• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Ankara Şubemizin Temsilciler Kurulu Toplantısı Yapıldı

28.04.2015

Ankara şubemizin 24. Dönem I. Temsilciler Kurulu Toplantısı 28 Nisan Salı günü yönetici ve temsilcilerimizin katılımıyla gerçekleştirildi.

Şube Başkanımız Şuayip Gül'ün kurulda yaptığı konuşmanın tam metni ektedir.

Temsilciler Kurulumuzun Değerli Üyeleri,

Şubemizin 24’üncü dönem 1’nci Temsilciler Kurulu’nu Emeğin birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs ile ülkemiz emekçilerini yakından ilgilendiren 7 Haziran Genel Seçimleri'nin hemen öncesinde topluyoruz.

Toplumun kendi içinde kutuplaşmaya gittiği, farklılıklara saygı duymak yerine tahammülsüzlüğün egemen olmaya başladığı, birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının her geçen gün zedelendiği bir süreçte seçim atmosferine girmiş bulunuyoruz.

Her seçim dönemi tüm toplumu içine alan bir kampanyaya dönüşmekte ve halkın da siyasete daha fazla ilgi duyduğu süreçlerdir. Elbette işçilerin, emekçilerin, emeği ile geçinenlerin yaklaşan genel seçimlerden beklentileri olacaktır.

Bu durum, işçi sınıfının en önemli mücadele günü olan 1 Mayıs'ın nasıl kutlanacağından, seçimlerin şeffaf ve demokratik bir şekilde yapılıp yapılamayacağına kadar bir dizi tartışmayı alevlendirmektedir.

Emeğin sesi kısıldıkça, ülkemiz siyaseti bir kör dövüşe sürüklenmektedir.

Yaşanan ekonomik ve toplumsal sorunlar, artan siyasi gerilim, baskıcı uygulamalar ve başlayan “rejim tartışmaları” gölgesinde gidilen 7 Haziran seçimleri, birçok açıdan tarihi bir seçim niteliğinde olacaktır.

Türkiye, otoriterleşmenin ve şiddet dilinin yaygınlaştığı, gözaltı ve tutuklamaların arttığı, hoşgörü ve birlikte yaşama kültürünün zayıfladığı bir ülke haline gelmektedir.

Öyle ki, 2014 yılı Ekim ayında, Güneydoğu ve Doğu illerimizde bir “kirli savaş” provası sahnelenmiş ve gelişen olaylarda 40 insanımız hayatını kaybetmiştir. Artık cinayetler, günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiştir.

Petrol-İş Sendikası Ankara Şubesi olarak toplumun sağduyusuna güveniyoruz ve yüzyıllardır bozulmayan kardeşlik duygularıyla toplumsal barışın kalıcı bir biçimde sağlanacağına inanıyoruz.

İnsanlar bu ülkede artık kendini güvende hissetmiyor, sokakta bile yürümekten korkar duruma geldik. Yaşanan vahşi cinayetlerin her biri herkese “biz nasıl toplum olarak bu hale geldik” dedirtiyor.
  
Türkiye’de ise Hükümet, son çıkardığı “İç Güvenlik Yasası” ile polis devleti uygulamalarına hız vermiştir.
Hükümete’ göre tek amaç halkın sağlığı ve güvenliği imiş! Zaten ne yaparlarsa bizim için yapıyorlar: “Her şey halk için!” Oysa gerçekler bambaşka şeyler söylüyor. Bu tür yasalar her daim işçileri, ezilenleri ve yoksulları vuruyor.

Meselâ işçiler ne zaman haklarını arasalar karşılarında bu tür yasaları ve polisi buluyorlar. 15 bin metal işçisinin grevini yasaklayan Hükümetinin gerekçesi neydi? Halkın sağlığı ve milli güvenlik! Hakları için mücadele eden metal işçileri, halkın sağlığını ve milli güvenliği nasıl tehlikeye atmış olabilir ki?
Bahanelerinin bile inandırıcıcığı yok!
Asıl mesele şu: Sermayenin emrinde hareket eden Hükümet, işçilerin haklarını aramasını, moral bulmasını, patronlar karşısında güçlenmesini ve demokratik haklarına sahip çıkmasını istemiyor.

Türkiye'nin gerçek sorunlarını perdeleyen bu konular ve artan siyasi gerilim, seçimlerde iş ve aş sorununun yine arka planda kalacağına işaret etmektedir.

Ancak seçimler, piyasacı uygulamalara karşı güçlü bir uyarı yapılması ve ülke sorunlarına ilişkin emek eksenli çözümlerin gündeme getirilmesi için önemli bir olanaktır.

Genel seçimde emekçilerin, ülkemizde gerçek demokrasinin ve emekçi halkın insanca yaşayabileceği koşulların sağlanması yönünde bir sonucun oluşması için Sendikaların tavır koyması gerekmektedir.

Taşeron çalışmanın kaldırılması,
• Esnek çalışmanın önüne geçilmesi,
• Adil ücret politikalarının izlenmesi,
• Kayıt dışılıkla mücadele edilmesi,
• İşçi sağlığı ve güvenliği koşullarının sağlanması,
• İşsizliğin önlenmesi,
• Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması gibi taleplerin takipçisi olunmalıdır.

Seçimler yaklaşırken mevcut hükümet bir dizi emek düşmanı düzenlemeyi gündeme getirmiştir.
• Kıdem tazminatı,
• Kiralık işçilik,
• Esnekleşme ve özelleştirme saldırıları hükümetin adeta bir seçim vaadi olmuştur.

Kıdem tazminatında yapılmak istenen değişikliklerle ilgili sendikalar sürekli savunma pozisyonundalar, artık sendikalar savunmadan çıkıp saldırıya geçmeli, kıdem tazminatının iyileştirilmesine yönelik yeni talepler ortaya koymalıdır.

Esnekleşme saldırısı, sinsi bir şekilde sürdürülmektedir. 28 Ocak 2015 tarihinde TBMM'ye sunulan ve kadınların çalışma hayatında yaşadığı zorlukları azaltmak amacıyla hazırlandığı belirtilen başka bir kanun tasarısının içerisine “kiralık işçilik” düzenlemesi de Torba yasaya eklenerek Meclisten çıkartılmıştır.
 
İş Kanunu'na bir fıkra eklenerek özel istihdam bürolarının görevleri düzenlenmekte ve bürolara geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilmektedir.
Hatırlanacağı gibi, bu düzenleme 2009 yılında Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmişti.

Bu kurumlara geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin verilmesi, emeğin meta gibi satılmasına, bir işçi pazarının kurulması yoluyla köle emeğinin meşrulaşmasına neden olacaktır.

Güvencesizleşme ve düşük ücret yaygınlaşacak, sendikalaşmanın önüne yeni engeller çıkarılacaktır.

Taşeron sisteminden daha beter bir istihdam biçimi hakim hale gelecektir.

Zaman savunma değil, Konfederasyon ve sendikaların yeni kazanımlar için atağa geçme zamanıdır. Saldırıların püskürtülmesinin yegâne yolu, emek güçlerinin ve sendikaların yeni kazanımlar elde edilmesine odaklanan bir mücadele stratejisi benimsemelerinden geçmektedir.

Ülkemizde acil bir toplumsal sorun haline gelen iş cinayetleri ile işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu, Asıl bu sorunu çözmek için yasal düzenlemeler yapılmalı, yaptırımlar arttırılmalı ve sermayenin kâr hırsı dizginlenmelidir.

İş cinayetlerinin her geçen gün katlanarak artması, iş cinayetlerinde “cezasızlık” politikası son bulmalıdır. Geçen yıl, işçi sınıfı için kapkara bir yıl olmuştur.

İşyerimiz MKEK Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda Şubat ayında yeni bir patlama olmuştur. Patlamada yaralanan üç üyemize acil şifalar diliyoruz.
Uzun süredir bu konuda gereken önlemlerin alınması için mücadele verdiğimiz bu işyerinde Şubemiz, acil sorunların çözülmesi için girişimlerini sürdürecek ve yeni facialar yaşanmaması için gereken tüm çabayı gösterecektir.

Değerli Temsilcileri;
Geçtiğimiz aylarda Petrol-İş'in ve Ankara şubemizin de örgütlü olduğu işyerlerinin de dahil edildiği bir özelleştirme programı açıklanmıştır.

Hükümet seçimlerden sonra yeniden iktidar olduğu takdirde kalan enerji santrallerini, petrol şirketi TPAO'yu, bor madenlerini, BOTAŞ'ı, İGDAŞ’, köprü ve otoyolları özelleştirmeyi planlamaktadır.

Özelleştirme ülkemize yalnızca toplumsal ve ekonomik bir yıkım getirmiştir. Bu yanlışta ısrar edilmemeli, özelleştirme programı iptal edilmelidir.

Hükümet tarafından açıklanan özelleştirme programı, emek düşmanı uygulamaların bir başka boyutunu oluşturmaktadır.

Bu programın içerisinde, işkolumuzda örgütlü olduğumuz TPAO hisselerinin halka arz edilmesi, BOTAŞ iletim hatları ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan uygun görüşü alındığı takdirde özelleştirilmesi de yer almaktadır.

Ülkemizde yıllardır özelleştirme karşıtı mücadelenin öncülüğünü yapmış olan Petrol-İş Sendikası, şubemiz, TPAO, BOTAŞ’ın gündeme getirilen her türlü özelleştirme uygulamasına karşı duracak ve özelleştirmelere karşı dün olduğu gibi bugün de gereken mücadeleyi verecektir.

Emeğe dönük saldırılar had safhaya çıkarken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan Bir Mayıs gününe iki gün kalmıştır.

Bir Mayıs, emekçilerin saldırılara dur diyeceği, haklarını savunacağı ve taleplerini yükseltecekleri bir mücadele günüdür. Bir Mayıs, Ankara'da da ülkemizin en büyük işçi konfederasyonu Türk-İş'e yakışır ölçüde kitlesel ve coşkulu bir şekilde kutlanmalıdır.

1 Mayıs ayrışma değil birleşme günüdür ve bu nedenle tüm konfederasyonların önümüzdeki 1 Mayıs’ta ortaklaşa hareket etmeleri en büyük arzumuzdur.

Petrol-İş Ankara Şubesi, Bir Mayıs'ta tüm üyeleriyle birlikte Ankara'da düzenlenecek olan yürüyüş ve mitingde yerini alacaktır.
Değerli Temsilciler:

Toplamda 176 bini aşkın işçiyi kapsayan kamu kesimi toplu iş sözleşme süreci başlamıştır. Şubemizin de örgütlü olduğu TPAO, BOTAŞ ve MKEK'te iki toplantı gerçekleştirilmiştir.

Sendikamız Petrol-İş müzakere sürecinde, Türk-İş'in hükümet ile imzalayacağı çerçeve protokolü için öneri ve taleplerini, konfederasyonumuza iletmiştir.

Türk-İş'e sunduğumuz işçi sağlığı ve iş güvenliği, ücretlerde vergi kesintilerinden doğan mağduriyetlerin giderilmesi, 1. yıl %20  2. yıl zam oranının ise bir önceki yıl gerçekleşen enflasyon oranına 4 puan refah payı eklenerek belirlenmesi,

Protokole işyerlerine özgü sorunların müzakere edilmesini engelleyen hükümlerin konulmaması gibi başlıklardan oluşan taleplerimizin takipçisi olacağız.

Sözleşme sürecinde, önceki yıllarda olduğu gibi üyelerimizin işyerlerindeki sorunlarının çözülmesi ve haklarının genişletilmesi için sonuç alıcı bir sözleşme stratejisi izleyeceğiz.

Değerli Arkadaşlar:

Sonbahar aylarında yeni sözleşme sürecine gireceğimiz Pak-pen işyerinde, yine mücadele ve sözleşme stratejimizi üyelerimiz arasındaki ücret dengesizliklerinin giderilmesi ve ücret seviyelerinin iyileştirilmesi üzerine kuracağız.

Pak-pen'de bıçak kemiğe dayanmıştır. İşyerinde gerekli iş analizlerinin yapılması, adil ve dengeli bir ücret sistemine geçilmesi gerekmektedir.

Akaryakıt dağıtım faaliyeti sürdüren Mehmetçik Vakfı işyerinde, 24.10.2014 tarihinde toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır. Bu iş yerinde üyelerimizin hak ve çıkarlarının takipçisi olmaya devam edeceğiz.
  
Şubemize yeni katılan Alpla Plastik işyerinde ise Petrol-İş'in hâlihazırda imza altına aldığı toplu iş sözleşmesindeki hükümlerden kaynaklı olarak bir protokol imzalanmak durumunda kalınmıştır.

Üyelerimizin sözleşme hükümlerinden kısmi biçimde yararlanmasını öngören bu protokolün uygulanma safhasında fiili iyileştirmeler yapılması için işyeri nezdinde gereken girişimlerde bulunulacaktır.

Şubemiz, örgütlülüğünü güçlendirmek ve emeğin mücadelesini yükseltmek için örgütlenme  faaliyetlerini bugüne kadar olduğu gibi devam ettirecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle, Temsilciler Kurulumuzun verimli geçmesini temenni ediyorum.

Petrol-İş Sendikası
Ankara Şube
Şuayip GÜL
Başkan