• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Sendikal hareket ‘bastırılmak’ isteniyor

Sendikaların yetki beklediği, işçi sağlığı ve güvenliğinin tartışıldığı ancak buna rağmen işçi ölümlerinin yaşandığı, toplu sözleşme dönemine girildiği bir dönemdeyiz. Geçtiğimiz günlerde DİSK Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş Eskişehir’deydi.

Duygu Boynuince / Ali Akın
02.07.2012

Selçuk Göktaş’a Türkiye’de sendikal faaliyetin değişimi ile ilgili fikirlerini sorduk. Türkiye’de her geçen gün daha fazla işçi haklarına yönelik saldırıların olduğunu söyleyen Göktaş, siyasal iktidarın yaklaşımının kapitalist sistemin ve ABD emperyalizminin etkisi altında olduğunu belirtti. Göktaş, sermayenin işçilerin kıdem tazminatlarına el koymak istediğini sermayenin emir eri konumunda olan siyasal iktidarın bu isteği yerine getirmeye çalıştığını kaydetti. İstihdam stratejisine bakıldığında toplumda siyasal iktidarın istihdam sağlayacağına dair bir algı oluşabileceğini, ancak bu stratejinin içeriğine bakıldığında ise çalışanların haklarının gasp edildiğini söyleyen Göktaş, ‘Kimse içeriği ile ilgili bir şey söylemiyor, kıdem tazminatı, esnek çalışma, istihdam büroları ve güvencesiz çalışmanın yer aldığı bu pakete nasıl olur da istihdam stratejisi diyebiliriz. Bu çalışanları kandırmaktan başka bir şey değildir. İkiyüzlü bir politikadır’ dedi.

BİR TARAFTA CAN DİĞER TARAFTA MALİYET

İşçi sağlığı ve güvenliği yasasının iş sağlığı ve güvenliği yasası olarak isminde dahi değişiklikler yapıldığını belirten Göktaş, bu isim değişikliğinden bile siyasal iktidar için işçi sağlığı değil de, iş sağlığı ve güvenliğinin daha önemli olduğunu ifade etti. İstatistiklere bakıldığında Türkiye’de her gün beş işçinin hayatını kaybettiğini ve ölümün en fazla yaşandığı tersanelerde işçi güvenliğinin yeterli ölçüde sağlanamadığını belirten Göktaş “İşçi sağlığı ve güvenliği sermaye tarafından ve onun iktidarı tarafından bir maliyet unsuru olarak değerlendiriliyorsa bunun insani yanı yoktur. Bir tarafta bir can diğer tarafta bir maliyet unsuru. Maliyeti ne kadar düşük tutarsak can önemli değil anlayışı hakim” dedi.

Toplu sözleşme sürecine girildiğini, ancak toplu sözleşmeyle ilgili yasal süreye bakıldığında bakanlığın 15 gün içerisinde sendikalara cevap vermesi gerekirken 4 aydır bekleyen işyerleri olduğunu kaydeden Göktaş “Bu tamamen Türkiye’deki sendikal hareketi bastırmaya yönelik baskıcı faşizan bir anlayışın ürünüdür” dedi. Bakanlıktan yetki istemediklerini ve işçilerden yetki aldıklarını belirten Göktaş, bu sendikaları baskı altına almaya çalışan anlayış devam ederse fabrikalarda üretim yapmama yoluna gideceklerini kaydetti. Bakanlığın yazacağı yazının sendikalara gelmeyerek sürekli ertelendiğini ifade eden Göktaş, bunun çalışanların haklarının gasp edilmesi olduğunu vurguladı. Göktaş, çalışanların ve ülkede yaşayanların özgürlükleri açısından mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Toplu sözleşme sürecine dair işçilerin fikirlerinin alınması gerektiğini söyleyen Göktaş, işçi sendikalarının bu sürece işçileri katmalarının önemli olduğunu vurguladı.

KESK’ E YAPILAN OPERASYON SARI SENDİKAL ANLAYIŞI GÜÇLENDİRMEYE YÖNELİKTİR

AKP döneminde Sendikal örgütlenme ile nüfus artışı oranıyla birlikte bakıldığında gerilediğini ve bu gerilemenin bir anlayışın ürünü olduğunu belirten Göktaş, 12 Eylül referandumu zamanında ise işçilere iki sendika hakkının tanınacağı söylemlerini hatırlattı. Göktaş, bugün siyasal iktidarın muhalif işçi ve memur sendikalarını susturmaya yönelik operasyonlar yaptığını ve bunun örneğini geçtiğimiz günlerde KESK’ teki operasyonda ve Türk Hava İş sendikasının grevine yasak getirilmesi olayında yaşandığını kaydetti. Grev hakkının hem anayasal hem de evrensel bir hak olduğunu ve bu hakları kullanamadığımızı söyleyen Göktaş, Hava İş grevine yasak getiren zihniyete karşı bazı sendikaların sessiz kaldığını belirtti. Göktaş, ‘Gazetelerde zaman zaman demokrasi avaresi kesileceksin, sonra da sendikal harekete yönelik uygulanan anti demokratik yaptırımlara da çok yaşa padişahım! diyeceksin. Sendikal hareketin önemli sorunlarından biri Türkiye sendikal hareketi kirlenmiştir’ dedi. Üyesini sermayenin ve siyasal iktidarın belirlediği yapıları sendika olarak tanımlamanın doğru olmadığını ifade eden Göktaş, KESK e yönelik olarak yapılanları sarı sendikal anlayışı güçlendirmeye yönelik ve KESK’ i zayıflatmaya yönelik yaptırımlar olarak değerlendirdi. Bugün KCK yakıştırmasıyla insanların baskı altına alınmaya çalışıldığını söyleyen Göktaş, ‘sarı sendikal anlayışı ülkede mahkum edeceğiz,  sermayenin ve siyasal iktidarın arkasında sendikacık yapılmayacağını göstereceğiz’ dedi.

Kaynak: Evrensel Gazetesi