Sendikamız ile Tüpraş işvereni arasında devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde herhangi bir madde üzerinde uzlaşılamaması nedeniyle 24 Nisan Çarşamba günü Aliağa,Batman,Kocaeli,Kırıkkale Şubelerimizde Rafineri önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi.Ardından üyelerimiz tam gün iş bırakarak protesto eylemi gerçekleştirdiler.
Basın Açıklamasının tam metni aşağıda yer almaktadır;
Değerli çalışma arkadaşlarımız,
TÜPRAŞ’ta müzakerelerini yürütmekte olduğumuz 2019-2020 yılı toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinde uyuşmazlık ve tarafsız arabulucu sürecine gelmiş bulunmaktayız. Süreç boyunca masada kalma, müzakere yürütme ve ortak akıl, irade ile toplu sözleşmeyi sonuçlandırma çabalarımız, ne yazık ki, dönem itibariyle işveren tarafında beklenen karşılığı bulmamaktadır.
Toplu sözleşme müzakerelerinin salt hukuki prosedürlerin tüketilmesi olarak değerlendirilmesi yanlıştır. Sözleşme müzakereleri, sonucun tarafların ortak akıl ve iradesi dışında zaman baskısına bırakılamayacak kadar önemli süreçlerdir.
En başından bu yana açıkça ifade ettiğimiz gibi, ülke ekonomisi ve sanayisi için ifade ettiği önemli büyüklük ve anlamın yanı sıra TÜPRAŞ, bugüne kadar tesis edilmiş ve yürütülmüş endüstriyel ilişkiler bakımından da örnek teşkil etmektedir.
Toplu sözleşme sürecinin an itibariyle geldiği bu noktada, TÜPRAŞ’ın çalışma barışı açısından da bu örnek özelliğinin, tüm uyarılarımıza rağmen dikkate alınmıyor olması üzücüdür. Bu örnek endüstriyel ilişki bugüne kadar gerek müzakerelerde gerekse çalışma hayatı içinde her tür tartışma ve çatışma noktalarına rağmen korunarak sürdürülebilmiştir.
Açıkça ifade ve ilan ediyoruz ki; Petrol-İş sendikası 70 yıla yaklaşan mücadele geleneği ve endüstriyel ilişkilerdeki düzenleyici sorumluluğu içinde hareket etmeye devam edecek ve toplu sözleşmenin kazanılmış haklarına sahip çıkacaktır. Bu tavrından en ufak taviz vermeyecektir.
Temennimiz, en az bizim kadar bu sorumluluk duygusu içinde olması gereken işverenliğin de aynı hassasiyeti göstermesidir. İşveren, çalışma hayatı içindeki uygulamalardan kaynaklanan bir kısım küçük ayrıntıların, toplu sözleşme ve işyerindeki çalışma barışından daha önemli olmadığını kabul etmelidir.
TÜPRAŞ’ta işveren, hukuki prosedürlerin tüketilmesi sonucunda, sürecin irade ve akıl dışı bir sonuca sürüklenmesine yönelik bir TİS stratejisi içinde olmadığını açıkça göstermelidir.
Unutulmamalıdır ki Petrol-İş Sendikası’nın dört rafineride çalışan tüm üyeleri, ülkemizin en büyük ve en fazla katma değer üreten markası TÜPRAŞ’ı var eden emek ve gayretleri kadar, mücadeleyi sürdürecek yürek ve cesarete de sahiptirler.
Petrol-İş Sendikası da masada toplu sözleşmenin ortak sorumluluk duygusu ile yürütülmesi ve yönetilmesi iradesine sonuna kadar sahip çıkacaktır.
Gün; yıllar boyunca olduğu gibi, dün olduğu gibi, toplu sözleşme döneminin ortak sorumluluk duygusu, ortak irade ve akıl ile hareket etme günüdür. İşveren, toplu sözleşme sürecinde iki taraflı çözümden başka bir yol ve model olmayacağını kabul etmelidir.
Petrol-İş Sendikası olarak, TÜPRAŞ’ta yıllardır elde ettiğimiz kazanılmış haklarımızı ve tesis edilmiş olan çalışma barışını koruyacağımızı belirtiyor, işverenliğimizi toplu sözleşmenin her dönem olduğu gibi alışılmış ve içselleştirilmiş şekliyle yürütülmesi ve yönetilmesi için sorumlu davranmaya davet ediyoruz.
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu