Ankara Şubemizin XXIII. Dönem X. Olağan Temsilciler Kurulu Toplantısı 27 Aralık 2013 tarihinde Cuma günü Ankara Şubemizin Toplantı Salonunda; Şube Başkanı Şuayip GÜL, Başkan Yardımcıları Sabri POLAT, Baki TURHAN ve Temsilcilerimizin katılımlarıyla yapılmıştır.
Ankara Şubemizin XXIII. Dönem X. Olağan Temsilciler Kurulu Toplantısı 27 Aralık 2013 tarihinde Cuma günü Ankara Şubemizin Toplantı Salonunda; Şube Başkanı Şuayip GÜL, Başkan Yardımcıları Sabri POLAT, Baki TURHAN ve Temsilcilerimizin katılımlarıyla yapılmıştır.
Temsilciler Kurulu Toplantısı Şube Başkanı Şuayip GÜL’ün açış konuşması ile başladı. Temsilciler Kurulu'nun değerli üyeleri,
Tüm dünyada barış özlemlerinin bir başka bahara kaldığı, Suriye, Mısır ve Ortadoğu'da çatışmaların sürdüğü, emekçi halklara karşı sermayenin çıkarları doğrultusunda ciddi saldırıların düzenlendiği bir süreçte toplanıyoruz. Buna karşılık, 2013 yılını geride bıraktığımız şu günlerde, emekçi halklar savaşa, işgale ve ekonomik yıkım politikalarına karşı direneceğini ilan etmektedir.
2014 yılına umudumuzu büyüterek giriyoruz. Sermaye yanlısı neo-liberal politikalara, özelleştirme uygulamalarına, gelir dağılımı adaletsizliğine ve emeğin haklarına dönük saldırılara karşı başta Avrupa olmak üzere, tüm dünyada hakları için mücadele veren ve “Başka bir dünya mümkün” diyen emekçileri selamlıyor, onlarla dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtiyoruz.
Suriye ve tüm Ortadoğu'ya barışın, Mısır ve Irak'a istikrarın; “komşularla sıfır sorun” denerek girişilen maceracı dış politika kararlarıyla, emperyalistlerin müdahalesiyle ve bölgenin enerji kaynaklarına göz diken petrol tekellerinin kirli hesaplarıyla Barışın gelmeyeceğini gayet iyi biliyoruz. Gerçek barış, işçi sınıfının mücadelesi ve bölge halklarının özgür iradesi üzerinde şekillenecektir.
Komşu ülkelerin istikrarsızlığından adeta medet uman politikalara imza atan hükümet, 2013 yılının sonunda ülke tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ile karşı karşıyadır. Bakanlar ve Başbakanı töhmet altında bırakan ve yargı sürecine taşınan bu iddialar, titizlikle soruşturulmalı ve iddiaların gerçek olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır.
Bu süreçte, soruşturmalara müdahale edilmesi, bu doğrultuda mevzuatta değişiklik yapılması ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin ihlal edilmesi asla kabul edilemez.
Demokratik bir ülkede, yargının ve polis teşkilatının ise ne bazı güç odaklarının ve çevrelerin tarafına soyunması ne de yürütmenin tarafı haline gelmesine izin verilemez.
Böyle bir ortamda, ülkemizde halkı birbirine düşürmek isteyen karanlık güçlerin eli tetiktedir. Bu nedenle hükümetin düşmanlığı körükleyen değil, içeride ve dışarıda toplumsal barışı gözeten bir siyasal tavır ve politika benimsemesi gerekmektedir.
Ancak ülkemizde hükümet işçiye ve emekçiye tam anlamıyla savaş açmış durumdadır. Emeğin güvencesizleşmesi, bölünmesi, ucuzlaması ve örgütsüzleştirilmesi için uygulanan politikalar, Bu hükümet döneminde Ulusal İstihdam Stratejisi altında programa bağlanmıştır.
Şimdi, bu saldırı programı doğrultusunda elimizde kalan son kazanımlarımızdan olan kıdem tazminatını fona devrederek tasfiye edilmeye çalışılmaktadır. Taşeron istihdamın yaygınlaştırılması için yeni bir düzenleme gündeme getirilmektedir.
Özel istihdam büroları yoluyla “kiralık işçilik” uygulaması yeniden ısıtılmakta, kadın istihdamının sözde teşvik edilmesi adı altında yeni esnekleştirme uygulamaları hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.
Görüldüğü gibi, Türkiye sendikal hareketi ve işçi sınıfı yeni bir saldırı paketi ile karşı karşıyadır. Hükümetin bu saldırı başlıklarında uzlaşma ve diyalog arayışları bir aldatmacadan ibarettir. İşçinin sorununu çözüyorum iddiasındaki hükümet eğer samimiyse, önce kıdem tazminatlarını ödemeyen işverenlerden hesap sormalıdır.
Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir. Konfederasyonumuz Türk-İş'in bu konudaki kurul kararları doğrultusunda genel grev ve genel direniş dahil her türlü eylem ve mücadeleye Petrol-İş Ankara Şubesi olarak hazır olduğumuzu duyuruyoruz.
Saldırı paketindeki, taşeron istihdamını kısıtlayıcı yasal engellerin kaldırılması, özel istihdam bürolarına geçici iş sözleşmesi yapma hakkının verilmesi ve yeni esnek çalışma biçimlerine de topyekûn karşıyız. Ülkemizin bir taşeron Cumhuriyetine dönüşmesine, işçinin köleleştirilmesine asla izin vermeyeceğiz.
Üçlü Danışma Kurulu ile bir dizi toplantı yapan Çalışma Bakanı Faruk Çelik'in bu başlıklarda yapılacak yasal düzenlemelerde uzlaşı sağlanmazsa gündemden kalkacağı yönlü tavrı, bir seçim manevrasından başka anlama gelmemektedir.
Nitekim Aralık ayının sonunda gerçekleştirilen son Üçlü Danışma Kurulu'nda işçi temsilcisi konfederasyonların hükümetin kıdem tazminatı ve taşeron istihdamına ilişkin önerilerinde uzlaşma sağlanamamıştır.
Buna rağmen, Çalışma Bakanı alt işverenlik ile ilgili bir taslak çalışması yapılacağını ve taraflara sunulacağını belirtebilmiştir. Emekçilerin ve sendikal hareketin direnci nedeniyle kıdem tazminatı düzenlemesini seçim öncesinde kolaylıkla hayata geçiremeyeceğini anlayan iktidar, siyasi şartların daha uygun olduğu bir döneme ertelemiştir. Buna karşılık hükümetin, taşeron istihdamını genişletecek düzenlemeyi dayatmaya çalışacağı görülmektedir.
Aynı dönemde, 2014 yılında geçerli olacak asgari ücret belirlenememiş ve yine emekçilere kölelik ücreti reva görülmeye devam edilmektedir. Ülkemizde çalışanların yarısından fazlasını oluşturan asgari ücretliler, yine açlık ve yoksulluk sınırının altında çalışmaya zorlanmaktadır.
Asgari ücretin düşük seviyesi, aynı zamanda ülkemizdeki tüm ücretlerin baskılanmasına yol açmaktadır. Asgari ücrette işçiye kaşıkla veren hükümet, hazırladığı 2014 bütçesiyle işçiden kepçeyle almaktadır.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe, denetimden kaçırılarak hazırlanmıştır. Sermayeden vergi toplayamayan hükümet, yeni bütçede de görüldüğü gibi, gelirlerini ücretten kestiği ve tüketimden aldığı vergilerle döndürmeyi tercih etmiştir.
Değerli temsilciler,
Şubemizin örgütlü olduğu işyerlerinden TPAO'da, yaz ayları başında Türk Petrol Kanunu'nun yasalaşmasından sonra teşkilat kanununun değiştirilmesi için çalışmaların sürdüğü anlaşılmaktadır. Teşkilat kanunu, çalışanların özlük haklarını ve çalışma koşullarını da belirlediği için bu konuda yapılacak çalışmalar doğrudan üyelerimizle ilgilidir. Bu nedenle, söz konusu yasal düzenlemelerin sendikayla ve çalışanlarla şeffaf bir şekilde paylaşılması, bu başlıktaki görüş ve önerilerimizin dikkate alınması gerekmektedir.
Sendikamız, TPAO'daki bu çalışmaları üyelerimizin hak kaybına uğramaması adına dikkatle izleyecek, TPAO'nun zayıflatılmasına ya da özelleştirilmesine asla izin vermeyecektir.
Bilindiği gibi BOTAŞ'ın faaliyetlerinin tabi olduğu 4646 Doğalgaz Piyasası Kanunu'nda değişiklik yapılmak istenmektedir. BOTAŞ'ın bu değişiklikle iletim, LNG ve depolama ve ticaret (ithalat, ihracat ve toptan satış) olmak üzere üç ayrı şirkete parçalanarak yeniden yapılandırılması gündemdedir. Ayrıca, doğalgaz ithalat kontratlarının özel sektöre devredilmesi ile BOTAŞ'ın payının düşürülmek istendiği bilinmektedir.
BOTAŞ'ı kısıtlayıcı değişiklikleri içeren bu tasarıya Rekabet Kurulu, olumsuz görüş vermiştir. BOTAŞ'ın parçalanmasına, zayıflatılmasına ve arkasından özelleştirilmesine karşı olacağımızı bir kez daha duyuruyoruz. Bu vesileyle, iki kamu şirketimiz TPAO ve BOTAŞ'ın parçalanmaları bir yana, birleştirilerek dikey entegre bir yapıya kavuşturulmalarını talep ediyoruz.
Uzun süreden beri iş sağlığı ve güvenliği koşullarının düzeltilmesi için mücadele verdiğimiz MKEK Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda başka bir dizi başlıkta da sorunlar yaşanmaktadır. MKEK Prim Yönergesi'nin uygulamasındaki aksaklıklar, işyerinde yeni açılan atölyelerin iş analizlerinin yapılmaması ve derece sınavları ile ilgili sorunlar bulunmaktadır.
Şubemiz, işyerindeki bu sorunlarla ilgili yazılı görüş ve taleplerimiz işyeri yönetimine ve Genel Müdürlüğe iletilmiştir. MKEK Genel Müdürlüğü Prim Yönergesi ve yeni açılan atölyelerin iş analizlerinin yapılmaması, Uygulamadaki Sorunları gidermek için bir Komisyon Kurularak çalışmalara başlamıştır.
Şubemizin geçen yıl nihayetlendirdiği ve sözleşme imzaladığı Pakpen'deki örgütlenmemiz, Konya'da sendikal hareketin önemli bir kazanımı olmuştur. İşkolumuzda gerçekleştirilen yeni yatırımlarla gündeme gelen Konya'daki bu örgütlenme, yeni işyerlerinin Petrol-İş ailesine katılması için öncü bir rol oynayacaktır.
Bununla birlikte, ülkemizde sendikal örgütlülüğün neredeyse olmadığı akaryakıt dağıtım alanında faaliyet gösteren Mehmetçik Vakfı'ndaki örgütlenmemiz de, Ankara Şubesi'nin örgütlenme çalışmaları açısından son derece önemli olmuştur.
Botaş Internatıonal Limitet Şirketinde Üyelik çalışmaları yapılarak çalışma Bakanlığından TİS Yetkisi alınmıştır. Pan- plas ve Tarım Kredi Plastik ve Damla Sulama Sistemleri San. Tic. A.Ş İş Yelerinde örgütlenme çalışmaları devam etmektedir.
Petrol-İş Ankara Şubesi, kamu işyerlerinde sürdürdüğü sendikal mücadelesini yeni örgütlendiği özel sektör işyerlerine taşıyarak, hem üye sayısını arttırmakta ve örgütlülüğünü güçlendirmekte hem de emeğin hak ve çıkar mücadelesini yükseltmektedir.
Şubemiz adına bu mücadele ve örgütlenme iradesini sürdüreceğimizi belirtiyor, bu duygu ve düşüncelerle, 23. Dönem X. Olağan Temsilciler Kurulunun verimli geçmesini temenni ediyorum.
Petrol-İş Sendikası Ankara Şube
Yönetim Kurulu Adına
Şuayip GÜL
Başkan