• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Petrol-İş Sendikası 26. Dönem 10. Olağan Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi

"Torba Yasa geçmiş olsa da işçi sınıfı emek düşmanı uygulamalara karşı gereken cevabı verecektir" başlıklı Petrol-İş Sendikası 26. Dönem 10. Olağan Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi'ni yayımlıyoruz.

 

22.02.2011

Petrol-İş Sendikası BAŞKANLAR KURULU, 21 ŞUBAT 2011 tarihinde ANKARA’da toplanarak yurt ve dünya gündemi ile örgütsel sorunları değerlendirdi. Yapılan toplantıların ardından çeşitli kararlar alındı. BAŞKANLAR KURULU, bu toplantıda kararlaştırılan hedeflerini ve amaçlarını aşağıdaki şekilde kamuoyuna iletmeyi uygun bulmuştur:

Başkanlar Kurulu olarak, AKP’nin iyice kuralsız, güvencesiz hale getirdiği çalışma koşulları ve sermayenin dizginlenemez kâr hırsı nedeniyle Antalya petrol depolama tesislerinde, Ankara Ostim ve İvedik’teki organize sanayi bölgelerinde, Kahramanmaraş Elbistan’daki maden sahasında ve Batman Şelmo petrol sahasında meydana gelen faciaları “iş cinayeti” olarak tanımlıyor, kuralsız, güvencesiz, örgütsüz ve ucuz iş gücü için başvurulan taşeronlaşma sisteminin işçilerin ve toplumun yaşam güvenliğini tehdit ettiğini ifade ediyoruz. Bu facialarda hayatını kaybeden bütün emekçileri saygıyla anıyor, ailelerine, yakınlarına ve bütün emek dostlarına başsağlığı diliyoruz.

İçine birbiriyle alakasız yüzlerce hüküm konduğu için kamuoyunda Torba Yasa olarak adlandırılan tasarı emek dünyasının bütün itirazlarına rağmen, AKP’nin Meclis’teki milletvekili çoğunluğuna dayanarak yasalaştı. En temel olarak kamu emekçilerinin güvencesizleştirilmesine, belediye çalışanlarının siyasi kararlarla sürgün edilmelerine ve İşsizlik Sigortası Fonu'nun işçiler dışındaki bütün sermaye gruplarınca kullanılmasına yol açacak bu yasanın çıkma sürecinde, Türk-İş çok pasif bir konum almıştır. Türk-İş genel merkezi, güçleri oranında yasaya muhalefet eden DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’yi yalnız bırakmıştır. Başkanlar Kurulu olarak, yasaya karşı sokaklara çıkan sendikamız dahil tüm emek güçlerine gazla, tazyikli suyla müdahale eden AKP Hükümetini kınıyor, işçi sınıfının yasa geçmiş olsa da emek düşmanı uygulamalara karşı gereken cevabı vereceğine inanıyoruz.

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa Referandumu sonrasında Hükümetin geleceğini iddia ettiği “ileri demokrasi” yerine, ülkemizin giderek daha otoriter bir yönelime girdiğini tespit etmekteyiz. Gençlere, taraftarlara, aydınlara, gazetecilere, basın açıklaması yapan sendikacılara, güney doğudaki pek çok belediye başkanına ve siyasilere, sokaklara inen bütün muhaliflere karşı iktidarın tahammülsüzlüğü, yargının hızla devreye girmesiyle sonuçlanıyor. Bu da, evrensel hukuk kuralları gereğince iktidarlardan tümüyle bağımsız olması gereken yargının giderek siyasallaştığı ve iktidarın işine yarayacak uygulamalara girdiği izlenimi yaratmaktadır. Tarafsızlığını yitirmiş bir yargının yaratacağı yıkım büyük, halkın kendini güvende hissetmemesinin sonuçları ise ağır olur. Bu nedenle Başkanlar Kurulu olarak, iktidarın üzerinde şaibeler oluşmuş bütün yargılamalara karşı tarafsız kalmasını talep ediyor, kurunun yanında yaş da yanar mantığının, insanların özgürlüğü söz konusu olduğunda asla gündeme getirilemeyeceğini belirtiyoruz.

Sendikamızda örgütlü TPAO, BOTAŞ, MKEK, ETİBOR, TMO ALKOLOİD kamu işyerlerinde ve 19 özel sektör işyerinde toplam 14 bin 500 civarındaki üyemizi kapsayan toplu iş sözleşmesi süreci başlamıştır. Petrol-İş, bu dönem de üyelerinin mevcut kazanımlarını korumayı, esneklik içeren hükümleri sözleşmelere koymamayı, ücret dengesizliklerini gidermeyi ve yeni kazanımlar elde etmeyi hedefleyen bir strateji izleyecektir. Gerek kamudaki gerekse özel sektördeki sözleşmeler için Türk-İş’in daha aktif bir rol alması, diplomasiyi değil de meşru her yolla mücadeleyi esas alması ve ilgili diğer sendikalarla birlikte hareket etmesi işçi sınıfının bu süreçten hak kaybına uğramadan çıkması için elzemdir. Başkanlar Kurulumuz, daha mücadeleci bir hat izlenmesi konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğunu beyan eder.

Sendikamız, 2010 yılının son günlerinden beri direnişler gerçekleştiriyor. Trakya ve İstanbul 2 Nolu şubelerimiz yeni örgütlenilen Polyplex ve Sa-ba işyerlerindeki işten çıkartmalar nedeniyle direnişler başlatıldı. Gebze şubemize bağlı Bericap'ta ise işverenin sendikal örgütlenmeyi yok etmeyi amaçlayan girişimlerine karşı üyelerimiz direnişe geçti. Sa-ba'da anlaşma sağlanırken, diğer iki işyerimizde mücadelemiz kararlılıkla sürmektedir. Örgütlülüğünü korumak için her türlü bedeli göze alan Bericap işçisinin onurlu mücadelesi Türkiye emek tarihine altın harflerle yazılacaktır.

Başkanlar Kurulu olarak, 60 yıldır eşitlik, adalet ve demokrasi mücadelesini yılmadan yürüten sendikamıza bedel ödeyerek üye olan tüm bu işyerlerindeki arkadaşlarımızın verdiği mücadeleye hem ulusal hem de uluslararası ölçekte bir dayanışma sağlayarak direnişlerin etkisini arttıracağımızı ve bu doğrultuda önümüzdeki dönemde de maddi/manevi tüm olanaklarımızı seferber edeceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz.

12 Haziran 2011'de genel seçimler yapılacak. Genel seçimler, emeğin sesinin ortaklaştırılması, hem sanayi sermayesinden hem de banka sermayesinden yana iktidarların cezalandırılması ve emekçilerin sorunlarının çözülmesi için fırsat olarak değerlendirilmelidir. Başkanlar Kurulumuz, bu genel seçimlerde tam demokratik, bağımsız ve ezilenlerin kurtuluşuna uygun bir iktidarı işbaşına getirebilmek için emekçilerin oylarını doğru partilerde değerlendirmesi çağrısında bulunmaktadır. Bunun için de, emekçilerin oylarını kullanırlarken partilerin seçim beyanname ve taahhütlerine dikkatle bakmalarını önermektedir. Bu bağlamda, taşeron işçiliğini ortadan kaldıracağını, esnekleşmenin önüne geçeceğini, yoksullara yardımı sadaka olarak değil, sosyal devletin gereği olarak vereceğini, asgari ücreti insanca yaşanacak seviyeye çıkaracağını, herkesten geliriyle doğru orantılı vergi alacağını, sermayeye karşı işçileri koruyacağını, emperyalizmle arasına mutlak sınırlar koyacağını, sendikal hakları ve siyasal özgürlükleri arttıracağını, tüm yurttaşlara sınırsız basın yayın, toplantı, gösteri, söz ve ifade özgürlüğü vereceğini, halklar arası kardeşliği pekiştireceğini, sendikal örgütlenmenin önündeki tüm engelleri kaldıracağını, emekçilere sınırsız grev hakkı tanıyacağını, özelleştirmeleri durduracağını beyan eden partiler, emekçilerin oy vermede tercihleri olmalıdır.

Yüzde 10 seçim barajı varken millet iradesinin Meclise tam anlamıyla yansımayacağı ve bu nedenle yapılacak bir seçimin meşruiyetinin her zaman tartışılacağı unutulmamalıdır. Oylarımızın yönü, aynı hassasiyetle millet iradesinin gerçek anlamda ortaya konmasını talep eden partileri de içermelidir. Bu doğrultuda, tüm sendikaların ve emek örgütlerinin siyasete aktif müdahale edebilecekleri stratejiler geliştirebilmesi için ortak yapılar ve ortak tavırlar belirlenmelidir.

Başkanlar Kurulumuz, uzun yıllar sonra halkların gündemine yeniden “devrim” kavramını sokan ve sarsılmaz denilen ABD ve İsrail işbirlikçisi diktatörlükleri yıkan Tunus, Mısır ve diğer halkları desteklemekte ve bu ülkelerdeki işçilerle ve sendikalarla dayanışma içinde olduğunu belirtmektedir. Polis gücüne dayanan, yoksullukları kader gibi gösteren, ülkelerinin zenginliklerini halklarının refahı için değil de silahlanmak için kullanan, halkların en meşru taleplerini zulümle durdurmaya çalışan emperyalizm işbirlikçisi bütün diktatörlerin ve zalimlerin er geç hesabının görüleceği bu kez de kanıtlanmıştır.

Başkanlar Kurulu olarak, sendikalı, sendikasız, evde veya işte çalışan tüm kadınların birlik ve mücadele günü olan 8 Mart’larını kutluyoruz.

Sömürülen ve ezilen yoksulların örgütü Petrol-İş Sendikasının Başkanlar Kurulu işçisiyle işsiziyle, emeklisiyle, kadın erkek tüm emekçilerle birlikte sermayeye karşı ortak mücadele yollarının bulunması, siyasete her alanda müdahil olunması ve üyelerimizin siyaset yapma tarzının emekçiler lehine değişmesi için elinden gelen her şeyi yapacağını bir kez daha beyan eder.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Başkanlar Kuruluadına

Mustafa ÖZTAŞKIN

Genel Başkan