İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs, binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla büyük bir coşkuyla kutlandı. Ankara Şubemiz, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Ankara Şubemize bağlı işyerlerinden üyelerimizin katılımıyla Ankara Şube binası önünde kutladı.
Ankara Şube Başkanımız Şuayip Gül'ün, 1 Mayıs 2018 Salı günü Ankara Şubemizin önünde yaptığı basın açıklaması aşağıda yer almaktadır;
GÜVENCESİZ VE TAŞERON ÇALIŞMAYA SÖMÜRÜYE VE YOKSULLUĞA KARŞI 1 MAYIS'TA BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA
Değerli Petrol-İş üyeleri, Değerli Arkadaşlar,
Daha iyi bir yaşam ve güzel bir gelecek için üreten, çalışan, alınteri döken petrol ve kimya emekçileri olarak, 1 Mayıs'ta haklarımızı savunmak ve sesimizi duyurmak için bir araya geldik.
1 Mayıs İşçi Bayramı, 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun!
1 Mayıs, sömürünün, açlığın, yoksulluğun ve baskının olmadığı insanca bir dünya özlemiyle çalışan emekçilerin günüdür.
Dünyanın tüm işçilerinin sömürü ve zulme karşı sesini yükselttiği, ortak bir mücadele ortaya koyduğu bir gündür.
Bundan 130 yıl önce Amerika'da 8 saatlik işgünü talebiyle başlayan mücadele, yıllardır emeğe yönelen tüm saldırılara karşı sürüyor!
1 Mayıs'ı emekçilere verdikleri mücadeleyle armağan eden, dünyada ve Türkiye'de bizlere bugün bu mirası canları pahasına bırakan tüm işçi kardeşlerimizin önünde saygıyla eğiliyoruz!
Ülkemiz son derece kritik günlerden geçerken emekçilerin sorunlarının her geçen gün arttığına sizler de tanık oluyorsunuz.
Hain 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra FETÖ ile mücadele için ilan edilmiş olan OHAL, 7 kez uzatılmıştır. Ancak OHAL, terörden çok emekçilere karşı kullanılmaktadır.
OHAL koşullarında demokrasiden uzaklaşılmış, emeğin sorunları da hızla artmıştır. Bu dönemde uygulanan birçok düzenleme, yeni adaletsizlikler yaratmış ve emeğe yeni prangalar vurmuştur.
Kamuda taşeron işçilere kadro uygulaması, gerek kapsamı gerek de kadroya geçiş sırasındaki uygulamalar düşünüldüğünde ayrımcı bir düzenleme olmuştur. Örgütlü olduğumuz TP, BOTAŞ ve MKEK'te çalışan taşeron işçiler kapsama dahi alınmamıştır.
İşsizlik ve enflasyon çift haneli rakamlara demir atmıştır. Son açıklanan işsizlik rakamlarına göre gerçek işsizlik oranı %18'in üzerindedir. Enflasyonun yükselmesi, reel ücretlerimizi düşürmekte ve alım gücümüzü azaltmaktadır.
Ekonomide yüksek borçlanma, cari açık ve dövizdeki hızlı yükselme ile çalan tehlike çanları, yeni bir yıkımın eşiğinde olduğumuzu göstermektedir. 24 haziran’dan sonra İşverenler bu yıkımın faturasını emekçilere çıkarmaya çalışacak, işyerlerimizde bizlerden fedakârlık beklenecektir.
OHAL'in hüküm sürdüğü son 18 ayda Türkiye'de çeşitli iş cinayetlerinde bugüne kadar en az 3 bin 308 işçi yaşamını yitirmiştir. 2017 yılında iş cinayetlerinde kaybettiğimiz işçilerin sayısı ise 2 bin 6 olmuştur. 2018'in ilk iki ayında en az 94 işçi hayatını kaybetmiştir.
Ekonomik kriz ve OHAL koşullarında, emeğe yönelik saldırılar yeniden ısıtılıp gündeme getirilecektir. Kıdem tazminatımız başta olmak üzere temel haklarımız üzerindeki tehditler sürmektedir.
Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir!
Sendikal örgütlenme, ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda çok daha zor hale getirilmiştir. İşverenler, OHAL yasaklarından da cesaret alarak sendikaya ve sendikal haklara düşmanca bir tavır almaktadır. Sendikal güvenceler ortadan kaldırılmakta, güvencesizleşme derinleşmekte ve bu ortamda iş cinayetleri artmaktadır.
Değerli üyelerimiz,
Emeğin üzerindeki bu baskı ve kriz koşullarında ülkemiz bir baskın seçime sürüklenmektedir. Olağanüstü koşullarda bir oldubittiye getirilmek istenen seçimde, emekçilerin iş ve aş sorunlarının yine arka planda tutulmaya çalışılacağı anlaşılmaktadır.
Emekçiler ve sendikalar, taşeron çalışmanın tamamen kaldırılması, esnekleşmenin önüne geçilmesi, adil ücret politikalarının izlenmesi, kayıt dışılıkla mücadele edilmesi, işçi sağlığı ve güvenliği koşullarının sağlanması, işsizliğin önlenmesi ve sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması gibi taleplerin takipçisi olmalıdır.
Emekçiler tercihlerini demokrasiden ve emek yanlısı yaklaşımlardan yana koymalıdır.
TP'de servis hizmetleri TPIC'e devredilmiş ve başta Arama Gurup başkanlığı Jeofizik Müdürlüğünde olmak üzere çok sayıda çalışan Üyelerimiz mağdur edilmiştir. Bu operasyonla, ülkemizin en önemli KİT'i konumundaki TP zayıflatılmıştır. Bu uygulama, ülke çıkarına aykırıdır ve vatana ihanetle eşdeğerdir.
Servis hizmetlerinin TPIC devri, bu kuruluşumuzda çalışanlar arasındaki eşitsizlikleri daha da arttırmış ve yeni adaletsizlikler yaratmıştır. Öte yandan TP'de halihazırda 5 ay 29 gün çalışan Üyelerimizin sıkıntısı sürmektedir.
TP'de yapılanlar yakında BOTAŞ'ta da yapılmak istenecektir. Uzun süredir bu işyerimizi, bölme ve parçalama planı gündemdedir. Enerji politikalarını sermayenin çıkarlarına terk edenler, şimdi BOTAŞ'ı sermayenin koltuk değneği haline getirmeyi düşünmektedir.
Bir diğer işyerimiz MKEK'a bağlı Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları had safhaya çıkmıştır. Sadece 2018 yılında işyerimizde 9 ayrı iş kazası yaşanmıştır. Buradan üye arkadaşlara acil şifalar diliyoruz. Yine bu işyerinde, çalışanların özlük haklarına ilişkin sorunlar bulunmaktadır.
OHAL koşullarında Pakpen'de işverenin işçi ve sendika düşmanı tutumuna karşı onurlu 35 gün bir mücadele verdik. Bu mücadele sayesinde örgütlülüğümüzü koruduk ve birlik içerisinde Konya ve Pakpen'de Petrol-İş bayrağını dalgalandırmaya devam ediyoruz. Diğer işyerlerimiz Mehmetçik Vakfı ve Alpla'da haklarımızı genişletmek için mücadelemizi sürdürüyoruz.
Değerli üyelerimiz,
1 Mayıs'ta emekçiler olarak mesajlarımız bellidir.
Giderek emeğin üzerinde büyük bir baskı aracına dönüşen OHAL kaldırılmalıdır.
Seçimlerde halkımızın gerçek sorunları tartışılmalı, hedef demokrasinin yeniden tesis edilmesi olmalıdır.
Bugün emekçilerin, ne köle gibi çalışmaya ne de kıdem tazminatı gibi temel haklarını yedirmeye niyeti yoktur!
Güvencesizleşme ve esnek çalışma saldırılarından vazgeçilmelidir.
Başta taşeron çalışma olmak üzere, insan onuruna yakışmayan tüm çalışma biçimleri kaldırılmalıdır.
Patronların cepleri şişsin diye kelle koltukta çalışmayacağız! Yıllardır fabrikalarda, tezgahlarda ve İşyerlerinde estirilen sermaye terörüne daha fazla kurban vermek istemiyoruz!
Sendikal haklarımız kısıtlanıyor,
Sendikal örgütlenmenin önüne türlü engeller çıkarılıyor.
Sendikalı işçi, patronun hedefi haline geliyor.
Kanunun bize tanıdığı grev hakkı, hükümetler tarafından elimizden alınıyor.
Grevler yasaklanıyor.
Sermayenin ve iktidarın, işçi düşmanlığında yaptığı bu kirli ittifakı bozacağız!
Biz işçiler, patronların borusunun öttüğü bir ülkede köleleştirilmek değil,
Demokratik bir ülkenin eşit yurttaşları olmak istiyoruz.
Grev, örgütlenme ve toplu sözleşme hakkımızı sınırsız kullanmak istiyoruz.
Adil ve yeterli bir ücret, genişletilmiş sosyal haklar talep ediyoruz.
Çalışırken ölmek, sakat kalmak ve hastalanmak istemiyoruz.
Güvencesiz, geçici ve taşeron olarak çalışmak istemiyoruz.
İşçiyiz, emekçiyiz, onurumuzla ve insana yaraşır bir şekilde çalışmak istiyoruz.
Yaşasın, birlik, mücadele ve dayanışma!
Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın sınıf dayanışması!
Petrol-İş Ankara Şube
Yönetim Kurulu Adına
Şube Başkanı
Şuayip Gül