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu  kapitalizmin işçi sınıfına vereceği hiçbir şey kalmadığına, birleşik ve ortak bir emek mücadelesinin gereğine vurgu yaptı.

Daha sonra bir konuşma yapan Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, toplantıyı çok önemsediğinin altını çizdikten sonra  emeği geçenlere  teşekkür etti. Güvencesiz ve kuralsız çalışmanın en önemli aracı olan taşeron işçiliğine karşı Türkiye'de ilk mücadeleyi başlatan sendikalardan birinin Petrol-İş olduğuna vurgu yapan Mustafa Öztaşkın konuşmasını şöyle sürdürdü: “ 1986-1987 yıllarında Aliağa Şubesi'nde  baştemsilcik,  yöneticilik yaparken  ilk defa Petkim'de taşeron işçileri örgütlemiş, fakat sonuç alamamıştık. 1990'lı yılların başından itibaren bu sözleşmelerin muvazalı olduğu iddiasıyla işçileri önce sendikaya üye yapıp sonra mahkeme yoluyla dava açarak, taşerona bağlı olarak  çalışanların  toplu iş sözleşmelerinden yararlanmalarını sağladık. Petrol-İş Sendikası yaklaşık 10 yıl içerisinde sayısız dava açtı ve davaların tamamını kazandı.  Bu davalar sonunda   önce işçilerin mahkemelere gerek kalmaksızın toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılması sağlandı. Sonra bu arkadaşlarımız kamu işletmelerinde geçici kadroya,  daha sonra da kadroya alındılar.” Son günlerde taşeron işçiliğinin tekrar konuşulmaya başlandığını belirten Genel Başkanımız,  konuyla ilgili yapılan toplantılarda sosyal taraf olarak yer alan konfederasyonların bu bilgiyi değil kamuoyu  ile kendilerine bağlı sendikalarla dahi  paylaşmadığına vurgu yaparak süreci lehimize çevirmek için ne olup bittiğinden başta sendikalar olmak üzere herkesin haberdar olması, tartışmaların ona göre yürütülmesi gerektiğini belirtti.

Biz insanlık namına konuşuyoruz

Emeğin hakları için mevzi savunmaların dışında toplu çıkışlara ihtiyaç olduğunun altını çizen Öztaşkın “SGBP bu bakışla yol almaya çalışıyor. Bu noktada sendikal hareketin kendini sorgulaması, yeni deneysel çalışmalar ortaya çıkarması gerekiyor.” dedi.

Mustafa Öztaşkın'dan sonra söz alan SES Genel Başkanı Çetin Erdolu, kapitalizm kriz yaşarken bir sendikal kriz yaşandığını söyledi. Eski sendikal anlayışın günümüzü kucaklamadığını, sonuç alamadığını anlatan Erdolu, forumun bu nedenle önemli ve anlamlı olduğunun altını çizdi.

“Sermayenin saldırısı ve emeğin direnmesi” başlıklı bir sunum yapan  Prof. Dr. Korkut Boratav kapitalizmin ortaya çıktığı ilk dönemlerin yani vahşi kapitalizm döneminin  neoliberal dönemden farklı olmadığını vurgulayarak  o zaman olduğu gibi bugün de  direnişin mümkün olduğunu söyledi. “Piyasa serbestisi ve sınırsız mülkiyet hakkının hayata geçirilmesi” olarak tanımlanan neoliberalizmin kaynak tahsisinde adalet ve etkinlik iddialarını “yalan ve yanlış” olarak nitelendiren Boratav, “Kapitalizmin özgeçmişinde demokrasi yoktur” dedi.

“Güvencesizlik Rejimi, Emek Hareketinin Müdahale Olanakları ve İşçi Sınıfı Hareketinin Yükselen Dinamikleri” başlıklı panel Prof. Dr. Ahmet Haşim Köse’nin moderatörlüğünde başladı.

Panelin ilk konuşmacısı “Taşeron Cumhuriyeti ya da Neoliberal Toplumun Kurucu Gücü Olarak Güvencesizlik Rejimi” başlıklı sunumuyla Ferda Koç idi. Ekonomide liberal, siyasette dinsel veya milliyetçi siyasi doktrinler ile neoliberalizmin stabilizasyonunun sağlandığına dikkat çeken Koç, Türkiye’de de son gelişmelerin Cumhuriyet’e karşı bir dış komplo olarak anlamanın bir çarpıtma olduğunun altını çizdi.

“Emek ve Sermaye Örgütleri ile Düşünce Kuruluşlarının Yeni anayasa İçin Sosyal Haklar Konusundaki Görüş ve Önerilerine Eleştirel Bir Bakış” başlıklı sunuşunda Prof.  Dr. Mesut Gülmez Anayasa yapım sürecinde emeğin suskunluğuna vurgu yaptı.

Gülmez’in ardından söz alan Doç. Dr. Aziz Çelik “Yeni Sendikal Rejim: 6356 ve Sendikal Harekete Etkileri” başlıklı bir sunuş yaptı.

Prof.Dr. Metin Özuğurlu “Büyük Proleterleşme Dalgası, Bütün Bileşenleriyle İşçi Sınıfı” başlıklı sunuşunda işçi sınıfı nüfusunun 20 yılda ikiye katlanarak 3 milyara çıktığına dikkat çekti ve “İşçiler olarak insanlık namına konuşabiliriz. İnsanlık namına meydan okuyabiliriz” dedi.

Öğleden sonra atölye çalışmalarına geçildi. Emeğin Hakları Forumu’nun ikinci günü atölye sonuç metinleri paylaşıldı. Yapılandırılmış Forum bölümünde ise Mısır, Tunus ve Kıbrıs’ta mücadele edenler, Türkiye’de ise farklı alanlarda direnişler sergileyenler söz aldı.