• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

"Bilgi'yle Direniş Başlasın!"

Bilgi Üniversitesi'nde işten çıkarılan işçiler, akademik personelle başlayan işten çıkarma furyasının destek personeliyle devam ettiğini söyledi, "Bilgi'yle Direniş Başlasın!" dedi.

Semih Şahin KAYA - Zehra AKIDAN
29.08.2012

 

Bilgi Üniversitesinde temizlik, güvenlik ve teknik destek hizmetlerinde görevli 16 kişinin "küçülmeye gidilmesi" nedeniyle işten çıkarılmasına karşı dün (28 Ağustos Salı) Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü önünde basın açıklaması düzenlendi.

Halen çalışmakta olan işçilerin, işten çıkarılan arkadaşlarına destek olmalarına engel olmak için öğle paydosunda alıkonulduğunu ifade eden sendika üyesi işçiler, kampüsün içine girerek arkadaşlarına "Buradayız" dediler.

Sosyal-İş İstanbul Şube Sekreteri Mahsun Turan'ın okuduğu basın açıklamasında; temizlik, güvenlik, teknik destek hizmetlerinde çalışan 13 işçinin "sözde küçülme" nedeniyle işten çıkarıldığını, çıkarılan üç işçinin durumu kabullenerek haklarını aramaktan vazgeçtiğini belirtti.

''Geçtiğimiz yıl akademik personelle başlayan işten çıkarma furyasının destek personeliyle devam etmesi ve üniversitede iş güvencesinin giderek yok edilmesi, bir bütün olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanlarında kaygı uyandırmaktadır. Öğretim üyesinden, araştırma görevlisine, idari personelinden destek personeline kadar tüm çalışanların, 'Acaba yarın sıra bana da gelecek mi?' diye sorduğu bir ortamda, gerek bilimsel üretim gerekse eğitim öğretim faaliyetlerinin sağlıklı bir biçimde yürütülmesi mümkün değildir''  sözleriyle devam eden basın açıklaması "Bilgi'yle direniş başlasın!" sloganıyla sonlandırıldı.

Sevim: 50 işçi daha çıkarılacak

Temizlik çalışanı Vedat Şen: 16 arkadaş işten çıkarıldık. Fakat üç arkadaşımız çıkarılmayı kabul ederek direnişe gelmiyorlar. Biz 13 kişi işe geri alınana kadar mücadele edeceğiz. Bize işten çıkarılma nedeni olarak küçülmeye gidildiği söyleniyor, fakat asıl nedenin bu olmadığını biliyoruz. Çıkarılanların sendika üyesi olanlara göre seçildiğini düşünüyoruz. Diğer çalışanlarında çıkacağını düşünüyoruz fakat önce sendikacıları çıkararak bu işi başlattılar.

Temizlik bölüm şefi Mehmet Sevim: Arkadaşlarım içinde daha çok ben faaliyet gösterdiğim ve onları korumak adına müdürle görüşmeler yaptığım için beni de işten çıkardılar. 50 civarı işçinin daha işten çıkarılacağı söyleniyor. Bakın biz burada eylem yaparken halen çalışmakta olan arkadaşlarımız öğle paydosundalar. Fakat onları rehin aldılar ki gelip bize destek olmasınlar. Çalışmakta olan çoğu arkadaşımızda işten çıkarılma korkusuyla buraya gelmeye korkuyorlar.

Bahçıvan olarak görev yapan 56 yaşındaki Remzi Çoban: Altı yıldır sesimi çıkartmadan çalışıyorum. Bahçıvana ihtiyaçları olmasına rağmen beni de işten çıkardılar. Benden başka dört bahçıvan daha var ben onların şefi gibiydim. İşler aksamasın diye beni cuma günü akşama kadar çalıştırdılar ve cumartesi günüde çiçek sulamaya başka bir yere gideceğimi söylediler. Fakat aniden bir şey söylemeden mesai bitiminde işten çıkarıldığımı söylediler. Şok geçirdim. Eğer benim bir kusurumu söyleseler veya çıkarılmam için neden sunsalar tazminat bile istemeden çeker giderim. Tahminimce müdür kendi adamlarını işe almak istiyor ve buna göre de bizleri tavsiye ediyor.

Işık: ''Sendikalaşma Başlayınca Caydırma Politikaları Uygulandı''

İşten çıkarılan destek personellerinden temizlik bölümünde çalışan Mehmet Işık, yaklaşık beş yıldır Bilgi Üniversitesi'nde çalıştığını, 780 lira net maaşla dört kişilik bir aileyi geçindirdiğini söyledi.

"Beş yıl önce işe girerken işten çıkarılma korkumuz yoktu. İki buçuk yıl sonra, DİSK'e bağlı Sosyal-İş sendikasında örgütlenmeye başladığımızda da sendikalaşma ya da taşeronlaşmaya gerek olmadığı, zaten güvence altında olduğumuz gerekçeleriyle sendika üyeliği konusunda birtakım caydırma politikaları uygulandı. Son güne kadar işten atılan olmayacak, kendi isteğiyle çıkanlara da haklarını vereceğiz, dediler. İşten atıldığımız 24 Ağustos Cuma günü mesai saati bitimine kadar konu hakkında bir bilgimiz yoktu.  16.30'da bizi çağırıp, sabah 9.00'da Kuştepe kampüsünde olun dediler. Sabah gittiğimizde de tek taraflı iş akitleriniz feshedildiği ve işten çıkartıldığımız söylendi. İşten çıkartılanlardan dokuzu sendika eylemlerinde ön saflarda yer almış, Sosyal-İş sendikası üyeleriydi.

"Eski binanın kapatılacağı ve üniversitesinin küçülmeye gideceği gerekçesiyle işten çıkartıldık. Eski binanın kapatıldığı doğru ama bunun nedeni küçülme değil,  Çağdaş Sanat Merkezi (ÇSM) binası galerileri dersliklere, ofislere çevrildi. Kapatılan binanın yerine de iki yeni bina yapıldı."

Bilgi Üniversitesi kurucusu ve Mütevelli Heyeti Başkanı Oğuz Özerden'in döneminde işten atılmaların yaşanmadığını söyleyen Işık, yönetim değişince huzursuzluğun başladığını, çalışmaya devam edenlerin de tedirgin olduklarını ekledi.

İşten gönüllü olarak çıkan üç kişiden biri olan Şerife Targay da sendika üyeliği sebebiyle çalıştığı süre boyunca farklı kampüsler arasında durmadan yerinin değiştirildiğini, sendika üyeliğinden çıkarsa rahat bir ortam sağlama vaadi verdiklerini söyledi. Kişisel sebeplerle iki ay önce işten ayrılan Targay; "İşten atılan 13 kişinin içinde, 15 yıldır çalışan emekliliğine 8 ay kalmış bir kadına bile anlayış gösterilmedi. Ben gönüllü olarak çıkmış olsam da arkadaşlarım için çok üzgünüm ve onları sonuna kadar destekleyeceğim" diye konuştu.

Kaynak: www.bianet.org