• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Sendikal Güçbirliği toplantıları sürüyor

'Birleşik emek hareketini yaratacağız'

Yeni bir sendikal hareket yaratmak amacıyla 'Sendikal Güçbirliği' adı altında toplanan Türk-İş'e bağlı sendikalar tarafından gerçekleştirilen bölgesel toplantıların üçüncüsü İzmir'de düzenlendi.

Doğan Haber Ajansı / Aydınlık Gazetesi
10.10.2011

Yeni bir sendikal hareket yaratmak amacıyla 'Sendikal Güçbirliği' adı altında toplanan 11 sendika tarafından yapılan bölgesel toplantıların 3'üncüsü İzmir'de düzenlendi. Toplantıya katılan sendika yöneticileri, 'emeğe saldıranlara biat ettiklerini' ileri sürdükleri Türk-İş yönetimini eleştirdi.

Tepekule Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Sendikal Güçbirliği' bölge toplantısına Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Yakup Akkaya, Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi, Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan Sadık İpekçi, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, TezKoop-İş Sendikası Genel Başkanı Osman Gürsü, Tümtis Sendikası Genel Başkanı Kenan Öztürk, Kristal-İş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş ve Tek-Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, güçbirliği hareketinin iddia edildiği gibi bir siyasi partiyle yan yana konulacak bir hareket olmadığını, bunu iddia edenlerin emeğe, alınterine ihanet edenler olduğunu ileri sürdü. 8-11 Aralık 2011'de Türk-İş Genel Kurulu'nun yapılacağını, ancak oluşturdukları hareketin bu genel kurula da endeksli olmadığını ifade eden Yurdakul, "Biz emeğe karşı yapılan saldırılar karşısında direnç gösterecek bir Türk-İş yaratmak istiyoruz. İşçiye sırtı dönük değil, işçiye karşı yüzü dönük bir Türk-İş için mücadele ediyoruz. Mevcut Türk-İş üst yönetiminin yapması gerekenleri biz yapmaya çalışıyoruz" dedi.

Çeşitli dönemlerde Türk-İş üst yönetiminde yer aldıklarını, ancak anlayış farkı nedeniyle ayrılmak zorunda kaldıklarını anlatan Yurdakul, "Türk-İş üst yönetimi emeğe saldıranlara biat etmektedir. Türkiye'yi yönetenlerden icazet alınarak Türk-İş yönetilmez. Yönetilirse bu hale gelir. İşçi sınıfının yüzyıllardır yaptığı mücadeleler sonucunda elde ettiğimiz haklar hızla elimizden alınıyor. Türk-İş üst yönetimi işçileri siyasetin dışında tutmak istiyor. Siyaseti işçi sınıfının lehine çevirmek ancak işçilerin siyasetin içinde olmasıyla mümkün olur" dedi. Türk-İş'in, Türkiye'nin en büyük konfederasyonu olduğunu ve yeniden ayağa kaldırmaya çalıştıklarını belirten Yurdakul, bazı çevrelerin kendilerini başka bir konfederasyon kuracakları ya da Türk-İş üst yönetiminde koltuk kapma çabası içerisinde göstermeye çalıştıklarını belirtti. Bunların yalan ve iftira olduğunu söyleyen Yurdakul, "Birilerine bireysel çıkarları için yalakalık yapanlar bizi suçluyor. 'Birileri bunların kafasına sokmuş ayrılacaklar başka konfederasyon kuracaklar' diyor. Bunlar yalan ve iftira. Kimse böyle iftiralarla bizi karalayamaz. Ne zannediyorsunuz? Eğer Türk-İş bugün ayakta duruyorsa işte bu genel başkanların temsil ettiği sendikaların sayesinde ayakta duruyor. Bunlar Türk-İş'ten gidecek. Size bırakacağız öyle mi? Yok öyle, siz gideceksiniz Türk-İş'ten. Biz güçlü sendikalar, güçlü bir konfederasyon yaratmak istiyoruz. Çünkü bugünkü anlayış taşeronlaşma anlayışıdır. Yıllardır yürütülen politikalarla bu ülke cemaatleştirilmiştir" diye konuştu.  

TOPLANTI NOTLARI...

Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın: Birleşik emek hareketini yaratacağız

Dayanışma deyince biz, sınıf dayanışmasından bahsediyoruz. Dayanışma duygusu ve ruhu bizlere unutturuldu. İçi boşaltıldı. Sınıf dayanışması, işçilerin ve sendikaların dayanışmasıdır. Ortak sorunlar için ortak mücadele yapabilmesidir. Dayanışmanın bir ayağı da kendisini emekle ilişkilendiren siyasi parti ve oluşumlarla işbirliği yapmaktır. Bu hareketi, belli bir dönem için Türk-İş içerisindeki sendikalarla sınırlı tuttuk. Çünkü taşların yerlerine oturtulması ve dışarıdan gelecek birtakım saldırıların dikkate alınması gerekiyordu. Elbette DİSK’teki ve KESK’teki arkadaşlarla da kol kola yürüyüşümüz devam etmektedir. Bu güçbirliği, önümüzdeki günlerde daha da genişleyecek. Daha geniş bir kavram adı altında, tüm emekçiler, tek bir çatıda birleşecek. Türkiye birleşik emek hareketini yaratacağız.  

Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin: Nihai hedef iktidar

Ülkenin 7 bölgesinden başlatılan yürüyüşü Ankara’ya taşıyabileceksek, biz bu işin üstesinden geliriz. AKP iktidarının önüne geçmek için elimizi değil bedenimizi taşın altına koymalıyız. Bizim için nihai hedef, iktidar olmaktır. Biz, Türkiye işçi sınıfı olarak bu ülkeyi yönetmeye adayız. Bunun hayata geçirilmesi için bu hareketi önemsemek lazım. İşimiz zor, yolumuz uzun. Dışımızdaki unsurlarla buluşabilirsek daha da güçlü olacağız. Onlarla buluşmanın yolu da iktidar olmaktan geçer. Türk-İş’te iktidar olmak, siyasette iktidar olmaktır. Olacağız da! Her taraf “özel yetkilendirilmiş” durumda. Bu işi cesur, yürekli insanların ele alması lazım. Militan gibi çalışacağız. Bölgedeki işyerlerimizde herkese gideceğiz. O İşçi Ankara’ya gelecek. Seçtiğiniz delegelerin kimin yanında durduğunu göreceksiniz. Yanlış yapanları uyarıp Türk-İş’i, işçi sınıfına dönük olarak yeniden yaratacağız. AKP iktidarına seçenek, işçi sınıfıdır ve iktidar olmak zorundadır.

Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel: Sorumlu arıyorsak hepimiziz

Her birimizin üzerinde bu sorumluluk var. İşyerinde çalışırken de sendikanın temsilcisiyken de şube başkanıyken de sorumluyduk. Genel başkan olurken de konfederasyon yöneticisiyken de sorumluluğumuz var. Sizin de sorumluluğunuz var. Çocuklarının rızkı sömürülerek yıllarca çalışmış, emekli olup gitmiş arkadaşların sorumluluğu var. ‘Fabrikaları özelleştireceğim’ diyen AKP’ye oy veren işçinin de sorumluluğu var. Türk-İş’in genel kuruluna gelip ‘72 milyon siz değilsiniz’ diyen, posta koyan, meydan okuyan Başbakan’a Türk-İş’i savunmayanların da sorumluluğu vardı. Şimdi eğer sorumlu ararsak, hepimiziz.
Anayasa referandumunda yüzde 58 oy verenlerin, Anayasa’ya ‘Evet’ diyenlerin de sorumluluğu var. Bu ülkede yüzde 50 oy verenlerin de sorumluluğu var. Binlerce, on binlerce TEKEL işçisi AKP iktidar olacağı zaman, sigara fabrikaları özelleştirileceği zaman, Tayyip Erdoğan bangır bangır bağırdığı zaman, biz ‘Bunlara oy vermeyin’ dediğimiz, zaman ‘Sayın başkan biz seni severiz ama sen bizim siyasi tercihimize karışamazsın’ diyenlerin de sorumluluğu var.

Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul: Ülkeyi yönetenlerden icazet alınmaz

Bu hareket, bundan sonra daha şiddetli bir şekilde devam edecektir. Türk-İş üst yönetimi, emeğe yapılan saldıranlara biat etmektedir. Türk-İş, siyaset üstü politikalar izlemek istedi. Oysa işçi sınıfı, siyasetin tam içinde olmalı. Türkiye’yi yönetenlerden icazet alınarak, Türk-İş yönetilmez. Yönetilirse bu hale gelir. Yıllardır emekçilerin, işçilerin
mücadele ederek kazandığı haklar, bir bir ellerinden alınıyor. Fakat üst yönetim sessiz kalıyor. Türkiye’nin en büyük konfederasyonu bu. Türk-İş’siz Türkiye olmaz. İşçi sınıfı siyaseti lehine döndürebilmek için politikalar üretmeli. Böyle olmadığı için başımıza bunlar geliyor. Türk-İş, Türkiye’ye lazım. Türk-İş’i ayağa kaldırmalıyız. Bu ülke cemaatleşti. Sendikalar kalkacak, tarikatlaşacak, cemaatleşecek. Buraya doğru gidiyor. Biz, emekçiler olarak buna karşı duruş sergilemeyecek miyiz? Bu bizim görevimiz değil mi? Yeni bir ruh istiyoruz. Yeni bir güven istiyoruz, bu güvenin tazelenmesini istiyoruz. Türk-İş’in yönünü işçi sınıfına döndürmeye talibiz. Bu mücadelemiz 8-11 Aralık’taki Türk-İş Kongresi’yle sınırlı değil. Başarıya ulaşıncaya kadar, sonuna kadar devam edecek.  

Coşkulu buluşma

Toplantı salonu geniş olmasına karşın işçilerin birçoğu konuşmaları ayakta dinledi. Kadın işçilerin çokluğu dikkat çekti. Çok sayıda işçi, eş ve çocuklarıyla toplantıya katıldı.

İşçiler özellikle birliktelik mesajı içeren sloganlarla salona girdi. Toplantı başlayana dek kongre merkezinin dışında ve salon içerisinde sloganlar devam etti.  Her zaman olduğu gibi sorunlarla bire bir karşı karşıya kalan veya direnişte olan (Deri-İş, Belediye-İş, Tümtis gibi) işçiler, coşku içindeydi. İşçiler, “Nasıl bir sendikal hareket geliyor?” sorusuna cevap aradı ve anlamaya çalıştığı için de salonu uzun süre terk etmedi. 

Kaynak: Doğan Haber Ajansı / Aydınlık Gazetesi