Petrol-İş Sendikası Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, 30 Haziran-1 Temmuz 2025 tarihlerinde Diyarbakır'da toplanarak ülkemizde emeğe ilişkin güncel gelişmeleri ve örgütsel çalışmalarını değerlendirmiştir.
GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU, toplantıda yapılan değerlendirmeleri ve bu doğrultuda almış olduğumuz kararları aşağıdaki şekilde kamuoyuna iletmeyi uygun bulmuştur:
Dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip bulunan Ortadoğu, acımasız bir rekabet halindeki emperyalist ülkelerin kaynak savaşlarının geçmişten bugüne başlıca adresi olmaktadır. Daha fazla kâr elde etmek isteyen tekellerin çıkarlarını korumak ve enerji yollarını kontrol etmek isteyen ülkeler, bütün bir coğrafyayı Irak’ta olduğu gibi işgal, Gazze’de soykırım, Lübnan’da çatışma ve Suriye’de istikrarsızlıkla yeniden şekillendirmeye çalışmaktadır. Şimdi sıra İran’a gelmiş, emperyalizmin temsilcisi İsrail bölgede çok uzun bir süredir “haydut devlete” dönüşmüştür. Ortadoğu’da emperyalist planları gerçekleştirmek üzere yapılan tüm saldırıları kınıyor, soykırımcı İsrail’i lanetliyoruz. Ülkemizin de içinde olduğu bölgemizde; işgal, çatışma ve istikrarsızlıkların emekçi halkların kardeşlik ve dayanışma temelinde “yurtta ve dünyada barış” ilkesinin hâkim kılınması ile son bulacağını vurguluyoruz. Ülkemizde silahların susması ve hoşgörü ikliminin tesisi için başlayan süreci önemsiyor, işçi sınıfının tarafının her zaman huzur, demokrasi ve barıştan yana olduğunu belirtiyoruz.
Üretimde küresel tedarik zincirlerini olumsuz etkileyen gelişmelere her geçen gün bir yenisi eklenmektedir. Ortadoğu’da savaş, petrol fiyatlarında hızlı bir harekete neden olmakta ve bu kısa oynaklık dahi fiyatlara doğrudan yansımaktadır. İşkolumuzda gübre vb. sektörlerin girdi fiyatlarını yükselmekte, lojistik maliyetler genelde artmakta, küresel yavaşlama otomotiv başta olmak üzere birçok sektörü vurmakta ve bağlantılı faaliyetlerde krize neden olmaktadır. Bu koşullara, ABD tarafından başlatılan tarife savaşı da eklenince belirsizlikler derinleşmektedir. Koruma duvarlarının ve enflasyonun yeniden yükseleceği, bununla birlikte dünyada büyümenin hız kaybedeceği bir dönem kapıdadır. Petrol-İş’in üyesi bulunduğu küresel sendikal federasyonların da uyardığı üzere, tarife savaşlarının ve tedarik zincirlerindeki sorunların faturasının işçilere çıkarılmak istenmesine itiraz ediyoruz. Olası krizlerden, sermayenin programıyla değil üretim ve istihdam desteklenerek, işçi sınıfının kazanımları korunarak daha hızlı çıkılabileceği bilinmelidir.
Dünyada böylesi gelişmeler yaşanırken, ekonomide devlet kontrolünün ve kamu işletmelerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Enerji ve maden gibi tüm sektörleri besleyen faaliyetlerde Petrol-İş’in örgütlü olduğu TPAO, BOTAŞ, Eti Maden ve savunma sanayi kuruluşumuz MKEK asla özelleştirilmemeli aksine kamu yatırımları ile güçlendirilmelidir. KİT’lerde ve bağlı iştiraklerde ağır koşullarda ve yüksek risklerle özveriyle çalışan işçilere hakkı verilmeli, istihdam arttırılmalıdır. Ancak ekonominin belkemiği niteliğindeki KİT’ler ve kamu kuruluşlarında çalışan işçiler enflasyona ezdirilmiş, Kamu TİS Çerçeve Protokolü sürecinde aylarca teklif dahi verilmemiştir. Nihayetinde geçtiğimiz günlerde hükümet tarafından verilen iki teklif, 600 bin kamu işçisine sefalet ve açlığın reva görüldüğüne işaret etmektedir. Alım gücü sürekli düşen kamu işçisinin artık dayanacak hali kalmamıştır. İki yıldır uygulanan “kemer sıkma” programının bedeli işçiye ödetilemez. Tasarruf yapılacaksa, kamu işçisinin ekmeğiyle oynayarak değil sermayeye akıtılan kaynaklar kesilerek yapılmalıdır.
Kamu işçisi haklarına ve geleceğine sahip çıkacak, “hedef enflasyon” dayatmasına boyun eğmeyecektir. Petrol-İş olarak konfederasyonumuz Türk-İş’in ilan ettiği eylem takvimi uyarınca mücadelemizi daha da yükselteceğimizi vurguluyor, kamu işçilerinin mücadelesinin tek tek işyerlerine sıkıştırılmadan toplumsallaştırılması ve kamuoyuna anlatılması gerekliliğinin altını çiziyoruz. 1 Temmuz’da tüm yurtta meydanlara çıkan kamu işçilerinin sesi Diyarbakır’da da yükselmiş, Genişletilmiş Başkanlar Kurulu heyetimiz ve Diyarbakır’daki üyelerimizle Türk-İş Diyarbakır İl Temsilciliği tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasına katılınmıştır.
Ülkemizde vergi sisteminin yükünü ücretliler yani zaten geçim sıkıntısındaki emekçiler çekmektedir. Bordro mahkûmu haline gelen ücretliler daha kaynaktan gelir vergisi ödemekte, şirketler ise vergi ödemekten kaçınmanın yollarını aramaktadır. Üretirken de tüketirken de vergi ödeyen emekçiler ağır bir cendere altında ezilmektedir. Vergi sistemi ile ilgili taleplerimizi Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz’da tekrarlıyoruz: Vergi dilimleri adaletli bir şekilde belirlenmeli, vergi dilimi ilk matrahı mutlaka asgari ücretin yıllık kazancı altında olmalı, ilk vergi dilimi %10’dan başlatılmalı, zorunlu temel harcamaların tüketiminden alınan KDV oranı %1’e düşürülmelidir.
Demokratik toplumun vazgeçilmez unsuru olan sendikal haklar, nüfusun büyük kısmını oluşturan emekçilerin haklarının savunulması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi vasıtasıyla toplumsal refah ve huzurun sağlanmasının da anahtarı niteliğindedir. Aynı nedenle çalışma hayatında, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış sendikal hakların tam anlamıyla uygulanması, sendikaların özgürce örgütlenebilmesi, grev yasaklarının kaldırılması ve grev erteleme kararlarına son verilmesi zaruridir. Bu çerçevede ülkemizde, işçiyi ve sendikaları koruyan, bu başlıkta temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan bir yaklaşıma ihtiyaç bulunmaktadır.
Ancak bu ihtiyacın aksine son dönemde medyada ve kamuoyu nezdinde grevler, işçinin hak arama mücadelesi ve sendikalar itibarsızlaştırılmaya, işçilerle toplum sistematik olarak karşı karşıya getirilmeye çalışılmaktadır. Bu olumsuz şartlara rağmen Petrol-İş Şubat ayındaki Başkanlar Kurulu’ndan itibaren 3’ü yeni örgütlenilen olmak üzere 42 işyeri/işletmede başarılı sözleşmeler imzalamıştır. Ekonomik programın emek karşıtı özünden güç alan ve sektörel gelişmeleri bahane eden işverenlere karşı toplu sözleşme süreçlerinde müzakere ve mücadeleyi birleştiren Sendikamız, üyelerinin hak ve menfaatlerini her koşulda yükseltmeye devam edecektir.
1 Temmuz itibariyle Temel Conta grevimiz 204, TPI 50, Toros Tarım 42 ve DYO Boya grevimiz ise 41. gününde üyelerimizin coşku ve kararlılığıyla devam etmektedir. Haklarına ve geleceğine sahip çıkarak günlerdir mücadele azmini hiç yitirmeden direnen üyelerimizi Genişletilmiş Başkanlar Kurulu adına selamlıyor, er ya da geç kazanacaklarına dair inancımızla onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu belirtiyoruz.
Süren grevlerimizde olduğu gibi Petrol-İş Sendikası 75 yıldır, işyerlerindeki hak ve ekmek mücadelesini, adaletsizliğe ve eşitsizliğe karşı duruşuyla birleştirmiş, ülkemizin birçok işçi havzasında sendikal mücadeleye öncülük etmiştir. Geçmişinden ve geleneğinden aldığı güçle Sendikamız, önümüzdeki aylarda gireceği 75. yılında da emeğin mavi bayrağını yeni işyerlerine taşımaya kararlıdır ve sınıf dayanışmasını daha da yükseltecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
PETROL-İŞ SENDİKASI
GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU ADINA
GENEL BAŞKAN
SÜLEYMAN AKYÜZ