• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

AB ve ABD için şirketler insan haklarından çok daha önemli

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (UNHRC), çokuluslu şirketlerin faaliyetlerini düzenleyecek hukuken bağlayıcı uluslararası bir araç geliştirme kararı aldı. Ama çokuluslu şirketlerin merkezlerinin bulunduğu ülkeler karara karşı oy kullandı.

02.07.2014

Ekvador ile Güney Afrika'nın önerdiği ve 26 Haziran'da kabul edilen karar, çokuluslu şirketlerin insan haklarıyla ilgili sorumlulukları konusunda bağlayıcı kurallar geliştirme yetkisine sahip hükümetlerarası bir çalışma grubu kurulmasını öngörüyor. 47 üyeli Konsey'de 20 lehte, 14 karşı ve 13 çekimser oy kullanıldı. ABD ve AB üyesi ülkeler (Fransa, Almanya, Britanya, İtalya, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti), Güney Kore ve Japonya'yla birlikte, karara karşı oy kullandı. Aralarında Çin, Hindistan, Endonezya, Kenya, Pakistan, Filipinler ve Cezayir'in de bulunduğu ülkeler ise kararı destekledi. Bu durum, gelişmekte olan ülkeler ile güçlü çokuluslu şirketlerin çıkarlarını temsil eden sanayi ülkeleri arasında büyük bir mücadeleye zemin hazırlıyor.
 

Daha önceki girişimlere de karşı çıkılmıştı

İnsan hakları ihlalleri nedeniyle şirketleri düzenleyecek uluslararası bir sistem kurulması için daha önce iki kez girişimde bulunulmuştu. 1972'de başlayan ilk girişim, getirilecek düzenleyici kuralların iç hukukta uygulanabilmesi için onama zorunluluğu öngörülmesine bazı ülkelerin karşı çıkmasıyla 1992'de sona erdi.
İkinci girişim, uluslarötesi şirketlerin insan hakları üzerindeki etkilerini incelemek ve çokuluslulara yaptırımlar uygulayacak bir izleme mekanizması için kurallar hazırlamak amacıyla bir çalışma grubunun kurulmasıyla 1998'de başladı. 2003'te, şirketlerin insan hakları ihlalleri konusunda 'isteğe bağlı olmayan' bir uluslararası düzenleme sistemi olarak tasarlanan bu kurallar, onaylanmak üzere İnsan Hakları Komisyonu'na gönderildi. Kurallar sivil toplumdan geniş destek gördü, ama iş dünyasının bazı kesimleri tasarıya şiddetle karşı çıktı. Bunun üzerine 2004'te İnsan Hakları Komisyonu kuralların 'yürürlük kazanmadığını” açıkladı.
Ne var ki, çokuluslu şirketlerin faaliyetlerinden zarar görenlerin insan hakları sorununun çözümü konusundaki büyük boşluk görmezden gelinemezdi ve 2008'de, UNHRC (Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi), Profesör John Ruggie'nin hazırladığı “Saygı, Koruma ve Yaptırım Çerçeve Belgesi”ni kabul etti ve belge, “İşletmeler ve İnsan Hakları Konusunda Birleşmiş Milletler Yönlendirici İlkeleri” olarak 2011'de yürürlüğü girdi. Ruggie Çerçevesi giderek etkili oldu, çok taraflı, iki taraflı ve tek taraflı bir dizi mekanizmanın meşruluğunu pekiştirdi. Ama belge bir şirketin insan hakları ihlallerinden dolayı yargılanmasını sağlayacak bağlayıcı standartlar içermiyor.
 

Hak ihlallerine neden olan küresel rekabet durdurulmalı

Kuşkusuz, bu üçüncü girişim, Birleşmiş Milletler'de, özellikle AB ve ABD'den büyük sermaye çevrelerini temsil eden hükümetlerin şiddetli muhalefetiyle karşılaşacak. ABD, BM İnsan Hakları Konseyi kararına karşı oy kullanan ülkelerin ona uyması gerekmeyeceğini (ki aslında öyle değil) açıklamış bulunuyor.
Çokuluslu şirketlerin bağlayıcı, uygulanabilir standartlara tabi olması, sendikalara hak ihlallerinin üstesinden gelme ve işçilerin çalışma koşullarını ve haklarını aşağı çeken küresel rekabeti durdurma konusunda güçlü bir araç sağlayacak. Sendikaların, anlamlı standartları hayata geçirebilmek ve bağlayıcı kurallar içeren bir düzenleme yapılmasını 40 küsur yıl boyunca engelleyen çokuluslu şirketlerin çıkarlarına hizmet eden güçlerin direnişinin üstesinden gelebilmek için sivil toplumun geniş kesimleriyle işbirliği yapması gerekiyor.