• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

1 MAYIS 2012 BİLDİRİSİ

PETROL-İŞ, 1 MAYIS'TA EMEĞİN KÜRESEL GÜCÜNÜ GÖSTERMEYE, EMEĞİN ÖZLENEN BİRLİĞİNİ OLUŞTURMAYA DAVET EDİYOR

27.04.2012

Petrol-İş üyeleri ve Türkiye'li emekçiler;

1 Mayıs büyük bir kutlamadır. Dünya yüzündeki en kalabalık, en renkli, en canlı kutlama... Birbirinin dilini bile bilmeyen milyonlarca emekçi, aynı gün yüzlerce farklı dilde, ama özünde aynı sözleri söylerler: Biz varız! Biz güçlüyüz! Biz ekmek, barış ve adalet istiyoruz!

İşçi sınıfının dünyanın dört bir yanında ter ve kan içinde sürdürdüğü irili ufaklı binlerce mücadeleden süzülüp gelen acıları, öfkeleri, dayanışmaları, deneyimleri o büyük, küresel bayram alanında birbirine karışır, birbirini zenginleştirir. İşçiler 1 Mayıs'ta bir kez daha kendilerine bakar ve ne kadar kalabalık, ne kadar güçlü, ne kadar yaratıcı olduklarını; ne kadar büyük bir dayanışmayı örebildiklerini görürler. Sevinirler, güçlenirler, kendilerine olan güvenleri artar, bilinçleri açılır, korkuları yenilir.

Öte yandan 1 Mayıs sadece bir kutlama değildir. İşçi sınıfının hem tarihsel hem de güncel dileklerinin, o andaki en can alıcı sorunlarının dile getirildiği, taleplerinin tüm topluma ve egemenlere, en güçlü biçimde duyurulduğu gündür. Emekçinin meydanlardan yükselen güçlü sesi, belki ilk anda dikkate alınmıyor gibi görünebilir, farkında olunmuyor gibi gelebilir. Ama bu bir yanılgıdır. Israrla, sabırla, kararlılıkla söylenen ve dayanışma ile pekiştirilen söz; dün de bugün de dünyanın en büyük gücüdür. Bu gücü hiç kimse duymamazlık edemez ve bu gücün gerçeğe dönüştüremeyeceği hayal yoktur. 1 Mayıs'ın ortaya çıkmasına neden olan “8 saatlik iş günü talebi” bir asır önce hayal gibi görünürken, yılların mücadeleleri ile dünya çapında uygulanır olmuştur. Yakın zamana kadar Türkiye için hayal olan; 1 Mayıs'ın, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak resmi tatil günü ilan edilmesi bir başka örnektir. Sendikal hakların, sosyal hakların gelişim tarihine bakıldığında kararlı mücadelelerin sonuçları görünür. Hayallerin gerçeğe dönüştüğü, kağıda döküldüğü görülür.

Bu nedenle biz Petrol-İş olarak 1 Mayıs'ı hem çok renkli, coşkulu bir bayram olarak, hem de sözümüzü söyleyecek, mücadelemizdeki kararlılığımızı duyuracak en yüksek kürsü olarak görüyoruz. İnsanlığın, “gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan; ekmek, gül ve hürriyet günleri”ne ulaşması elbette tarihsel talebimiz, dileğimiz. Ama ayrıca bu yıl biz emekçiler açısından en yakıcı sorunları ve en öncelikli talepleri de dile getirmek istiyoruz:

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta; Ulusal İstihdam Stratejisi belgesinde yer alan ve son zamanda uygulamaya geçirilmek için türlü yollar denenen sermaye dayatmalarına net bir hayır! demek için yürüyor. Kıdem tazminatı hakkını korumak, esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasına engel olmak, “taşeron cumhuriyetine” gidişi durdurmak için, sermayenin dayattığı ve AKP hükümetinin hayata geçirmek için uğraştığı stratejilere dur diyor. Petrol-İş 21. yüzyılda kölelik sistemine geri dönmeye izin vermemek için yürüyor.

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta; artık bir katliam boyutuna varan iş cinayetlerini durdurmak için yürüyor. Madenlerin derinliklerinde, çamurlar içinde, çürük duvarların altında, zehirle dolu odalarda, bombaya dönmüş depoların üzerinde, gemi ambarlarında, kamyon kasalarında yaşamını yitiren binlerce yoksul emekçinin anılarına saygıyla, onların acısıyla ve iş cinayetlerini durduracak, sermayenin değil, insan yaşamının kutsallığını, önceliğini ilke edinen politikalar için yürüyor.

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta; yıllardır özelleştirmelere karşı sürdürdüğü onurlu mücadeleyi, bor madeninin ve petrol arama alanlarının özelleştirilmesinin yolunu açan yeni girişimlere karşı da devam ettireceğini göstermek için yürüyor. Kamusal çıkarları savunmaya devam edeceğini, ulusal servetlerimizi korumaya devam edeceğini haykırmak, özelleştirmelerin sonuçları konusunda ne kadar haklı çıktığını göstermek için yürüyor.

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta; küresel düzeyde güç kazanan işçi hareketinin bir parçası olarak yürüyor. İşkolunda bağlı bulunduğu küresel federasyon ICEM'in, metal ve tekstil-deri işkolundaki federasyonlarla oluşturduğu birliğin coşkusuyla, uluslararası işçi dayanışmasının gücünü, anlamını göstermek için yürüyor. Sermayenin küresel krizini aşmak için artırdığı saldırganlığına karşı, küresel bir emekçi dayanışmasını somut, görünür, etkili kılmak için yürüyor.

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta; Konya'dan Gaziantep'e, Çerkezköy'den Düzce'ye memleketin her yerinde Petrol-İş bayrağı altında örgütlenme iradesini gösteren, özverili, kararlı ve korkusuz mücadeleler veren binlerce işçinin sesini sesine katarak yürüyor. Baskılara, işten çıkartılmalara, türlü hukuk oyunlarına karşı sabırla birliğini koruyan, aylarca direniş çadırlarında bekleyen, dimdik durarak çocuklarına onurlu bir gelecek yaratan işçi sınıfının isimsiz kahramanlarının güvenini kazanmış olmanın gururuyla, dayanışmanın mutluluğuyla yürüyor. Örgütlenmeyi her koşulda ve her yerde daha da büyütmenin sözünü vererek, “Sendikalı Ol!” çağrısını daha da büyüterek yürüyor.

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta, işçilerin sendikalara üye olmalarını kolaylaştıran, grev yasaklarının kaldırıldığı, her türlü grevin hak olarak kabul edildiği, yasaksız, barajsız, özgürlükçü, demokratik bir sendikalar kanununun bir an önce çıkarılması ve hiç kimseyi ayırt etmeksizin emeğin hakkının, emekçinin terinin kurumadan verilmesi için yürüyor.

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta; Türkiye'de ve dünyada savaşın güçlenen sesine karşı barışın ve kardeşliğin çiçekleriyle yürüyor. Batman'dan İzmir'e üyelerinin Türkiye'nin her tarafından uzanan terli ellerini birleştiriyor; şiddete ve çatışmalara karşı çıkarak Türk ve Kürt emekçilerinin yarattığı kardeşlik tablosunu geliştiriyor, yaygınlaştırıyor, renklendiriyor. Komşu halklara yönelen saldırganlığa karşı, meşrulaştırılmak istenen ırkçılığa karşı, düşmanlık iklimine karşı emeğin dayanışması temelinde bir barışın türküsünü söyleyerek yürüyor.

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta; kadınların 8 Mart'larda açtırdıkları mor çiçeklerle yürüyor. Kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığın son bulması için, kadınların sendikalarda hak ettikleri yeri alması için oluşturduğu duyarlılığı daha da geliştirmek istiyor. Kadın emekçilerin, eşdeğerde işe eşit ücret, işyerinde kreş, toplumsal cinsiyet körü olmayan tüzükler, toplu sözleşmeler, eğitimler, sendika organları taleplerini sahiplenerek yürüyor. Petrol-İş “kadınlar vardır, kadınlar her yerde” diyerek yürüyor.

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta; demokratik, mücadeleci ve güçlü bir sendikal hareket yaratmak için biraraya gelen Sendikal Güç Birliği Platformu üyesi kardeş sendikalarla beraber yürüyor. Sınıf dayanışmasını yaşama geçirmek, sınıf mücadelesini etkili hale getirmek için oluşturulan bu birlikteliği daha da büyütmek, emekçilerin en geniş birlikteliğini oluşturmak için herkese çağrı yapıyor: 1 Mayıs'ı emek güçlerinin birleşmesi için başlangıç günü yapmayı, dayanışmayı büyütmeyi öneriyor, diliyor.

Petrol-İş bu yıl 1 Mayıs'ta; İstanbul'da emekçilerin yıllar süren onurlu ve kararlı mücadelesiyle kazanılan Taksim Meydanına yürüyor. Türkiye işçi sınıfının tarihsel merkezi, ortak belleği, birliğinin sembolü olan bu meydanı korumak, onu halka ve emekçilere kapatmak için uydurulan planlara hayır demek için yürüyor. İstanbul dışında örgütlü bulunduğu her yerde de emeğin gücünü, birliğini gösterecek 1 Mayıslar için kendisine düşen tüm sorumluluğu yerine getiriyor.

Ve Petrol-İş 1 Mayıs'ta emeğin şairi Nazım'ın dizeleriyle sesleniyor:

Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim!
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!

Petrol-İş Sendikası

Merkez Yönetim Kurulu