Petrol-İş Sendikası GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU, 18-19 ŞUBAT 2019 tarihinde KKTC/GAZİMAĞUSA'da toplanarak ülkemizde yaşanan güncel gelişmeleri ve örgütsel çalışmalarını değerlendirmiştir.
GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU, toplantıda yapılan değerlendirmeleri ve bu doğrultuda almış olduğumuz kararları aşağıdaki şekilde kamuoyuna iletmeyi uygun bulmuştur:
Emperyalist ülkelerin, Ortadoğu'da enerji kaynaklarına hakim olmak için yıllardır sürdürmekte olduğu yıkım ve savaş politikaları Latin Amerika’da da devreye sokulmaktadır. Son olarak, dünyanın kanıtlanmış en büyük petrol rezervine sahip olan Venezuela'da, ABD'nin başını çektiği emperyalist kamp bir darbe tezgahlamaya çalışmış ve seçilmiş başkanı tanımadıklarını ilan etmişlerdir. Latin Amerika'da halkçı iktidarlardan birisine sahip Venezuela'nın bugün hedefe oturtulması tesadüf değildir. Emperyalizm içinde bulunduğu krizden çıkabilmek için bu kez petrol zengini Venezuela'da düğmeye basmıştır. Ülkemizde de benzerlerine şahit olduğumuz bu plan, Venezuela halkının direnişi ve ülkesine sahip çıkması ile şimdilik bozulmuştur. ABD ve emperyalist ülkeler, Venezuela ve Latin Amerika'dan derhal elini çekmelidir.
Petrol ve doğalgaz üzerinde benzer bir paylaşım kavgası, merkezinde Kıbrıs’ın durduğu Doğu Akdeniz’de verilmektedir. Bazı petrol tekelleri eliyle başlatılan doğal gaz arama çalışmaları, emperyalist ülkelerin bölgeye dönük kışkırtıcı politikalarının yeni aracı haline gelmiştir. Türkiye ve K.K.T.C.’nin de içinde yer aldığı Doğu Akdeniz’de enerji kaynakları üzerinden yeni düşmanlıkların filizlenmesine engel olunmalıdır. Doğu Akdeniz’deki doğal zenginlikler, emperyalist tekellere değil tüm bölge halklarına aittir. Deniz alanlarındaki arama çalışmalarının hiçbir ülke dışarıda bırakılmadan bölgedeki tüm ülke ve halkların hakları gözetilerek yapılması gerekmektedir.
Krizin yıkıcı etkileri açıklanan yeni istatistiklerle her geçen gün ortaya çıkmaktadır. Üretimde daralma yaşanmış, işten çıkarmalar hızlanmış ve gerçek işsizlik oranı yüzde 20’lere dayanmıştır. Yüksek enflasyonun etkisiyle emekçilerin alım gücü düşmekte, ücretler erimekte, yoksulluk giderek derinleşmektedir. Yıllardır büyümeden hiçbir pay almayan emekçilerden, “beka sorunu, aynı gemideyiz,” vb. söylemlerle fedakarlık yapmaları talep edilmektedir. Krizin sorumlusu olmayan işçi sınıfına, kriz nedeniyle yeni bedeller ödetilmesine asla izin verilemez. Tüm işçi konfederasyonları krizin yıkıcı etkilerine karşı ortak bir tavır geliştirmeli, emeğin kriz döneminde taleplerini yükseltmek için yerelliklerden başlayarak bir dayanışma ve mücadele hattı örülmelidir. Petrol-İş, örgütlü olduğu işyerlerinde ve ülkede kriz fırsatçısı uygulamalara karşı üzerine düşeni yapacak, kriz döneminde tüm emekçilerin hak ve hukukunu koruyabilmek için her türlü mücadeleyi verecektir.
Ülkemizde kriz koşulları ağırlaşırken 31 Mart Yerel Seçimi gerçekleştirilecektir. Yerel yönetimler için yapılacak seçimlerde, belediyelerde işçilerin örgütlenmesine engel olan, sendikaya üye olduğu için işçileri işten atma, farklı bir sendikaya geçmeye zorlama, eylemleri engelleme gibi birçok yöntemle sendikal hakları gasbeden parti ve adaylara oy verilmemesi çağrısı yapıyoruz. Petrol-İş seçim sürecinde ve sonrasında, güvenli-güvenceli istihdam, taşeron çalışmanın tümüyle kaldırılması, çalışma yaşamında esnek çalışmanın önüne geçilmesi, özel istihdam bürolarının kapatılması, adil ücret ve vergi politikalarının izlenmesi, asgari ücretin insanca yaşanabilecek düzeye çıkarılması, kayıtdışılıkla mücadele edilmesi, özelleştirmelerin durdurulması, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin sağlanması, işsizliğin önlenmesi ve yoksulluğun azaltılması, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması ve sendikal hakların güvence altına alınması gibi taleplerin takipçisi olacaktır.
Sendikaların tüm itirazlarına rağmen kıdem tazminatı reformu bir kez daha gündeme getirilmektedir. Basında yer alan bazı haberler, kıdem tazminatında bireysel fon hesabı sistemine geçilmesine ilişkin reform çalışmalarının arka planda sürdürüldüğüne işaret etmektedir. Kriz ortamında emekçilerin elinde kalan son kazanımlardan birisi olan kıdem tazminatını tırpanlamak, yeni bir kriz fırsatçılığı örneği olacaktır. Kıdem tazminatı konusunun sendikaların kırmızı çizgisi ve genel grev nedeni olduğu gerçeğinin altını bir kez daha çiziyoruz. Kıdem tazminatında haklarımızı geriye götürecek herhangi bir düzenlemeye kalkışılmamalı, eğer bir düzenleme yapılacaksa 12 Eylül Darbesi ile getirilen tavan kaldırılmalı, icra ve iflas durumunda işçi alacakları öncelikli hale getirilmeli ve kıdem tazminatının işverenlerce ödenmesi devlet tarafından güvence altına alınmalıdır.
Emeklilikte yaş kriterine takılan yurttaşlarımız (EYT), önce 1999 yılındaki kamuoyunda “Mezarda Emeklilik” olarak bilinen düzenleme ardından sosyal güvenlik sistemi ile ilgili düzenlemeler nedeniyle mağdur edilmişlerdir. Sosyal güvenlikte piyasacı anlayışın sonucu mağdur olan EYT'ler uzun süredir çeşitli kitlesel etkinliklerle, sorunlarını dile getirmekte ve mağduriyetlerine çözüm aramaktadırlar. Çeşitli illerde yapılan bu etkinliklere şubeleri aracılığıyla destek veren sendikamız, EYT'lerin taleplerinin karşılanması için gereken düzenlemelerin, herhangi yeni bir hak kaybına yol açmayacak şekilde, yapılmasını talep etmektedir. Ayrıca Petrol-İş, ülkemizde emeklilik kriterleri açısından adil bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Sabit bir emeklilik yaşı yerine, çalışanların yaptıkları işe ve mesleklerine göre, gerçekçi ve uygulanabilir bir emeklilik yaşı belirlenmesi gerekmektedir.
Çalışanların bir diğer önemli sorunu, vergi sistemindeki adaletsizlikler nedeniyle yaşadıkları hak kayıplarıdır. Ülkemizde ücretliler, gelir dilimi matrahları adil ölçüde belirlenmediği ve güncellenmediği için her yıl ciddi kayba uğramaktadır. Çalışanların yılsonunda eline geçen ücretleri, yılbaşında aldıkları ücretin epey altına düşmektedir. Ülkemizde gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin üçte ikisi “bordro mahkumu” haline getirilen ücretliler tarafından ödenmektedir. Bu adaletsizliğe artık son verilmeli, vergi sistemi Anayasa’nın 73. maddesindeki maliye politikasının sosyal amacı olan, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı esasına göre yeniden düzenlenmelidir.
Ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin ihmal ve ihlaller nedeniyle ölümler sürmektedir. 2018 yılında 1923 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. SGK’nın açıklamış olduğu verilere göre, her 100 bin çalışan başına ölümlü iş kazası oranı da son yıllarda artmaktadır. Genişletilmiş Başkanlar Kurulu’nu yaptığımız tarihlerde, Muğla Milas’ta bir maden ocağında meydana gelen göçükte 3 işçi kardeşimiz yaşamını yitirmiştir. Hayatını kaybeden işçilere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Artık yeni acılar yaşamaya tahammülümüz kalmamıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinde mevzuattaki ertelemeler son bulmalı ve denetim eksiklikleri hızla giderilmelidir.
Örgütlü olduğumuz TPAO’da saha hizmetlerinin TPIC’e devredilmesinden sonra, TPIC’e geçmeyi reddeden yaklaşık 500 üyemiz atıl istihdam haline getirilmiştir. Söz konusu istihdamın, re’sen emeklilik ve statülerinin değiştirilmesi gibi yollarla eritilmesi düşünülmektedir. Bu planlardan vazgeçilmeli, TPIC’e geçmeyi istemedikleri için adeta cezalandırılan üyelerimiz kuruluşun üretim faaliyetlerinde ya da geçici görevlendirmeyle TPIC’te değerlendirilmelidir.
Sendikamızın örgütlü olduğu kamu işyerleri dahil toplam 38 işyerinde yaklaşık 23 bin üyemizi ilgilendiren ve 2019-2020 dönemini kapsayan toplu sözleşme süreçlerimiz devam etmektedir. Kamuda 5 binin üzerinde Petrol-İş üyesini ilgilendiren müzakere sürecinde, Türk-İş'in hükümet ile imzalayacağı çerçeve protokolü için öneri ve taleplerimiz, konfederasyonumuza iletilmiş ve her bir işyerinde izleyeceğimiz politikalar belirlenmiştir. Önceki yıllarda olduğu gibi tüm sözleşme müzakerelerinde, üyelerimizin işyerlerindeki sorunlarının çözülmesi ve haklarının genişletilmesi adına etkili bir sözleşme stratejisi izleyeceğiz.
Petrol-İş Sendikası, tüm olumsuz şartlara rağmen örgütlenme çalışmalarına devam etmektedir. Örgütlendikleri için işten çıkarılan üyelerimizin sürdürdüğü Flormar Direnişi, 280 günü aşmıştır. Örgütlenme mücadelesini kararlı biçimde sürdüren Flormar işçilerini Genişletilmiş Başkanlar Kurulu olarak bir kez daha selamlıyoruz. Aynı dönemde çeşitli eylemlerle devam eden Recticel, başarıya ulaşan Manisa Standard Profil Ege ve çeşitli aşamalarda bulunan onlarca örgütlenmemiz Petrol-İş bayrağını ülkemizin dört bir yanında yükseltmektedir. Sendikamız emeğin örgütlü gücünü arttırmak adına tüm imkanlarıyla faaliyetlerini ve mücadelesini sürdürecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
PETROL-İŞ SENDİKASI
GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU ADINA
MERKEZ YÖNETİM KURULU