• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

POLYPLEX VE DEMO PLASTİK DE RAPORDA:

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Sendikal Hak İhlalleri Raporu yayımlandı: Türkiye hak ihlallerinde Avrupa birincisi...

143 ülkeyi kapsayan rapora göre, 2011 yılı işçiler için oldukça zor ve tehlikeli bir yıl oldu. Sendikal haklarını savunan işçiler işten çıkarıldı, tutuklandı hatta öldürüldü. En kötü koşullarda çalışan işçiler ev işçileri oldu ve “Arap Baharı” sırasında en ağır bedelleri işçiler ödedi.

Basın Servisi
12.06.2012

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC 2011 yılına dair Dünya Sendikal Hak İhlalleri Raporunu 6 Haziran 2012 tarihinde Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 101'inci Konferansı devam ederken yayınladı.

ITUC'un143 ülkeyi kapsayan raporuna göre 2011 yılı mücadele etmeyi göze alan sendikalar ve işçiler için zor ve tehlikeli bir yıl oldu. Hakları için mücadele etmeyi göze alan işçiler 2011 yılında işten atıldı, tutuklandı, hapse atıldı ve hatta öldürüldü.

Raporun Türkiye bölümü çeşitli başlıklardan oluşuyor. “Yasada sendikal haklar” başlıklı bölümde Türkiye'de sendikaların kanunlarla yeteri kadar korunmadığını, sendika kurma ve sendikalı olma hakkının çeşitli gerekçelerle kısıtlandığını, belirli sektörlerde toplu pazarlık hakkının gasp edildiğini ve yine bazı sektörlerde grev yasakları bulunduğunu vurguluyor.

Raporun “Uygulamada sendikal haklar” bölümünde ise örgütlenme özgürlüğü, işverenlerin sendika karşıtı tutumları ve uyguladıkları yöntemler belirtilerek hazırlanan yasa tasarısının uluslararası çalışma standartlarına uygun olmadığı vurgulanıyor. Yine Avrupa Komisyonu raporunun sosyal diyalog alanında Türkiye'de sınırlı bir ilerlemenin olduğunu belirtmesi ve taşeron uygulamasının sendikal hakların ve işçi haklarının altını oyduğu vurgulanıyor.

Raporun “Sendikal hak ihlalleri” bölümünde Türkiye'deki sendikaların yürüttüğü örgütlenme çalışmalarına yönelik engellerden çalışma koşullarını protesto eden işçilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edilmesine, sendikacıların tutuklanmasından işverenlerin işçileri sendikadan istifaya zorlamasına birçok hak ihlali yer alıyor. Bu bölümde sendikamız Petrol-İş'in de örgütlenmeye çalıştığı Polyplex, Demo ve Saba işyerlerinde karşılaştığı hak ihlalleri de vurgulanıyor.

Sendikamızın örgütlenme çalışması yürüttüğü bu işyerlerinde karşılaştığı hak ihlalleri ITUC raporunda şu şekilde yer alıyor:

“Kimya ve petrol işçilerinin sendikalarına işverenlerin saldırıları

ICEM üyesi Petrol-İş sendikasının etkin örgütlenme kampanyası işverenlerin saldırısı altında. 7 Ocak'ta 15 Petrol-İş üyesi sendikaya üye olmaları nedeniyle, Çorlu'da polyester film üreten Hindistan merkezli Polyplex şirketi tarafından işten atıldı. Şirket daha önce Aralık 2010'da altı sendika üyesini daha işten atmıştı.

Petrol-İş, Fransa merkezli AFE Plasturgie şirketine bağlı, 109 işçinin çalıştığı Bursa'daki Demo Plastik işyerinde de 53 işçiyi sendikaya üye kaydetmişti. Demo işvereni örgütlenmeyi öğrenince, on sendika aktivistini hemen işten attı. İşten atılanlar bunun üzerine işyeri dışında protesto eylemi başlattılar. İşyeri yönetimi sendika üyelerinin sendikadan istifa etmeleri için baskı uygulamaya devam etti ve durum daha da kötüleşti. İşveren sendikadan ayrılmayı reddeden bütün işçileri işten attı.

Ford, Isuzu, Fiat ve Renault gibi çokulusluların tedarikçisi olan Saba Endüstriyel Ürünler İmalat ve Tic. A.Ş.'de yılın başlarında bazı olumlu gelişmeler kaydedildi. Aralık 2010'da, şirket, Petrol-İş'in örgütlenmeye başlaması üzerine 99 işçiyi işten attı. Ne var ki, işyeri yönetimiyle yapılan bir dizi topluntıdan sonra, Petrol-İş toplu sözleşme müzakerelerinde taraf olarak tanındı ve işten atılan işçilerden işe dönmek isteyenler işe iade edildi.”

TÜRKİYE: HAK İHLALLERİNDE AVRUPA BİRİNCİSİ!..

Türkiye raporun Avrupa bölümünde yer alıyor ve kıta genelinde en çok sayfa Türkiye’ye ayrılmış durumda. Özellikle metal, petro-kimya ve tekstil sektörlerinde sadece sendika üyeliğinin işten çıkartılmak için yeterli olduğu ifade ediliyor. Sendikal etkinliklere zaman zaman yaralanmalara yol açan ve şiddet içeren müdahaleler yapıldığı vurgulanıyor. 25 öğretmenin ve bir deri işçisinin sendika faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklandığı ve TEKEL işçilerine destek veren 111 kişinin hapis cezası istemiyle yargılandığı belirtiliyor.

Yasaların ve Meclis’te bekleyen yasa tasarısının ILO Sözleşmeleri’ne uygun olmadığını ifade eden rapor pek çok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının sendikal haklarını kullanamadığını dile getiriyor. Ayrıca toplu sözleşme hakkının önündeki barajlar ve grev hakkının sınırlandırılması gibi engeller her yıl olduğu gibi tüm detaylarıyla rapordaki yerini alıyor. İktidardaki üçüncü dönemine başlayan AKP’nin AB müzakerelere devam etmesine rağmen özellikle insan hakları konusundaki reformları yavaşlattığı belirtilirken tutuklu gazetecilerin durumuna da yer veriliyor.

İşverenlerin sıklıkla sendikaların yetkisine itiraz ettiği ve uzun yıllar süren davalar sırasında sendika üyelerini işten çıkarttığı ve Polyplex, Demo Plastik, Sa-Ba, Sabiha Gökçen Havalimanı, Grup Suni Deri, DESA, UPS, DSC, MAS-DAF, BAT, TEKEL, GEA, YATAŞ, SİNTER METAL gibi pek çok örnekte sendikal hakların ihlal edildiği ifade ediliyor. Eğitim-Sen ve SES üyelerinin tutuklulukları, Yargı-Sen hakkında verilen kapatma kararı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ve YATAŞ’ta işçilerin sendika seçme özgürlüklerine yönelik baskılar gibi konularda raporda ayrıca belirtiliyor.

HAKKINI ARAYAN İŞTEN ATILIYOR, TUTUKLANIYOR VEYA ÖLDÜRÜLÜYOR...

Raporda, ‘hükümetlerin iş hukukunu ihlal etmesi’, ‘denetleme ve işçi güvenliğine kaynak ayrılmaması’, ‘göçmen işçilerin uğradığı suiistimaller’, ‘serbest ticaret bölgelerinde özellikle kadın emeğinin sömürülmesi’ ve ‘100 milyon ev işçisinin kötü çalışma koşulları’ gibi konulara yer veriliyor.

Kolombiya, bir kez daha sendikacılar için en tehlikeli ülke oldu. “Arap Baharı” sırasında hayatını kaybeden işçiler hariç, dünya genelinde sendikal faaliyetleri yüzünden öldürülen 76 kişinin 29’u Kolombiyalı. 10 sendikacının suikastlara kurban verildiği Guatemala’da da ağır bedeller ödendi ve çeşitli Asya ülkelerinde 8 sendikacı öldürüldü.

2011 yılı Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da ve Körfez ülkelerinde “Arap Baharı” ve “devrimlerle” geçti. Bu bölgelerde sendikalar üzerindeki baskı şiddetli oldu. Tunus, Mısır ve Bahreyn’de “devrimlerde” önemli rol oynayan sendikalar bunun bedelini ağır ödediler. Çatışmalar sırasında yüzlerce eylemci öldürüldü, binlercesi tutuklandı. Bağımsız bir sendikal hareketin oluşumu için ilerleme kaydedildi ancak Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Erite ve Sudan’da hâlâ sendikal özgürlükler yok.

ITUC’un raporuna göre, hükümetler istihdam ve büyüme yolunda kemer sıkma politikalarını tercih ettikçe ekonomik kriz işçilere adaletsizlik olarak yansımaya devam ediyor. Bu durum özellikle gençler için yıkıcı sonuçlar yaratıyor. 2011 yılında 205 milyon kişi işsiz kaldı. Yunanistan’da işsizlik %21’i bulurken, İspanya’da gençlerin %40’ı iş aramaktadır.

İşgücü aleyhine verimlilik ve esnekliği arttırmak amacıyla alınan önlemler başarısızlığa uğradı. Güvencesiz çalışma koşullarının yaygınlaşmasına neden olan bu önlemler, örneğin Güney Afrika, Bangladeş, Kamboçya ve Pakistan’da sendikaların işçilerin haklarını korumalarını zorlaştırdı.

İŞÇİLERİN HAYATI ALT ÜST OLMUŞ DURUMDA...

ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow’a göre “Yüz binlerce işçinin durumu endişe verici. Pek çok işçi en temel sendikal özgürlülerden ve toplu sözleşme hakkından mahrum biçimde güvencesiz koşullarda çalışıyor. Kendilerinin veya ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamalarına yetmeyen düşük ücretlerle, kötü ve tehlikeli şartlarda, uzun saatler boyunca çalışmak zorunda olduklar için hayatları alt üst olmuş durumda. Bu durum dünyadaki durgunluğu da kısmen açıklayabilmektedir.”

ITUC’un raporu grevlerin pek çok ülkede kitlesel işten çıkartmalar ve tutuklamalarla şiddetli bir biçimde bastırıldığını göstermekte. Örneğin Gürcistan, Kenya, Güney Afrika ve Botsvana’da kamu sektöründe çalışmakta olan 2800 işçi grevler sonrasında işten çıkarıldı.

Sendikal özgürlükler yalnızca gelişmekte olan ülkelerde değil, sanayileşmiş ülkelerde de, özellikle muhafazakâr hükümetin toplu sözleşme hakkını ve sendikal özgürlükleri zayıflatmaya çalıştığı Kanada’da tehdit altında. Rapora göre serbest ticaret bölgelerinde işçilerin sendikalaşması oldukça zor. Yasal sınırlama bulunmakta ve pek çoğunda sendikalar hala yasaklı durumda.

Göçmen işçiler özellikle Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi işgücün çoğunu oluşturdukları Körfez ülkelerinde güvencesiz bir grup oluşturmaya devam etmekteler. Ya çok az hakka sahipler ya da haklarından tamamen mahrum bırakılmaktalar.

Göçmenler arasında çoğunluğu kadınlardan oluşan 100 milyon ev işçisi haklarının yetersiz olduğu veya haklara hiçbir şekilde saygı gösterilmeyen ortamlarda çalışmaktadır. Bu nedenle ITUC, ev işçilerine sendika kurma hakkı tanıyan ve onların insanca çalışma koşullarından faydalanmalarını öngören 189 Sayılı ILO Sözleşmesi’nin uygulanması talebiyle bir kampanya yürütmektedir.

Rapora göre, Güney ve Kuzey Amerika’nın pek çok ülkesinde sendikacılara karşı hiçbir cezaya çarptırılmayan suçlar işlenmekte ve sosyal adaletsizlik giderek artmaktadır. Avrupa’da çalışma ilişkileri sistemi üzerinde uygulanan baskı işçi hakları üzerinde önemli kayıplara yol açmaya devam etmektedir. Asya-Pasifik ülkelerinde işçiler çoğunlukla, geçici, dolaylı, kayıt dışı yani güvencesiz işlerde çalışmaktadır. Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde işçiler hiçbir baskıcı rejimin sonsuza kadar sürmeyeceğini göstermiştir.

Kaynak: Petrol-İş Dış İlişkiler Servisi, DİSK.org.tr