• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Sharan Burrow

2014'te sendikaların gündemindeki sorunlar ve olanaklar

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun (ITUC) Genel Sekreteri Sharan Burrow küresel sendikal hareketin 2013'teki çalışmaları ile 2014 gündemindeki sorunları değerlendiriyor ve Mayıs 2014'te yapılacak ITUC Kongresi'nden beklentilerini açıklıyor. Söyleşi ILO İşçi Çalışmaları Bürosu'nun ACTRAV INFO adlı bülteninden alındı.

31.01.2014

ACTRAV INFO: 2013'e dönüp baktığımızda uluslararası sendikal hareketin başlıca kazanımları nelerdir?

Sharan Burrow: Kuşkusuz, ev hizmetlilerinin haklarıyla ilgili ILO sözleşmesinin 2013'te yürürlüğe girmesiyle, bu alandaki gelişmeler ivme kazandı. Bu önemli bir olaydır. On bir ülke sözleşmeyi imzaladı, başkaları da imzalayacak. Hepsinden önemlisi, bütün dünyada ev hizmetlileri sendikalarda örgütleniyorlar, insana yakışır ücret ve çalışma koşulları talep ediyorlar. ITUC onların bu mücadelesine destek veriyor. ILO'daki standart koyma ve uygulama çalışması ile işçileri örgütlemeye ve insan onuruna yakışır bir çalışma yaşamı sağlamaya yönelik somut eylem arasında nasıl bağlantı kurulacağı konusunda bu son derece önemli bir örnek.

2022 FIFA Dünya Kupası'nın yapılacağı Katar'daki işçi haklarıyla ilgili uluslararası kampanya, dünyanın en zengin ülkelerinden birindeki korkunç emek sömürüsüne bütün dünyanın dikkatini çekti. Reform talebimize yönelik baskıyı daha da artıracağız. Sonunda FIFA tepe yönetiminin de Katar'ın ILO temel standartlarına uymasında diretmesi ilginçtir. Sadece Katar'da değil, göçmen işçilerin kölelik koşullarında çalıştırıldığı başka ülkelerde de değişim sağlamak için bu tür baskı gerekecek. Şimdi yüz milyonlarca insan gerçeği biliyor ve bu farkındalığı eyleme dönüştürmemiz gerekiyor.

Amerika kıtasında yerli işçilerin haklarıyla ilgili sendikal eylem gibi oluşmakta olan eylem alanlarına da destek veriyoruz.

ACTRAV INFO: 2013 bütün dünyada işçilere ilerleme getirdi diyebilir miyiz?

Sanırım diyebiliriz. Özellikle gençler arasında örgütlenmeye yeni yaklaşımlar geliştirdik ve -sınırlar ötesinde ve küresel düzeyde- uluslararası sendikal dayanışmada gerçek bir büyüme sağlandı. 2013 gerçek bir ilerleme yılı oldu; işçileri haklarından yoksun bırakma arayışı içindeki hükümetlerin ve işverenlerin eylemlerine mücadeleyle karşılık vermeyi hedefleyen uluslararası kampanyalara yeni yapı taşları ekledik.

ITUC Küresel Örgütlenme Akademisi'nin ilk çalışma toplantılarını düzenledik, yatırımcı stratejileriyle ilgili çalışmamızı daha da geliştirdik, işçilerin sendikal temsil ve toplu sözleşme haklarına karşı çıkan işverenleri masaya getirmeyi sağlayabilecek Çokuluslu İşletmelerle İlgili OECD İlkeleri gibi uluslararası araçlar daha etkin bir şekilde kullanılır oldu. Küresel federasyonlar, çokuluslu şirketlerle bağıtladıkları yeni çerçeve sözleşmelerle ve birçok yerdeki örgütlenme başarılarıyla, bu alanda özellikle aktif.

Bargladeş'te 1.100'den fazla işçinin hayatını kaybettiği ve 2.500 kişinin yaralandığı Rana Plaza'daki olaylar, çağımızın en kötü sanayi felaketlerinden biriydi. Bu faciadan çığır açan yeni bir girişim olan Bangladeş Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşması doğdu. Büyük şirketlerden oluşan bir azınlığın anlaşmaya katılmayı reddetmesine rağmen, UNI ve IndustriALL, büyük giyim markalarını ve perakendecilerini söz konusu anlaşma çerçevesinde uluslararası sendikal hareketle birlikte çalışmaya ikna etmeyi başardı.

ACTRAV INFO: Böylece uluslararası sendikal hareket 2013'te daha da güçlenmiş mi oldu?

Evet. Brezilya ve Endonezya gibi ülkelerde sendikalardaki sürekli üye artışını ve sendikal hareketin etkinliğini, Gürcistan'da ve iş yasalarında işçiden yana reformlar yapılmasına uluslararası sendikal hareketin katkısı olan diğer ülkelerde haklarla ilgili atılımları vurgulamak isterim.

Hükümetin sendikalara karşı düşmanca tavrını sürdürdüğü Svaziland'da, dünyadaki son mutlak monarşilerden birine dikkat çekmek için, Güney Afrika sendikaları ve yerel sivil toplum gruplarıyla birlikte kamuya açık sembolik bir yargılama oturumu düzenledik. Hükümetin uluslararası sendika temsilcilerinin de içinde bulunduğu tüm katılımcıları tutuklama kararı, işçi haklarının ağır ihlaline daha bir dikkat çekti.

ACTRAV INFO: Size göre hâlâ iyileştirme bekleyen alanlar neler?

Sorunlar çok. ITUC’un küresel kamuoyu yoklamalarının gösterdiği üzere, siyasetçilerin ve hükümetlerin icraatı ile halkın aslında onlardan bekledikleri arasında uçurumlar var. Muazzam eşitsizlik, 2008 krizinin ardından vaat edilen temel reformun yapılmaması, açık ve mevcut iklim değişikliği tehdidi konusunda bir şey yapılmaması, şirketlerin dizginsiz bir şekilde vergi kaçırması. Aileler ve toplumun değişik kesimleri şimdiki ve gelecek kuşaklar için harekete geçilmesi konusunda feryat ediyorlar, ama finans ve sermaye çevrelerinin gücü bu konudaki niyet ve girişimlerin önündeki başlıca engel.

Küresel düzeyde belli bir harekete tanık olduk; Rusya'daki G20 bizler için kaygı konusu olan birçok soruna yine açıklamasında yer verdi, ama sonunu getirmek için gereken kararlılığı göstermiyor. Bir ilerleme belirtisi ise G20 ülkelerinin işverenleriyle istihdam ve çıraklık konusundaki anlaşma oldu.

Dünya Bankası kredilerinde sendikal standartların uygulanması konusunda ilerleme kaydedildi, IMF eşitsizlikten ve ekonomik faaliyetin semeresini paylaşma ihtiyacından söz ediyor ve toplu sözleşme nihayet ekonomik canlanma ve refah açısından elzem görülüyor. Ama bu eğilimlerin yıkıcı “kemer sıkma” politikalarına son vermeye dönüşmesi için yapmamız gereken çok şey var. Kemer sıkma politikaları birçok Avrupa ülkesini ekonomik iflasın eşiğine getirdi ve bu ülkelerin düze çıkması için uzun bir zaman gerekecek.

ACTRAV INFO: Birçok yerde temel işçi haklarına hâlâ saygı gösterilmiyor, değil mi?

İşçilerin temel hakları her bölgedeki ülkelerde ağır bir saldırı altında. Guatemala ve Kolombiya gibi ülkelerde işçiler sendikal faaliyetleri için ağır bir bedel ödemeye devam ediyor. Güney Kore'de, Türkiye'de ve birçok başka ülkede hükümetler sendika karşıtı baskıyı sürdürüyor veya daha da tırmandırıyor. Sözümona “Arap Baharı”nın vaatleri Arap dünyasındaki insanların büyük bölümü açısından gerçekleşmedi; işçi ve sendika haklarıyla ilgili standartlarda iyileşme yok, ekonomik faaliyet hâlâ darboğazda ve işsizlik son derece yüksek.

İnanılır gibi değil ama, Bangladeş ve Kamboçya gibi yerlerde işçi haklarının ihlali o düzeyde ki küresel pazarlar için hazır giyim eşyası ya da ayakkabı üreten bir işçinin ailesinin geliri, Birleşmiş Milletler'in aşırı yoksulluk sınırı olarak belirlediği kişi başına günde 1,25 dolardan aslında daha düşük. Hükümetler insana yakışır asgari ücret ve sendikal haklar sağlama sorumluluklarını yerine getirmiyor ve işçilerin tek seçeneğinin kayıtdışı ekonomiye sarılmak olduğunu bilen ahlak düşkünü işverenler, bu boşluktan sonuna kadar yararlanıyorlar. 

Dünyadaki bütün işçilerin yüzde 40'ının ve belki de daha fazlasının kayıtdışı ekonomide kıt kanaat yaşamak zorunda bırakılması, küresel ekonomik sistemin bugünkü halinin açık kanıtıdır. Dünyada herkese refah sağlamaya yetecek kadar zenginlik var, ama bu zenginliğin en büyük bölümü birkaç yüz kişinin elinde bulunuyor ve vergi cennetlerinin zulasında saklanıyor.

ACTRAV INFO: ITUC'un gelecek kongresi Mayıs'ta Berlin'de yapılacak. Kongre'den beklentileriniz neler?

Berlin Kongresi, ağırlığı eylem çerçevelerine veren bir yenilenme kongresi olacak. ITUC yönetim organları Kongre'de görüşülmek üzere kapsamlı ama kısa bir Kongre Bildirgesi taslağı hazırlıyor. Bildirge çağımızda uluslararası sendikal hareketle ilgili önemli konuları kapsıyor. Bunun yanı sıra şu üç alana yönelik eylem çerçeveleri hazırlanıyor:

• Sendikal büyüme, şirketlerde örgütlenme, küresel temalar çevresinde stratejik kampanya, kayıtdışı ekonomide örgütlenme, ortaya çıkan sorunlar konusunda eylem, örgütlenme ve toplu sözleşme haklarını gerçekleştirmeye dönük kapsamlı uluslararası eylem kapasitemizi geliştirmek;

• Sürdürülebilir istihdam, güvenli gelir ve sosyal koruma, iş güvencesiyle ilgili çalışmamıza daha fazla ağırlık vermek, iklim değişikliği ve iklim adaleti konusunda eylem, sosyal koruma ve yoksulluk, finans reformu ve küresel ekonomi;

• Hakların gerçekleştirilmesi, risk altındaki ülkelerle ilgili eylemlerin belirlenmesi, işçi haklarını en ağır ihlal edenlerin tespiti ve haklar konusunda önemli zorluklar yaşanan ülkelerin “izleme listesi”nin çıkarılması. Kongre, haklara ve sosyal ve ekonomik adalete saygıyı sağlayacak stratejiler ve taktikler ve bu bağlamda elbette ILO'nun hayati rolü üzerinde duracak.

ITUC'un Vancouver'daki 2. Dünya Kongresi'nde, anatüzüğümüzde öngörülen hedefleri gerçekleştirmek üzere geniş ve ayrıntılı bir dizi politika kabul edilmişti. Bu Kongre'de ise işçilerin karşı karşıya bulunduğu zorluklar, karmaşık sorunlara yenilikçi yaklaşımlar ve uluslararası sendikal dayanışmanın tüm potansiyelinin gerçekleştirilmesi konularında uluslararası sendikal hareketin konumu/tutumu belirlenecek.

Kongre web sayfalarını Şubat başında açacağız. Kongre tartışmalarının zenginleşmesine ve canlılık kazanmasına katkıda bulunmak amacıyla, bu web sayfalarına sendikal çalışmalardan ilginç örnekler koymayı düşünüyoruz. Bu nedenle sendikalardan video, fotoğraf, belge gibi materyal göndermelerini istiyoruz.

ACTRAV INFO: Temel çalışma standartlarının güçlendirilmesi konusunda ILO'dan beklentileriniz neler?

Sendikal hareketi güçlendirmenin aslında ILO'nun rolü olduğu kanısında değilim, ama ILO, onun standartları ve teknik çalışması sosyal adalet için kesinlikle hayati önemde.

Sendikal temsil hakkının yanı sıra toplu pazarlık da birçok yerde ağır bir saldırı altında. Büyük bir hızla artan ekonomik eşitsizlik açısından bunun bütün dünyadaki sonuçları çok açık. Sendikal hareket ILO'ya her zaman olduğu gibi kararlılıkla bağlı kalacak ve diğer sosyal tarafların da bağlılıklarını göstermeleri için baskı yapmaya devam edeceğiz. Bazıları örgütlenme ve toplu sözleşme haklarına yıllarca karşı çıkan çokuluslu şirketlerde şimdi ilginç bir eğilim gözlüyoruz: Kamboçya gibi ülkelerde temel ILO standartlarına saygı gösterilmesi çağrısı yapıyorlar.

Bu zamanda inanılır gibi değil ama işçilerin hâlâ kölelik koşullarında çalıştırıldığı ülkeler var. ILO'nun en ağır sömürüye uğrayan insanların tarafında olması, bu insanlara işlerin iyiye gideceği umudunu veriyor. Hükümetlerin, işverenlerin ve işçi örgütlerinin ILO'ya ve onun misyonuna tam destek vermesi gerekiyor. ILO'suz bir dünya düşünemeyiz. ILO'nun rolünü, özellikle denenmiş ve sınanmış standart koyma ve gözetim süreçlerini sekteye uğratmaya çalışanlar karşılarında bütün kararlılığıyla sendikaları bulacaklardır.

Kaynak: Dış İlişkiler Servisi