29. Dönem 10. Olağan Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirisi Yayımlandı

BAŞKANLAR KURULU, toplantıda yapılan değerlendirmeleri ve bu doğrultuda almış olduğumuz kararları aşağıdaki şekilde kamuoyuna iletmeyi uygun bulmuştur:

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen şiddetli depremlerde ne yazık ki, onbinlerce yurttaşımız hayatını kaybetmiş, yine çok sayıda yurttaşımız yaralanmıştır. Türkiye tarihinin en büyük felaketi olarak gösterilen bu afetin yol açtığı maddi ve manevi yıkım, 11 ili ve toplamda 13,5 milyona ulaşan bir nüfusu doğrudan etkilemiştir. Derin bir üzüntü içerisindeyiz ve tüm halkımızla beraber kayıplarımızın yasını tutuyor, hep birlikte yaşadığımız felaketin yaralarını sarmaya çalışıyoruz.

Depremlerde yaşamını yitirenler arasında 24 üyemiz de bulunmaktadır. Başkanlar Kurulu olarak kaybettiğimiz vatandaşlarımıza ve üyelerimize rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Ülkemizin ve ulusumuzun başı sağolsun… Bu büyük yıkımdan dayanışmayla ve ülkemizin dört bir yanında sürdürülen yardım seferberliği ile çıkacağımıza, yaralarımızı hızla saracağımıza kuşkumuz yoktur. Petrol-İş bu seferberliğin bir parçası olmuştur. Bir yandan 500’ün üzerinde üyemiz bölgede arama-kurtarma çalışmalarına bilfiil katılırken, diğer yandan bölgede Adıyaman ve Adana olmak üzere şubelerimizin bulunduğu illere tırlarla yardım malzemeleri ulaştırılmıştır. Maddi yardımlarımız da resmi kurumlar vasıtasıyla depremzedelere aktarılmaktadır.

Türkiye bir deprem ülkesidir… Yaşanan depremlerin şiddeti ve kapsamı, bu felaketten sonra afet kriz yönetiminde ortaya çıkan kimi eksikliklerin ve yetersizliğin açıklaması olamaz. Depremlere yeterince hazır olmadığımız bir kez daha ve son derece acı biçimde ortaya çıkmıştır. Çöken binalardan bir kısmının deprem yönetmeliğine uygun olmadığı, binaların inşaatı sırasında malzemeden çalındığı anlaşılmaktadır. Yapı denetim, kontrol ve ruhsat süreçlerinde de bir dizi ihmal olduğu görülmektedir. Vatandaşlarımızın hayatına mal olan bu hırsızlığın, ihmallerin ve suçların hesabı hukuk çerçevesinde mutlaka sorulmalıdır. Depremden etkilenenlere insanca barınma koşullarının acilen sağlanması ve depremzedelerin her türlü ihtiyacının karşılanması için devletin tüm olanakları harekete geçirilmelidir. Bununla birlikte, depremin yol açtığı zararın ekonomik maliyetinin, geçmiş örneklerde olduğu gibi, işçilere ve vatandaşlara çıkarılmasına asla izin verilemez.

Bu çerçevede 22 Şubat 2023 tarihinde çıkarılan kararname ile deprem bölgesinde çalışma hayatına ilişkin bazı düzenlemeler yapılmıştır. Covid döneminde de istismar edilen “fesih yasağı”, işçiyi tam olarak korumaktan uzaktır ve kötüye kullanılabilecektir. Getirilen nakdi ücret desteğinin ise kısa çalışma ödeneğinin oldukça altında olduğu görülmektedir. Bu destekler bölgede ağır yıkım ile karşı karşıya olan işçilere yeterli olmadığı gibi yine bazı şartlara bağlanmıştır. Düzenlemeler, işçiye tam güvence sağlayacak ve işverenlerin kötüye kullanmasına izin vermeyecek bir hale getirilmelidir. 

Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) yıllardır süren mücadelesi sonuç vermiştir. Seçim öncesi ilgili düzenlemenin deprem nedeniyle çalışmalarına ara verilen TBMM’de bu hafta yasalaşması beklenmektedir. EYT düzenlemesi ile yeni mağduriyetler yaratılmasına izin verilmemelidir. 8 Eylül 1999 öncesi sigortalı çalışmaya başlayanların emeklilik koşullarında yaş şartı kaldırılırken prim şartı da eski düzenlemeye çekilmelidir. O dönem staj ve çırak olarak çalışanlar da kapsama alınmalıdır. Bununla birlikte sistemdeki diğer sorunlar da önümüzdeki dönemde gündeme getirilmelidir. Emeklilikte aylık bağlama oranlarının düşmesi, düşük emekli aylıkları, 1999 düzenlemesi ile gelen yaş şartının sonraki tarihte sigortalı olanlar için de makul biçimde yeniden kademelendirilmesi gibi konular ele alınmalıdır.

2023 yılı için geçerli olacak gelir vergisi dilimleri, bir kez daha çalışanların aleyhine belirlenmiştir. Vergi diliminin ilk sınırı ile her ne kadar vergiden istisna tutulsa da, asgari ücret arasındaki makas hızla daralmıştır. Gelir Vergisi tarifesinin ilk basamağı 1999’da 26, 2002 yılında ise asgari ücretin 17 katı iken, bugün bu oran 7 kata kadar gerilemiştir. Bu nedenle, çalışanlardan giderek daha fazla buna karşılık işverenden aflar, teşvikler ve kolaylıklar vasıtasıyla giderek daha az vergi alınmaktadır. Vergi sistemindeki adaletsizlik böylece büyümektedir. Son aylarda enflasyonun artması ve alım gücünün düşmesiyle birlikte, gelir vergisi yükü çalışanlar için daha da ağırlaşmıştır. Vergi sisteminde çalışanlar lehine iyileştirme ve düzenleme yapılmasının, sendikaların ve konfederasyonların seçim dönemi dahil önümüzdeki süreçte öncelikli mücadele gündemi olması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.

Ülkemizde hayat ve çalışma koşullarında kötüleşme, daha fazla sayıda işçinin güvence arayışına girmesini getirmekte ve sendikalara yönelmelerini sağlamaktadır. Ancak işçilerin sendikal haklarını kullanması sistematik olarak engellenmeye çalışılmaktadır. Hükümetin aldığı grev erteleme kararları ile işverenlerin sendikal örgütlenmeyi zorlaştırmak için ellerinden geleni yapmaları aynı amaca hizmet etmektedir. Sendikaların güçlenmesi, işçinin sendikalaşması ve hakkına sahip çıkması istenmemektedir. Bu şartlar altında Petrol-İş, tüm şubeleriyle örgütlenme mücadelesini sürdürmekte ve üye sayımızda istikrarlı bir artış devam etmektedir.

Sendikamız yoğun bir toplu sözleşme süreci içerisindedir. Ekim ayındaki bir önceki Başkanlar Kurulumuzdan bu yana toplam 9 işyeri/işletmede toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır. Halen kamu ve özel olmak üzere 51 işyeri/işletmede TİS müzakereleri devam etmektedir. Ayrıca müzakereleri devam edenler dahil bu yıl içerisinde toplam 58 işyerinde toplu iş sözleşme prosedürleri sürdürülmüş olacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

PETROL-İŞ SENDİKASI
BAŞKANLAR KURULU ADINA
GENEL BAŞKAN
SÜLEYMAN AKYÜZ