• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Gebze Sendikalar Birliği Basın Açıklaması Yaptı

27.12.2017

Gebze Sendikalar Birliği’ne bağlı üyeler ve Sivil Toplum Kuruluşları, Gebze Cumhuriyet Meydanı’nda OHAL, Asgari Ücret, Vergi Sistemi ve Kudüs konuları üzerine bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Gebze Sendikalar Birliği dönem sözcüsü ve sendikamız Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz okudu.

Açıklamanın tam metni aşağıda yer almaktadır.

Emperyalizmin ve sermayenin oyunlarına karşı

HAKKIMIZI SAVUNMAK İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ

2018 yılına girerken, ülkemiz nüfusunun çoğunluğunu oluşturan emekçi ve çalışanların sorunları had safhaya ulaşmış durumdadır. İşsizlik çift hanelerde açıklanırken, gerçek işsizlik %20'lere dayanmıştır. Ücretler her geçen gün erimekte, yoksulluk derinleşmektedir. Asgari ücret, azami sömürü hedefiyle düşük tutulmaktadır.

Güvencesizleşme artarken, taşeron çalışma bir ur gibi çalışma hayatını sarmaktadır. İş cinayetleri her gün bir başka sektörde, işçi kardeşlerimizin canını almaya devam etmektedir.

Emeğin bu sorunlarını dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi krizden ayrı düşünemeyiz. Ortadoğu'da yaşanan savaş ve çatışmalar, emperyalizmin krizi ötelemek için bulduğu askeri çözümle ilişkilidir. Ancak Ortadoğu'yu dizayn etmeye çalışan emperyalist güçler, sonuca ulaşamamış ve aralarındaki rekabet tıkanmaya yol açmıştır. Söz konusu tıkanma başta Suriye ve Irak olmak üzere bölge ülkelerinde siyasi kaosa neden olmaktadır.

Şimdi Ortadoğu'daki bu yangına körükle gidilmekte ve üç semavi dinin kutsal şehri olan Kudüs üzerinden yeni oyunlar oynanmaktadır. ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı, açık bir provokasyondur. Müslümanların ilk kıblesi, aynı zamanda Hristiyanlık ve Musevilik için de kutsiyet ifade eden bu önemli şehrin, emperyalizmin oyunlarına alet edilmesi kabul edilemez.

ABD'nin bu hadsiz kararını kınıyoruz! İsrail, Kudüs dahil işgal ettiği Filistin topraklarından derhal çekilmelidir! ABD'nin Kudüs kararı yok hükmündedir.

Birleşmiş Milletler'de ABD'nin bu kararının ezici bir çoğunlukla reddedilmesi, ABD ve İsrail'e ciddi bir mesaj niteliğindedir. Ama emperyalizm kan dökmek için ısrarcı olacaktır. Bu coğrafyada emeğiyle geçinen yüz milyonların kaderi birdir. Bölgemizde kalıcı barışın, emekçi halkların ortak iradesiyle geleceğine inanıyoruz.

Bu kaotik durumdan ne yazık ki, ülkemiz de etkilenmektedir. Türkiye bir siyasi krize sürüklenmeye çalışılmakta ve emperyalist güçlerin istediği zaman istediği gibi yönlendireceği bir muz cumhuriyetine dönüştürülmek istenmektedir.

Bu müdahalelerin boşa çıkarılması, ülkemizde demokratik işleyişin tesis edilebildiği, hak ve hukukun hakim kılındığı bir ortamda mümkün olacaktır.

Oysa, OHAL koşulları buna engel olmakta ve başta emekçilerin olmak üzere her türlü hak mücadelesinin önüne ket vurmaktadır. Hükümet yetkililerinin OHAL'in “millete değil devlete” ilan edildiği tespiti, sadece söylemde kalmıştır.

İşverenler ve hükümet OHAL'i fırsat bilerek, elbirliğiyle, emeğin kazanımlarını tırpanlamaya çalışmaktadır. Çıkarılan KHK'larla, çok sayıda kişi somut herhangi bir gerekçe olmaksızın işinden ve ekmeğinden edilmekte, grevler ertelenmekte, demokratik haklar ve özgürlükler askıya alınmaktadır. Terörle mücadele hedefinden giderek uzaklaşan OHAL, bir an önce kaldırılmalıdır.

Hükümetin emekçilere 2018 yılı vaadi “kamuda taşerona kadro” olmuştur. Ancak düzenlemenin ayrıntıları daha açıklanmadan, dağın fare doğuracağı çoktan anlaşılmıştır. Düzenlemeye başta KİT'ler olmak üzere birçok kamu kuruluşu dahil edilmezken, kadro alacak taşeron işçilerin de halihazırda çalışanlarla eşit haklarda olmayacağı görülmektedir.

Bu işçiler, fiilen özel sözleşmeli personel haline getirilecek ve büyük bir ayrımcılığa maruz kalacaklardır. Kamuda adaletsiz bir istihdam sistemi oluşacak ve çalışma barışı tümüyle bozulacaktır. Düzenlemedeki bu adaletsizlikler giderilmelidir.

Öte yandan, asıl yapılması gereken, insan onuruna aykırı bir istihdam biçimi olan taşeron çalışmanın sadece kamuda değil özel sektörde de tümüyle ortadan kaldırılmasıdır.

Hazırlanan 2018 Bütçesi, sahte vaatlerle emekçinin gözünü boyayan hükümetin emekçinin cebine de göz diktiğini göstermektedir. 2018 Bütçesi eşitlik ilkesi gözetilmeden sermayenin çıkarlarına uygun olarak hazırlanmıştır. Zaten bozuk olan gelir dağılımı, 2018 yılı bütçe uygulamalarıyla hepten bozulacaktır. Her yıl olduğu gibi bütçe, yine ücretlilerden alınan vergilerle döndürülecektir. Emekçilerin ücretinden daha kaynaktan vergi kesilirken, işverenlere birçok vergi indirimi ve teşvik öngörülmektedir.

Brüt ücretlerin yaklaşık yarısı vergi ve prim kesintilerine gitmektedir. Vergi dilimlerinde gerekli düzenlemeler yapılmadığı için ücretlilerin vergi yükü önümüzdeki yıl daha da artacaktır. Kaynaktan kesilen gelir vergisi ve adil olmayan vergi dilimleri nedeniyle, işçilerin ciddi bir ücret kaybı olacaktır.

Artık bir zulme dönüşen, ücretliler üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, vergi sistemindeki adaletsizlikler ortadan kaldırılmalıdır! Vergi dilimleri, bu sıkıntılar gözetilerek adil bir şekilde düzenlenmelidir.

Patronlar ve sermaye sınıfı vergi kaçırmak için her türlü yola başvururken, çalışanların en az yarısını oluşturan asgari ücretlilerden dahi vergi kesilmeye devam edilmektedir.

Devletin resmi kuruluşu TÜİK'in belirlediği bir kişinin asgari geçim tutarı 1.893 TL'dir. Açlık ve yoksulluk sınırı da bellidir. Bu koşullarda asgari ücretin geçinilebilir bir düzeye çıkarılması gerekmektedir.

Bilindiği üzere, asgari ücretin düzeyi sadece bu ücreti alan emekçileri değil, tüm çalışanları bağlamaktadır. Asgari ücret tüm çalışanların ücret seviyelerinin belirlenmesinde bir baz oluşturmaktadır.

Asgari ücret, insan onuruna yakışır bir düzeye çıkarılmalı, sefalet ücreti niteliğinden kurtarılmalı ve vergiden muaf hale getirilmelidir.

Emeği ve emekçileri zor bir yıl bekliyor. Sorunlarımız ortak, çözüm yolu birlikte mücadele etmekten geçiyor. Bu koşulları kabul etmeyen biz sendikalar ve emek örgütleri, STK’lar mücadeleden vazgeçmeyecek, OHAL’de baskı ve engellemelere rağmen emeğin ve emekçinin haklarını savunmaya devam edeceğiz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.