• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

IndustriALL'dan başbakana mektup:

Uyguladığınız acımasız şiddeti kınıyoruz

Petrol-İş'in de içinde bulunduğu IndustriALL Küresel Sendika bir açıklama yaparak Gezi Parkı direnişi sırasında ve onu takip eden günlerde hükümetin barışçıl protestolara uyguladığı şiddeti kınadı. Türkiye'de bu süreçte insanların temel haklarının açıkça çiğnediğine vurgu yapan IndustriALL, DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB'ın 17 Haziran Pazartesi Günü yapmış olduğu genel grevi desteklediğini belirtti.

Dışilişkiler Servisi
18.06.2013

Sayın Başbakan,

Bu mektubu size, dünya ölçeğinde 140 kadar ülkede maden, enerji ve imalat sanayilerinde çalışan 50 milyonu aşkın işçiyi temsil eden IndustriALL Küresel Sendika adına yazıyorum. Türkiye'deki sendikalar küresel örgütümüzün önde gelen üyeleridir.

Hükümetinizin barışçıl protestoculara 31 Mayıs'tan beri uygulamakta olduğu şiddet içeren önlemleri büyük bir öfkeyle izliyoruz. Bu acımasız otoriter tepki bütün dünyada yayımlanıyor ve dünyanın her yerindeki IndustriALL üyeleri Türkiye'deki işçi arkadaşlarının güvenliği konusunda artan bir kaygı duyuyorlar ve bu tutumu nefretle karşılıyorlar.

Bunun sadece Gezi Parkı'ndaki çevre konusuyla sınırlı bir mücadele olmadığının, daha geniş bir bağlamda, temel haklar için, özellikle ifade hakkı ve toplantı özgürlüğü için bir mücadele olduğunun farkındayız.

IndustriALL Küresel Sendika, beş büyük sendikal merkez ile meslek örgütünün (DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB'nin) yaptığı çağrı uyarınca bugün, yani 17 Haziran'da gerçekleşen genel greve tam desteğini veriyor, hükümetinizin barışçıl göstericilere karşı polis gücüyle uygulamakta olduğu sürekli ve acımasız şiddeti kınıyor.

Sivil toplumdan gelen önü alınamaz baskı karşısında, Taksim Dayanışması Platformunun temsilcileriyle, en son Cuma sabahı, birkaç kez görüştünüz ve hükümet sözcüsü, belediyenin Gezi Parkı'nda bir alışveriş merkezi inşa etme kararının yürütülmesini durduran mahkemenin nihai kararına uyacaklarını, tersi bir karar çıkması halinde ise referanduma gideceklerini açıkladı. Açıklamanın ardından Taksim Dayanışması, bütün bileşenlerini, toplantıyı tartışmak ve atılacak adımı görüşmek üzere Gezi Parkı'nda toplantıya çağırdı. Sonunda, 15 Haziran Cumartesi günü, talepler karşılanana kadar parktaki mücadelenin süreceği kararlaştırıldı.

Bu arada, göstericilerin Gezi Parkı'nı 24 saat içinde boşaltması, aksi takdirde hükümetin gerekeni yapacağı yolunda bir uyarı yayımladınız. Cumartesi gecesi, önceki duyuruların aksine, polis kuvvetleri parka geldi, Taksim Meydanı'na açılan bütün yolları kapattı ve kalabalığa tanklardan sıkılan basınçlı su ve gazla saldırıya geçti. Gaz dumanlarıyla kaplanmış parka saldırdılar. Haber duyulunca hem Anadolu hem Avrupa yakasında İstanbul halkı sokaklara döküldü ve Taksim'e doğru yürüyüşe geçti. Karayolu trafiği tıkandı. Polis yöredeki otel ve ilk yardım yerleri gibi mekânları gazla bombalamaya devam etti.

Ölçüsüz şiddet ölümlerle ve birçok insanın yaralanmasıyla sonuçlandı. Ankara, İstanbul ve Eskişehir'de beş kişinin durumu kritik, 55 kişi ağır yaralı, 91 kişi kafa travmasına uğradı. On beş kişi gözünü kaybetti ve bir kişinin dalağı alınmak zorunda kalındı. TTB'nin verdiği bilgilere göre, “13 ilde toplam 7.478 kişi devlet ya da özel sektör hastanelerine, sağlık merkezlerine ya da çatışma alanları yöresinde kurulan ilk yardım kliniklerine başvurdu”.

Kaygı verici bir başka konuysa, binlerce insanın gözaltına alınmış olması ve polis bilgi vermeden aldığı için birçok göstericinin nerede olduğunun bilinmemesidir. Bütün şehirlerde milyonlarca insan hükümetin istifasını isteyerek sokaklara döküldü. Bu şekilde seferber olan insanların sayısı basının tahminlerine göre yaklaşık 10 milyon, ama bu rakam daha yüksek olabilir. Hükümet Gezi Parkı'na geçişi engelliyor ve göstericileri “marjinal, yasadışı gruplar” ve hatta “teröristler” olarak niteliyor.

16 Haziran'da, beş büyük sendikal merkez ve meslek örgütü (DİSK, KESK, TMMOB, TTKB ve TDB), hükümetin barışçıl göstericilere uyguladığı, temel hakları açıkça ihlal eden baskıcı saldırıları protesto etmek için genel greve çıkma kararı aldı.

Şiddete ve Türkiye'deki insanların temel insan haklarının açıkça çiğnenmesine derhal son verilmesi yolundaki küresel çağrılara karşılık vermenizi içtenlikle bekliyoruz.

Saygılarımla,

Jyrki Raina

Genel Sekreter

 

Kaynak: www.industriall-union.org