Petrol-İş Sendikası 28. Dönem 7. Olağan Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi yayınlandı.
Petrol-İş Sendikası GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU, 5-6 EKİM 2017 tarihinde ERZURUM'da toplanarak ülkemizde yaşanan güncel gelişmeleri ve örgütsel çalışmalarını değerlendirmiştir.
GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU, toplantıda yapılan değerlendirmeleri ve bu doğrultuda almış olduğumuz kararları aşağıdaki şekilde kamuoyuna iletmeyi uygun bulmuştur:
28. Dönem 7. Olağan Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz, OHAL döneminde emeğin hak ve kazanımlarının korunması ve genişletilmesi için zor bir mücadelenin sürdürüldüğü koşullarda toplanmıştır. Petrol-İş Sendikası bu zor şartlarda, sendikal mücadeleyi yükseltmek, üyelerinin haklarını artırmak ve yeni işyerlerini örgütleme adına mücadelesine yılmadan devam etmektedir.
Emperyalizm, ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada yeni savaşların fitilini ateşlemeye çalışmaktadır. Bölgemizde Irak ve Suriye'nin tarumar edilmesinden sonra sıra, bu komşu ülkelerin parçalanmasına gelmiştir. Batılı devletler iki yüzlü davranıp, önce Ortadoğu'yu yakıp yıkmakta ardından bu ülkelerin bölünmesi karşısında timsah gözyaşları dökmektedir. Küresel kapitalizm derin bir kriz içerisindedir. Çıkışı çatışmaları yeni coğrafyalara taşımakta görmektedir. Bölgemizde ve Ortadoğu'da sınırlar bir kez daha emperyalist ülkeler tarafından çizilmek istenmektedir. Buna izin verilmemeli, bu coğrafyanın geleceği sermayenin kâr hırsı ile değil, bölge halklarının barış ve kardeşlik temelinde kendi iradeleriyle belirlenmelidir.
Bu ortamda ülkemize yönelik tehditler her geçen gün artmakta, terör saldırıları devam etmektedir. Son dönemde terör saldırıları ve çatışmalarda hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Sağduyulu politikalara, birlik ve beraberliğe büyük ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, OHAL bahanesiyle en temel hakların birer birer rafa kaldırılmasına, emek mücadelesinin önüne türlü engeller çıkartılmasına ve işveren kesimin çıkarlarına yönelik politikalara öncelik verildiğine tanık oluyoruz. Grevler ertelenmekte, toplu sözleşme hakkı kullanılamaz hale getirilmekte, işverenlere her türlü teşvik ve kolaylık gösterilirken işçiye eylem yasağı getirilmektedir. Üstelik bu uygulamaların OHAL’in gerekçelerinden olduğu, bizzat Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıkça ifade edilmektedir. Bu tavır, işverenlere emeğin haklarının gasp edilmesi, işyerlerinde işçiye baskı uygulanması ve sendikalaşmanın engellenmesi noktasında cesaret vermektedir. Tüm bu anti-demokratik uygulamalardan vazgeçilmeli, grev ertelemelerine son verilmeli, emek mücadelesinin önündeki engeller ve OHAL kaldırılmalıdır.
Bu süreçte Sendikamız, birçok işyerinde işverenin haksız ve hukuksuz uygulamalarına karşı kararlı bir mücadele vermektedir. Konya’da faaliyet gösteren Pakpen'de işverenin toplu sözleşme prosedürünü geciktirme, işten çıkarma, işçiyi yıldırma ve sendikasızlaştırma girişimlerine karşı bu hafta eylemlere başlanmıştır. İstanbul’da kurulu bulunan yeni örgütlendiğimiz Akkim işyerinde, işverenin sendikalaşmaya karşı yaptığı işten çıkarmalar üzerine Ağustos ayında başlayan direnişimiz sürmektedir. Ayrıca, yeni örgütlendiğimiz diğer işyerlerimizde işveren baskısı ve işten çıkarmalara karşı mücadelemiz de devam etmektedir. Petrol-İş Sendikası, şartlar ne olursa olsun, örgütlü olduğu ve yeni sendikalaştığı işyerlerinde tüm dayatmalara rağmen meşru ve haklı mücadelesini başarıya ulaşana kadar sürdürecektir. Genişletilmiş Başkanlar Kurulu olarak, bu onurlu mücadeleyi veren tüm üyelerimizi selamlıyoruz!
OHAL döneminde işverenlere yapılan teşvikler ve vergi indirimleri bütçeye büyük yük getirmiştir. Bu yükü karşılamak adına hükümet tarafından, 2018 yılından itibaren uygulanmak üzere fahiş vergi zamları açıklanmıştır. Meclis'e intikal eden yasa düzenlemesine göre, gelir vergisi tarifesinde artış öngörülmekte, Motorlu Taşıtlar Vergisi artırılmakta, tüketimden alınan bazı dolaylı vergi kalemlerine zam yapılması planlanmaktadır. Özellikle gelir vergisi kesintileri, ücretliler üzerinde artık taşınmaz bir yük haline gelmiştir. Düzenlemede, çalışanların üçüncü dilimdeki gelir vergisi tarifesine uygulanan vergi oranı %27'den %30'a çıkarılmaktadır. Gelir vergisi tarifesindeki bu artış, özellikle sendikalı ve toplu iş sözleşmesi uygulanan işyerlerinde çalışanları doğrudan etkileyecektir. Sözleşmelerde alınan ücret artışları, bu vergi zammı ile kaynaktan çalışanların haberi dahi olmadan kesilecektir. Ayrıca ücretliler, gelir dilimi matrahları adil ölçüde belirlenmediği için halihazırda ciddi kayıplara uğramaktadır. Ülkemizde gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin, üçte ikisi zaten ücretliler tarafından ödenmektedir. Aynı düzenlemede bazı dolaylı vergi kalemlerinde de artış yapılması, ücretlilerin cebinden çıkan vergileri daha artıracaktır. Meclis'te görüşülmesi beklenen düzenleme, Anayasanın “vergi ödevi” başlıklı 73. maddesine açıkca aykırıdır. Vergi sistemini daha adaletsiz, gelir dağılımını ise daha çarpık hale getirecektir. Bu düzenlemede gelen tepkiler üzerine makyaj yapılması yetmez, vergi paketi tümden geri çekilmelidir.
Ülkemizde özellikle sermaye birikiminin yoğun olduğu bazı bölgelerde yerel ve ulusal düzeyde işverenlerin son derece örgütlü davrandığı ve sendikalaşma oranının çok düşük olduğu görülmektedir. Buralarda sendikalaşma faaliyetlerine karşı birlikte hareket eden işverenlerin, bu tavrına karşı konfederasyon ayrımı yapmadan ortak örgütlenme strateji ve çalışmaları planlanmalıdır. Sendikal mücadelede temel ilkemiz olan birlik ve dayanışma, sendikalaşma pratiğinin zayıf olduğu bu bölgelerde örgütlenme çalışmalarına da yansıtılmak zorundadır.
Diğer yandan, siyasetin arka bahçesinde faaliyet göstermekle eleştirilen konfederasyonların üye sayısını hızla arttırdığı görülmektedir. Türk-İş, sendikal örgütlenme konusunda daha fazla inisiyatif almaz, emeğin artan sorunlarına karşı mücadeleye öncülük etmezse en büyük konfederasyon olma niteliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından kamuda alt işveren işçisi olarak çalışanların kamu kadrosuna alınması yönünde yeni bir açıklama yapılmıştır. Daha önce gündeme getirildiği üzere, bu düzenlemeyle kamuda istihdam güvencelerine sahip olmayan özel bir sözleşmeye tabi yeni bir kadro yaratılmamalıdır. Yapılması gereken kamuda asıl-yardımcı iş ayrımı yapılmaksızın tüm taşeron, mevsimlik ve geçici çalışanların kadroya alınmasıdır. Ayrıca sadece kamuda değil özel sektörde de taşeron işçilerin sorunlarının çözülmesi için kapsamlı bir çalışma başlatılmalıdır. Hedef, özel ve kamu ayrımı yapılmaksızın, bir kölelik sistemi olan taşeron çalışmanın tümüyle kaldırılması olmalıdır.
Hükümet bir yandan kamuda taşeron çalışanlara yönelik bir düzenlemeyi gündemine alırken, bir yandan da en önemli KİT'lerden birisi olan Türkiye Petrolleri'nde (TP) büyük bir taşeronlaştırma operasyonu gerçekleştirmektedir. TP'nin saha hizmetlerinin TPIC’e devri uygulamasına ilişkin somut adım atılmış ve bu işlerde kullanılan her türlü makine-teçhizat ve ekipmanın TPIC'e devredilmesi ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararı alınmıştır. Ayrıca TP yönetimi, toplu iş sözleşmesine aykırı bir şekilde, SGK emekliliğini hak etmiş çalışanları emekli etmek yoluyla istihdamı daraltma girişimlerinde bulunmaktadır. Petrol-İş başından bu yana, bu devrin ve girişimlerin karşısında olmuş, birçok eylem ve etkinliğe imza atarak, tavrını ortaya koymuştur. Gelinen noktada Petrol-İş, TP'de istihdamın güvencesizleştirilmesine karşı çıkmakta ve üyelerimizin kazanımlarını korumak adına hareket etmektedir. Hiçbir üyemizin kendi iradesi dışında TPIC'e geçmesine ve emekli edilmesine, ayrıca TP başta olmak üzere Varlık Fonu’na devredilen KİT’lerin yapısal dönüşüm adı altında tasfiye edilmesine izin verilmeyecektir.
Sendikamız yoğun bir toplu sözleşme dönemini kazanımlarla geride bırakmıştır. 2017 yılında kamu işyerleri dahil 43 işyeri/işletmede sözleşmeler, maddi ve idari kazanımlarla enflasyonun ortalama iki katı ölçüsünde ücret zammı alınarak imzalanmıştır. Toplu sözleşme çalışmalarımız, üyelerimizin haklarını geliştirmek ve örgütlülüğümüzü sağlamlaştırmak hedefiyle 2018 yılında 21 işyerimizde devam edecektir.
5510 Sayılı Kanun’da Fiili Hizmet Süresi Zammı Uygulamasının kapsamının genişletilmesi için geniş bir akademik kadro ile yürüttüğümüz çalışma tamamlanmıştır. Projemiz kapsamında biri teknik rapor olmak üzere iki kitap yayıma hazırlanmakta, ayrıca konunun çeşitli etkinliklerle kamuoyuna taşınması planlanmaktadır. Son olarak, hazırlanan kanun değişikliği teklifini TBMM'ye sunarak ilk aşamada, patlayıcı imalatı ve petrol rafinerilerinin kanun kapsamına alınması girişimlerinde bulunulacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
PETROL-İŞ SENDİKASI
GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU ADINA
MERKEZ YÖNETİM KURULU