• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Ercan İpekçi/TGS Başkanı

Açlık grevi

09.03.2012
  • ercan.ipekci@gmail.com

    Bugün açlık grevine başlıyorum. Bu kararı tek başıma alırken, insanlık tarihi içinde toplu iğne başı kadar bile yerim olmadığının farkındaydım. Bir gazeteci olarak, bu tür eylemlerin medyanın çok ilgisini çekmediğini de bilen bir kişiyim. Onun için tek başıma oturmaktan da endişe duymuyorum.
    Bu tür bireysel hareketler karşısında bazı insanlar, “Kahramanlık sana mı kaldı” diye ağız bükebilirler.
    Bazıları “Deli misin sen” de diyebilir.
    Bazıları “Değmez” der.
    Bazıları, bunu sendika içi meselelerin bir sonucu olarak değerlendirip, “Biz bulaşmayalım, Allah’tan belasını bulsun” diye de geçiştirebilir.
    Nasıl bir etki yaratacağını kestiremediğim, sonu belirsiz bir yola çıkıyorum.
    Gazeteciliğin simgesi simit ve kaşar eşliğinde illaki çok sevdiğim çaydan son kez bir yudum alarak başlarım açlık grevine diye aklımdan geçiriyorum doğrusu…
    Ama güzel nağmeler de dinlemek istiyorum.
    Örneğin, şu şarkı çalınmalı arkamdan:
    “Kimseye etmem şikâyet,
    Ağlarım ben halime.
    Titrerim mücrim gibi,
    Baktıkça istikbalime.”
    Şu türküyü de işitmek isterim:
    “Anam ağlar başucumda oturur
    Derdim elli iken yüze yetirir
    Bu dert beni yiye yiye bitirir
    El çek tabip el çek benim yaramdan
    Ölürüm kurtulmam ben bu yaradan.”
    Ve mutlaka, Sibelius’un Re Minör Keman Konçertosu da çalınsın.
    Bu arada, Sayın Başbakana da bir selamım olsun, Anadolu Ajansındaki üyelerimize yapılan baskıların, Türkiye Gazeteciler Sendikasının basın özgürlüğü kampanyasındaki duruşuyla ilgili olduğunu itiraf ettiği için…
    Bundan sonra el bebek gül bebek, Türkiye’nin itibarını kurtarırsınız artık.
    Bu güzel ülkemde; gazetecileri “terörist” olarak suçlamak değil, gazetecilerin terörist olarak suçlandığını söylemek itibarsızlaştırma faaliyeti sayılıyor.
    Bu güzel ülkemde; gazetecileri haksız ithamlarla cezaevine koyup yargılamak değil, yüzden fazla gazetecinin aylardır, yıllardır haksız yere tutuklu olduğunu söylemek itibarsızlaştırma faaliyeti sayılıyor.
    Bu güzel ülkemde; sendikal faaliyetleri engellemek, işçileri işten atmak, sendikadan istifa ettirmek değil, bu insanlık dışı uygulamalara tepki göstermek itibarsızlaştırma faaliyeti sayılıyor.
    Bu güzel ülkemde galiba ben bu suçların hepsini fazlasıyla işledim.
    Bugün bu suç dosyama bir yenisi daha eklenecek. Siz yine itibarsızlaştırma faaliyeti olarak yazacaksınız. Ama ben sizin itibarınızı kurtarmak için, ülkemin itibarını kurtarmak için son nefesime kadar mücadele vereceğimi söyleyeceğim.
    Buyurun kurtlar sofrasına!..