TÜPRAŞ mahkemeler arasında birkaç kez gitti geldi ve sonunda iptal kararına tosladı. Bu kamu şirketi 1,3 milyar dolar karşılığı Tataristan devlet petrol şirketi Tatneft ile Zorlu Grubu ortaklığına satılmıştı. Maliye Bakanı Unakıtan satış sözleşmesinin bu hafta imzalanacağını söylüyordu.
TÜPRAŞ mahkemeler arasında birkaç kez gitti geldi ve sonunda iptal kararına tosladı.
Bu kamu şirketi 1,3 milyar dolar karşılığı Tataristan devlet petrol şirketi Tatneft ile Zorlu Grubu ortaklığına satılmıştı. Maliye Bakanı Unakıtan satış sözleşmesinin bu hafta imzalanacağını söylüyordu.
Fakat Ankara 10. Bölge İdare Mahkemesi blok satışa ilişkin ihale komisyonu kararını iptal etti.
Şimdi ne olacak? Aynı kayaya toslayan öteki şirketler gibi TÜPRAŞ da satılamayan şirketler kampında beklemeye alınacak.
Türkiye özelleştirmeden yaratabileceği kaynağı borçla sağlamaya devam edecek. Ama bu kilitlenmenin sonuçlarından korkan yabancılar Türkiye'ye kredi verirken riski düşünüp daha yüksek faiz isteyecek. Örneğin Amerika, kredi verirken içine siyasi koşullar sokuşturma fırsatını kullanmaya çalışacak.
Bitmedi, yeni ihale açtığımızda ciddi şirketler girmeyecek, çurçurlar da "ölmüş eşek fiyatı" önerecek.
Çıkmaz sokaklar
TÜPRAŞ'ı ilerde 1,3 milyar dolara almak isteyen çıkar mı; şüphelidir. Unutmayalım, bundan on yıl önce Telekom'u 20 milyar doların üstünde bir fiyatla satma şansımız vardı. Bugün 4-5 milyar dolar verecek yoktur.
Özelleştirme çağın fırsatı. Bu trene binen eski komünist ülkeler bile düze çıktılar. Biz ilk bilet alanlar arasında olduğumuz halde yaya kaldık. Ekonomimizi büyütecek yerde bu işletmeleri çürüttük ve sadece borçlarımızı büyüttük.
Çünkü her işte olduğu gibi bu alanda da çatıştık. Özal ekolü mevzuata meydan okuyarak yol almaya çalıştı. Bürokratik siyasi yapı ise yargıyı kullanarak fren yaptı.
İkisi de yol değildir. Türkbank ihalesi sırasında zamanın Başbakanı Yılmaz bir gece konutunda bize sevinçle "zafer haberi" veriyordu:
"Teklif verenleri yarıştırarak fiyatı yükselttim. Bu sayede devletin en az 200 milyon dolar fazladan bir kazancı olacak.."
Yılmaz şimdi ihaleye fesat karıştırmaktan Yüce Divan'a gidecek!
Akıl ve siyasi güç
Mecliste anayasa değiştirecek çoğunluğu kontrol eden AKP iktidan mevzuat darboğazını şimdiye kadar aşabilirdi. Ama ihmal etti, kendine de zarar verdi.
"Zararın neresinden dönülse kârdır" diyerek yeni bir siyaset üretmeli ve özelleştirmelerin yolunu açacak yasal düzenlemeleri hemen yapmalıdır.
Bir yanda tutucular, öte yanda ellerindeki siyasal gücü yasalan dolanmak amacında kullanmaya çalışan iktidarlar Türkiye'ye çok zaman ve para kaybettirdi.
AKP gücünü, yasalan dünya şartlarına ve ülke yararına göre değiştirmek için kullanmalıdır.
Türkiye'yi borç sarmalına sokan, ekonomik gelişmesini frenleyen ve itibar kaybına uğratan bu sorunu mutlaka aşmak zorundayız.
Bunu yapamazsak çocuklarımıza mutsuz, fakir ve çatışmalara sürüklenmiş bir ülke bırakacağız!