• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçakçı:

Bir zamanlar Ankara’da Türk-İş vardı

Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçakçı, Sendikal Güç Birliği Platformu'nun faaliyetleri ile ilgili değerlendirmelerini bizimle paylaştı.

Petrol-İş WEB
28.10.2011

Türkiye'deki işçi sınıfı mücadelesini nasıl izliyor ve değerlendiriyorsunuz? Biliyorsunuz yakın zamanda Türk-İş içerisinde bir alternatif çıkış oldu: Sendikal Güç Birliği Platformu. Siz de Petrol-İş'in Genel Kurulu'nda buna destek olduğunuzu açıkladığınız bir konuşma yaptınız. Bu oluşumu nasıl görüyorsunuz ya da Türkiye'deki tablo içerisinde size göre nereye oturuyor?

Ben sendikacılığa 80'li yıllarda başladım. 31 yıla girdim bu görevimde profesyonel olarak. 30 yıldan beridir Türk-İş'in genel kurullarına delege olarak katılıyorum. Hem Türk-İş'in çok eski bir üyesi, hem de bir örgütün temsilcisi olarak Türk-İş'i yakından takip ediyoruz. Elbette ki, Türkiye'deki işçi sınıfının gidişatını da yakından takip ediyoruz. Bu aslında bizim görevimiz.

Bir zamanlar Ankara'da TC hükümeti de vardı, ama Türk-İş de vardı. Bize eski sendikacı abilerimiz yıllar önce hep böyle anlattı, biz öyle biliriz. Seyfi Demirsoy'ların döneminden beri Halil Tunç'ların, Şevket Yılmaz'ların, Bayram Meral'lerin dönemlerinden beri biz Türk-İş'i böyle biliyorduk. Ancak üzülerek söylemek isterim ki, şu anda Ankara'da Türk-İş yoktur.

Elbette Türk-İş var; mecazi anlamda söylüyorum. Türk-İş'in Ankara'da olduğu dönemlerde işçi hakları bir bir budanamazdı. Sendikalaşma oranı her yıl veya her dönem az da olsa artarak devam ederdi. Ancak şu anda maalesef -bütün sendikalarımızın üye sayılarını bir gözden geçirelim- neredeyse her sendikamızın üye sayısı yarı yarıya düşmüş durumdadır.

İşte bundan dolayı diyorum ki, Türk-İş, Ankara'da olması gerektiği gibi olmalıdır. Varlığını herkes hissetmelidir. Bu vesileyle de şunu söylemek isterim. Türk-İş'in çeşitli bölgelerde temsilcilikleri vardır. 2-3 yıl önce Kuzey Kıbrıs'ta da bir temsilcilik açtı ve oraya da bir temsilci atadı. İsmi de Ahmet Çaluda'dır. Ve bu atamaları yaparken 1954 yılından beri Türk-İş üyesi olan Türk-Sen'den habersiz yapılmıştır. Şu andaki Türk-İş temsilcisi hükümette bulunan Ulusal Birlik Partisi'nin de milletvekilidir. Ve son dönemlerde meclisten geçirilen yasalar, yani işçi haklarını oratadan kaldıran yasalar, Türk-İş temsilcisinin oyu ile geçmektedir. Bu da Türk-İş'in tarihi sayfalarına kara leke olarak yazılmaktadır.

Dolayısıyla, Aralık ayında yapılacak olan Türk-İş Olağan Genel Kurulu ile ilgili oluşturulan yeni gruba Türk-Sen olarak tam destek vereceğimizi daha önce zaten açıklamış olmaktayız. Ve bu grup ile birlikte hareket ederek işçi sınıfına layıkıyla hizmet verebilecek bir Türk-İş'i yaratmak içinde üzerimize düşen pay oranında görevimizi yerine getirmeye çalışacağız. Sonuçta inşallah, çalışanın yanında olacak olan grup kazanır.

İstanbul ziyaretiniz sırasında bu konuda temaslarınız oldu mu?

Elbette ki, bugünkü Petrol-İş Başkanı ve yöneticileriyle yaptığımız bu ziyarette de önümüzdeki aylar içerisinde Türk-İş'in Genel Kurulu ile ilgili ve grubun çalışmaları ile ilgili görüş alış verişinde bulunduk. Bugünden sonra da temaslarımız aynı şekilde devam edecek.

Bize söyleyebileceğiniz somut bir şey var mı bu konuda? Yakın döneme ilişkin planlanan bir şey? Herhalde ilk olarak Türk-İş Genel Kurulu'nda bir birlikteliğiniz olacak?

Şimdi geçmiş Türk-İş Genel Kurul'larında da farklı gruplar seçimlere girmişti. İlk defa bir grup oluşmuyor Türk-İş Genel Kurulu'nda. Biz Türk-Sen olarak her zaman diğer grupta, yani muhalefet grubu dediğimiz grupta yer aldık. Çünkü bunların Türk işçi sınıfına daha fazla hizmet verebilecek insan ve gruplar olduğuna inandığımızdan dolayı. Kimse babamızın oğlu değil.

Ancak son geçtiğimiz Türk-İş Genel Kurulu'nda son 24 saate kadar Türk-İş'in başında olan mevcut yönetimin seçimi kaybedeceği ortadayken son 24 saatte ne olduysa oldu. Ve şu andaki yönetim maalesef seçimi kazandı ve işçi sınıfının karargâhı olan Türk-İş'in koltuklarına oturdu.

Sendikal Güç Birliği Platformu aynı zamanda kendisini daha önceki muhalif çıkışlardan farklı tarif ediyor. Diyor ki, “Bu birliktelik yalnızca genel kurul için değil. Tasarlanan dönüşüm için Türk-İş yönetiminde bir yer tutarsak daha avantajlı olur. Ama bunun olmadığı durumda biz yine çabamızı sürdüreceğiz.” Buna ilişkin bir değerlendirmeniz ya da söyleyeceğiniz bir şey olabilir mi?

Şimdi doğaldır ki, bir üst kuruluşun yönetimine çeşitli gruplar talip olabilir. Ama her talip olan grup illa ki seçimi kazanacak ve yönetimi teslim alacak diye bir şey söz konusu olamaz. Bu seçimde çoğunluk size çeşitli nedenlerden dolayı oy vermeyebilir. Ama bu demek değildir ki, bu genel kurul bittiği gün her şey biter ve siz yerinize oturursunuz. Böyle bir şey yapılırsa doğru olmaz. Doğrusu; size oy veren insanları temsilen yine bu camianın içerisinde, yönetime kim seçilirse seçilsin onları yakından takip etmek, yanlış yaptıklarında eleştirmek, onların takipçisi olmak ve belki gerektiği zamanlarda gerek Türk-İş Başkanlar Kurulu'nda gerekse diğer yetkili organlarda eleştirilerinizi dile getirmektir.

Belki de gün olur şartlar ve konjönktür ona müsait olur Olağanüstü Genel Kurul bile yapma şansınız olur. Ve günü gelmeden de tatmin olmadığınız yönetimi değiştirme şansı bulabilirsiniz. Onun için genel kurullar dünyanın son günü olan tarihler değildir. Hayat devam ettiği sürece, çalışma yaşamı devam ettiği sürece bu mücadele sürdürülmelidir.

Sendikal Güç Birliği Platformu’na yönelik olumlu ya da olumsuz eleştirilerinizi alabilir miyiz?

Şimdi Sendikal Güç Birliği adı altında oluşturulan birlik içerisinde yer alan sendikaları veya sendika liderlerini aslında kutlamak lazım. Neden? Çünkü; işçinin evi olan, mekanı olan Türk-İş'in bugünkü gidişatını beğenmemiş, haklı olarak bir mücadele süreci başlatmıştır bu arkadaşlar.

Şu anda bölge ziyaretleri yapılmaktadır ve tabana da Türk-İş'in nasıl olması gerektiği anlatılmaktadır. Bugünkü Türk-İş yönetimi ile bunların yapılamayacağını ve Türk-İş'in olması gereken yere gelmesi için de yönetimine talip olduklarını tabana da anlatmaktadırlar. Bu aslında büyük özveri ve gayret gerektiren bir iştir, bu arkadaşlar da bu gayret içindedir. Kendilerini kutlamak isterim. Ve arzu ederim ki, Türk-İş'in içerisindeki diğer sendikalar da bir an evvel doğruyu görerek bu gruba destek verir ve bu genel kuruldan başarıyla çıkarlar.