12 Eylül 1980 askeri darbesi sonuçları itibariyle Türkiye tarihinde yeni bir döneme işaret eder. Demokratik hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırıldığı, işçi sınıfı hareketinin sindirildiği, ekonomik ve sosyal düzenin piyasanın insafına bırakılmasının en büyük aracı 12 Eylül Darbesinin üzerinden 40 yıl geçti.
İşçi sınıfı 1970’li yıllar boyunca örgütlülüğünü güçlendirmiş, toplumsal düzende daha çok söz sahibi olmuş ve kazanımlarını arttırmıştı. Aynı süre zarfında ulusal ve uluslararası sermaye için ise bir tıkanma söz konusuydu. 1980 yılına gelindiğinde ise hükümet sermayenin yaşadığı sıkıntıları aşmak adına ekonomik bir dönüşümü gündemine aldı ve 24 Ocak kararları olarak bilinen ekonomik istikrar programını açıkladı.
Ancak bu programa karşı toplumun birçok kesimi tarafından güçlü bir muhalefet örüldü. İşçi sınıfı için pahalılık, zam, ekonomik baskı, güvencesizlik, geleceksizlik anlamına gelen 24 Ocak kararlarının bir toplumsal dirençle karşılaşılmadan uygulanabilmesi çalışmaları 12 Eylül 1980 tarihinde askeri darbeyle sonuçlandı.
12 Eylül askeri darbesi ile çalışma yaşamı ve işçi hakları konusunda sermaye örgütlerinin talepleri dikkate alındı ve işçi sınıfının yıllar içerisinde biriktirdiği haklara büyük darbe vuruldu. Darbe ile birlikte sendikal faaliyetler durduruldu, grevler yasaklandı ve toplu iş sözleşmesi hakkı askıya alındı. Darbeden sonra yapılan yasal düzenlemeyle kıdem tazminatına tavan uygulanmaya başlandı. 1980-1987 arasında reel ücretler %40 geriledi. Nisan 1981’den Eylül 1983’e kadar 148 toplu iş sözleşmesi, Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlandı.
Tüm askeri darbeler gibi 12 Eylül darbesi de öncelikle toplumun en geniş kesimini oluşturan emekçileri ve onların temsilcileri olan sendikaları vurmaktadır. Bu durum bundan sonra da değişmeyecek, darbelerin en büyük mağduru yine işçi sınıfı olacaktır. İşçi sınıfı olarak demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran ya da kısıtlayan her türlü darbeyi lanetliyor, ülkemizde özgürlüklerin, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün, sosyal dayanışmanın hakim olması için mücadelemizi sürdürüyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur,
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Süleyman Akyüz
Genel Başkan