Dünyanın en unutulmuş köşelerinde bile, hayatı kuran emekçilerin 1 Mayıs’ta resmi tatil yapmalarına karşın Türkiye’de emekçilerin “1 Mayıs resmi tatil olsun” talebi hala karşılanamadı.
Dünyanın en unutulmuş köşelerinde bile, hayatı kuran emekçilerin 1 Mayıs’ta resmi tatil yapmalarına karşın Türkiye’de emekçilerin “1 Mayıs resmi tatil olsun” talebi hala karşılanamadı.
1 Mayıs'ın doğuşunda “büyük insanlığın” daha kısa çalışma özleminin yattığını biliyoruz. Emeğiyle geçinen insanlar, daha az çalışmayı, hayatlarında bir de sosyal boyut olmasını en başından beri talep ediyorlar. Dünyanın en unutulmuş köşelerinde bile, hayatı kuran emekçilerin
1 Mayıs'ta dünyanın pek çok ülkesinde resmi tatil yaptıklarını, o gün ücretli izinli sayılarak talepleri için sokaklarda kutlamalar yaptıklarını biliyoruz.
Ülkemizin geçmişini eğer kesintisiz biçimde Osmanlı döneminden günümüze kadar uzatırsak, 1 Mayıs geleneğinin ta geçen yüzyılın başına kadar uzandığını söyleyebiliriz. Ne var ki, bu en “küresel” ve en “uluslararası” bayram, bizim ülkemizde ilk kutlanmaya başlandığı dönemden beri egemenleri korkutmuş ve çalışanların bu bayramlarını kutlamaları yasaklarla engellenmeye çalışılmıştır.
Günümüzün en efsunlu sözcüğü, yaygın olarak bilindiği gibi “küreselleşme” kavramıdır. Bu kavramın altında yatan görüş de, ülkemizin dünyadan kopmaması, Türkiye'nin dünyanın bulunduğu yerden daha geri bir konuma savrulmaması olarak açıklanıyor. Ancak, 2008 yılında bile muhatap olmak zorunda kaldığımız sorunlar, egemenler açısından küreselleşmenin hep tek boyutunun dikkate alındığını gösteriyor.
Yerli egemenler açısından küreselleşme, sermaye sahiplerinin mallarını ve paralarını istedikleri ülkeye, istedikleri zaman, istedikleri kadar taşıyabilmeleri anlamına geliyor. Başka tür bir küreselleşme olabileceğini düşünmek bile istemiyorlar.
Halbuki, tüm dünyada emeğiyle geçinenlerin 1886 yılından beri kutladıkları 1 Mayıs, en “küresel”, en “uluslararası” bayram olma özelliğini hiç yitirmedi. İşçiler, çalışanlar, beyaz yakalı, mavi yakalı ayrımı yapmadan, bu gün tüm dünya ile aynı zamanda “bayrama” gidiyorlar. Bu nedenle, Türkiye çalışanları açısından da 1 Mayısların önemi tartışılmaz.
1 Mayısların dünyanın pek çok ülkesinde resmi tatil olarak kutlandığını biliyoruz. Ancak, bizim bu araştırmayı yaparken çıkış noktamız, ülkemizde süren tartışmalarda hep “peki ama hangi ülkelerde resmi tatil” sorusuna cevap bulamamamız oldu. Bu araştırmamızda bu konuya yeterli bir cevap bulabildiğimizi umut ediyoruz.
Araştırma sonucunda, irili ufaklı yüzlerce ülkede 1 mayısların resmen tatil olduğunu, bu ülkelerin kimisinin isimlerinin bile yaygın kesimlerce bilinmediğini gördük. Resmen tatil yapanlar arasında hiç tahmin etmediğimiz küçücük Afrika ülkelerinin veya ada devletlerinin bulunmasına şaşırdık. Aynı şekilde, örneğin İngiltere'de hâlâ resmi tatil olmamasını da garipsedik. Bundan, kimi ülkelerde toplu sözleşmeler yoluyla 1 Mayıs'ın ücretli izin günü olarak kabul edildiğini; ancak hâlâ resmi tatil ilan edilmediğini de anlamış olduk.
Eski sosyalist ülkelerde doksanlı yıllarda karşı-devrimler ve dönüşümler yaşanmıştı. Emekçilerin iktidarı kaybettiği bu gerilemenin sonuçları her ülkede farklı tezahür etti. Yoğun işsizlik, yoksullaşma, kimi ülkelerde açlık gibi, daha önce tanımadıkları, bizim için “bildik” sorunlarla karşılaştılar.
1 Mayıs bayramı için de dünyanın diğer ülkelerine benzer süreçler yaşandı.
Eski dönemde, tüm sosyalist ülkelerde 1 Mayıs bazen bir gün, bazen birkaç gün resmi tatildi. Şu anda ise, bazı eski sosyalist ülkelerde 1 Mayıs işçi bayramı olarak resmen tatil olmaya devam ediyor. Ancak, bu ülkelerin kiminde, tabloya bakıldığında görüleceği gibi, 1 Mayısın ithaf edildiği işçilerin adının hiç anılmadan, sıradan bir tatile dönüştürüldüğünü ibretle belirtmekle yetinelim.
Bu arada, Katolik Hristiyanlarca Kutsal Kent olarak kabul edilen, ancak özel bir düzenleme ile bağımsız bir ülke sayılan Vatikan'da bile,
1 Mayıs'ların resmi tatil olduğunu, 1 Mayıs Bayramının orada da kutlandığını ilginç bir nokta olarak işaret edelim. Bu tespite ilaveten, ABD işgali altındaki Irak'ta bile bayramın ortadan kaldırılmadığını, kutlanmaya devam ettiğini de belirtelim.
Aşağıdaki tabloda yer alan ülkelerin bir kısmı Birleşmiş Milletlere kayıtlı değil. Bu ülkelerin kimisi bize göre çok kalabalık, kimisi ise orta büyüklükte bir Anadolu kenti boyutlarına sahip. Ama, tümünün de ayrı bir para birimi, resmi dili veya dilleri, kendi parlamentoları ve bayrakları olduğunu unutmayalım.
Son bir nokta, hemen yanı başımızdaki “milli davamız” Kıbrıs'ta, üstelik de hem Rum kesiminde, hem de Türk kesiminde 1 Mayısın çok uzun yıllardır resmi tatil olduğunu, bizde hâlâ miting yaparak kutlamak bile sorun haline geldiği için, tüm Türkiye çalışanları açısından özlemle bakılacak bir durum olarak belirtmek isteriz. Fakat, Kıbrıs'a kızabilecek egemenleri sevindirecek bir haber iletelim bu arada. Yine “kardeş” ülkelerden biri, hatta çok kullanılan bir deyişle, “tek millet, iki devlet” halindeki halkın yaşadığı Azerbaycan'da ise, 90'lı yıllardaki dönüşümlerin hemen ardından, 1 Mayıs bayram olmaktan çıkartıldı. Ermenistan'da ise halen kutlanıyor. Kazakistan'da ise, bayramdan vazgeçilememiş ancak 1 Mayıs işçi bayramının adı değişip Birlik Günü yapılmış. Aynı şekilde, Estonya'da bizdeki eski uygulama gibi, Bahar Bayramı adı verilmiş. Görüldüğü gibi, sınıfsal güçler dengesinin hangi kesime daha fazla ağırlık verdiğine bağlı olarak, işçiler tatil haklarını alabilmişler veya kaybetmişler.1 Mayısı resmen tatil olarak kutlayan ülkelere bakıldığında, Hindistan ve İsviçre gibi eyalet sistemiyle yönetilen ülkelerde bayram tatilinin tüm ülkeyi kapsamadığını, bölgesel olduğunu gördük.
Gün doğumundan gün batımına, “gün ışığı” esasına göre çalışmak istemeyen Türkiyeli emekçilerin bizim ülkemiz için de 1 Mayıs tatil hakkını isterken, sağlam verilerle hareket etmesi en büyük dileğimizdir. Bu mütevazı çalışmanın, dünyanın hangi ülkelerinde 1 Mayısın tatil olduğunu bütün boyutlarıyla göstermesini umuyoruz.
Bu tabloda bir ülkenin yer almaması, o ülkede 1 Mayısın kutlanmadığı anlamına gelmiyor; ancak, bu durumun o ülkede 1 Mayıs'ın resmi tatil olmadığı anlamına geldiğini belirtelim.
ARAŞTIRMA: