1960 yılında kurulup, 1965 yılında işletmeye açılan Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) aradan geçen 40 yılda öylesine olağanüstü bir büyüme başarısı gösterdi ki, Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında bugün TÜPRAŞ, Ford, Toyota ve Renault'tan sonra 5. sırada yer alıyor.
1960 yılında kurulup, 1965 yılında işletmeye açılan Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) aradan geçen 40 yılda öylesine olağanüstü bir büyüme başarısı gösterdi ki, Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında bugün TÜPRAŞ, Ford, Toyota ve Renault'tan sonra 5. sırada yer alıyor.
Yılda 3.5 milyon ton demir çelik üretimi yapan ERDEMİR'in 2004 yılı cirosu 2.9 milyar YTL, karı ise net 473 milyon dolar...
Türkiye, her yıl 7 milyon ton yassı çelik tüketiyor. Bu tüketimin yaklaşık yüzde 43'ü ERDEMİR tarafından karşılanırken, 4 milyon tonu ithal ediliyor. Bu ithalatın Türkiye'ye yıllık faturası ise yaklaşık 3 milyar dolar.
İç tüketimin yarıya yakınını karşılayan ERDEMİR, yılda 500 bin tonluk da ihracat yapıyor.
ERDEMİR bugün yeniden kurulacak olsa, maliyetinin 7 milyar dolardan az olması mümkün değil.
Bu gözde kuruluşun Türkiye için büyük stratejik önemi var. Düşünün ki, 1974'teki Barış Harekatı'nda Kıbrıs'a çıkarma yapan gemilerimizin malzemesi bile bu fabrikalarda üretilmişti. Makine imalat sanayiinden savunma sanayiine, gemi inşaat sanayiinden otomotiv ve dayanıklı tüketim mallarına kadar birçok üretim alanının temel girdilerini bu fabrikalar sağlıyor.
Gelişmenin ve sanayileşmenin belkemiği olan işte bu işletme şimdi, özelleştirme adı altında yabancılara satılmak üzere!..
Haraç mezat satışlar
ÖZELLEŞTİRMENİN amacı neydi?
Öncelikle, zarar eden ve devletin sırtında kambur haline gelen kuruluşları satmak...
Ama bugün zarar değil kar eden ERDEMİR, TÜPRAŞ, PETKİM, Seydişehir Alüminyum ve TEKEL gibi stratejik öneme sahip işletmeler, haraç mezat satılıyor.
Güngör Uras, önceki gün Sabah'ta şunları yazıyordu:
- TÜPRAŞ ve Ereğli gibi işletmelerin özelliği var. Bunlar, sermaye birikimi olmayan, bu nedenle ekonomik boyutta yatırımlar gerçekleştirilemeyen bu ülkede, halkın tasarruflarıyla zar zor kurulan, büyüyen işletmeler. Bunlar kolay kurulmadı, kolay büyümedi. Bu hale gelmeleri halkın ödediği pahalı faturalar sayesinde oldu. Ve de görüldüğü gibi, biri Türkiye'nin 1 numaralı, öbürü 5 numaralı büyük sanayi kuruluşu..
ERDEMİR'İN de TELEKOM gibi, yabancılara satılacağı hemen hemen kesinleşti.
Bir Bakanımız, Davos'ta ne demişti:
- AB'den tarih aldıktan sonra bizi gören yabancılar, neyi satıyorsunuz, satılık neyiniz var diye soruyorlar.
Satılık neyimiz yok ki? Neyimiz var neyimiz yoksa, yok pahasına önümüze gelene satıyoruz!
Özelleştirmeye de, yabancı sermayeye de karşı değiliz. Ama böyle özelleştirme olmaz, böyle yabancı sermaye gelmez olsun!
Hazıra konma kolaylığı
TÜRKİYE'NİN umutları, heyecanları ve geleceği satılamaz.
ERDEMİR, TÜPRAŞ ve PETKİM de satılırsa, biz hangi işletmelerimizle övünecek, hangi işetmelerimizle gurur duyacak, hangi işletmelerimizin gelişmesi ve büyümesiyle heyecanlanacağız?
Yabancı sermaye Türkiye'yi çok seviyorsa, neden yeni yatırımlar yapmıyor da gözbebeğimiz olan hazır işletmeleri satın alıyor?
Bu soruya mantıklı ve inandırıcı bir cevap verebilecek tek kişi var mı?