Aliağa Şubemizde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Aliağa Şube Başkanımız Ahmet Oktay, Şube Başkan Yardımcımız Veysel Gündüz, Şube Başkan Yardımcımız (Mali) Mevlüt Çınar, örgütlü olduğu işyeri baştemsilcileri ve temsilcilerinin katılımıyla kadın üyelerimizi çalıştıkları ünitelerde ziyaret etti.
Toplumun meme kanseri hakkında ve erken teşhis konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi sebebiyle Meva Meme Vakfına bayan üyelerimiz adına yapılan bağışlar sonrasında gelen sertifikalar ve bileklikler Şube yöneticilerimiz tarafından takdim edildi.Aliağa Şubemizin de içinde bulunduğu Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu Bileşenleri olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Aliağa Demokrasi Meydanı'nda bir açıklaması gerçekleştirildi.
Basın açıklaması öncesinde Petrol-iş Aliağa Şube Başkanımız Ahmet Oktay yaptığı konuşmada; 8 Mart’ın yüz yılı aşkın süre önce işçi kadınların başlattığı emek ve sosyal haklar mücadelesi talebiyle doğduğundan ve kısaca tarihçesinden bahsetti. Bugün hala çözülemeyen ücret eşitliği, insanca çalışma hakkı, işyerlerinde cinsiyet ayrımcılığı gibi pek çok soruna değindi.
Aliağa Şube Başkanımız Ahmet Oktay’ın konuşması ardından Platform Bileşenleri adına basın açıklamasını Petkim işyeri temsilcisi Ebru Er yaptı.
Ebru Er tarafından yapılan basın açıklamasının metni aşağıda yer almaktadır:
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı, 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde dokuma işçisi 40.00 kadının
düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için başlattığı grevler kabul edilmektedir. Ancak bu grev polisin işçilere saldırması ve fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda, çoğu kadın 129 işçi can vermesiyle sonuçlanmıştır. 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, Clara Zetkin’in 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
Geçmişten günümüze geldiğimizde değişen pek birşeyin olmadığını ve sorunlarımızın artarak devam ettiğini görmekteyiz.
Ülkemizde son zamanlarda;
Çocuk yaşta evliliklerin ve çok eşliliğin önünü açacak olan müftü nikahı yasası, bir gece yarısı ‘’İsteseniz de istemeseniz de geçecek’’ denilerek yürürlüğe girdi.
2017 yılında en az 387 çocuk istismara uğradı, 20 çocuk tecavüz sonucu öldürüldü. En az 16 kadın kıyafeti nedeniyle saldırıya uğradı. İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve araştırma hastanesinde 5 ay içinde 115 hamile çocuğun kayıtlara bile geçirilmediği, binlerce çocuğun hamilelikten dolayı hastanelerde ‘’Ergen Gebe’’ polikliniğine başvurduğunu gördük.
Geçtiğimiz yıl 409 kadın kocası, sevgilisi, abisi ya da babası tarafından katledildi.
Eğitim sisteminde Kız çocuklarının ‘’kocaya itaat etmesi gerektiği’’, çocuk yaşta evliliklerin kültürümüzün bir parçası olduğu, medeni kanun yerine kocanın bahşettiği hakların yer aldığı konular müfredata eklendi. Getirilen sistem değişiklikleri ile kız çocuklarının eğitim hakkından uzaklaşmalarının önü açıldı.
Üretim alanlarında kadın emeği vasıfsız emek olarak nitelendirilmektedir. Cinsiyetçi iş bölümü kadınların çalışma yaşamında belli sektörler ve belli işlere sıkışmasına yol açıp, istihdam alanlarını iyice daraltmaktadır. Aynı veya benzeri işleri yapan, aynı vasıflara sahip kadınlar ve erkekler arasında ciddi ücret farklılıkları vardır. Çoğu kadın güvencesiz çalışmakta ve emeklilik onlar için bir hayalden öte gidememektedir. Yasalara aykırı olmasına rağmen gebelik veya annelik izni nedeniyle işten çıkarılmaktadır. 1,5 milyona yakın kadın çocuk bakım sorunu yüzünden evlerine dönmek zorunda kaldı. Ülkemizde sendikalaşma oranı %12 civarındadır, yani 13,5 milyon sigortalı işçinin 1,6 milyonu sendikalıdır. Bu
Oran kadınlar için daha da düşük olup 300 bin civarıdır. Siyasi partilerde, Devlet yönetimin de, Mecliste parmakla gösterilecek kadar azınlıktadırlar. Ülkemiz de 1,5 yılı aşkın süredir uygulanmakta olan OHAL grev yasaklama bahanesi olurken, çıkarılan KHK’larla işimiz emeğimiz gasp ediliyor. Kısacası düşük ücretli, kısmi süreli, esnek, yarı zamanlı, uzaktan, evden, kayıtsız, sigortasız, güvencesiz çalıştırılıyoruz.
Biz kadınlar bugün EŞİT, ÖZGÜR, İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN
-Her alanda kadın erkek eşitliğini sağlayacak politikaların hayata geçirilmesini
-Kadın istihdamını artıracak ekonomik politikaların uygulanmasını; nitelikli sürekli ve güvenceli iş olanaklarının sağlanmasını
-İnsanca çalışmak ve karşılığında insanca yaşanacak ücret almayı
-Ayrımcılığa uğramadığımız, tacizsiz, şiddetsiz ve mobbingin olmadığı çalışma yaşamını
-Sınırsız sendikal örgütlenme hakkı tanınmasını
-Her işyerine her mahalleye ücretsiz ve ulaşılabilir kreşler açılmasını, hasta ve yaşlı bakımının kamusal bir hizmet olmasını
-Arabuluculuk uygulamalarına, din görevlilerini telkinle görevlendiren aile politikalarına, adaletsiz yargı kararlarına, iyi hal ve haksız tahrik indirimlerine son verilmesini
-Taciz, tecavüz, istismar ve şiddetin olmadığı; çocuk yaşta evliliklerin engellendiği düzenlemelerin ve politikaların olmasını
-Kadınların sesinin daha da kısılmasına sebep olan savaş politikalarına son verilmesini, OHAL in kaldırılmasını, Savaşa harcanan bütçenin kadınlar ve çocuklar için kullanılmasını talep ediyoruz.
BİZ KADINLAR ÇOK İYİ BİLİYORUZ Kİ;
BİZ İSTERSEK HAYAT DEĞİŞİR,
BİZ İSTERSEK ÜLKE DEĞİŞİR,
BİZ İSTERSEK DÜNYA DEĞİŞİR,
DÜŞLEDİĞİMİZ YAŞAMI, HAKLARIMIZI YAŞAMAYA VAR MISINIZ?
Daha sonra Aliağa Şubemizin konferans salonunda bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün tarihçesini anlatan slayt gösterimi yapıldı ardından şiir dinletisi ve tiyatro gösterimiyle son buldu.