• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

RÖPORTAJ

Genel Başkanımız Süleyman Akyüz'den Yeni Döneme İlişkin Açıklamalar

Genel Başkanımız Süleyman Akyüz, Petrol-İş'in yeni dönem stratejisi, kamuda imzalanan düşük zamlı sözleşmelerden,ekonomik krize ve aylarca süren Tüpraş mücadele süreci ve diğer birçok konuya ilşkin açıklamaları 10 Eylül Pazartesi günü Evrensel Gazetesi'nde yayınlandı.

 

 

11.09.2019

Genel Başkanımız Süleyman Akyüz ile yapılan röportajın tam metni aşağıda yer almaktadır:

Petrol-İş Sendikasının 31 Ağustos-1 Eylül tarihlerinde toplanan 28. Olağan Genel Kurulunda başkanlığa seçilen Süleyman Akyüz, TÜPRAŞ’ta ve kamuda imzalanan düşük zamlı sözleşmelerden ekonomik krize, ortak mücadele ihtiyacından Petrol-İş’te izleyecekleri çizgiye pek çok konuda sorularımızı yanıtladı. Akyüz, TÜPRAŞ’ta gasbedilen haklarını geri almak için uğraşacaklarını, sendikanın mücadeleci yapısına kavuşturulması için yol haritası çıkaracaklarını söyledi. Genel Kurulda Petrol-İş’in eski yönetiminin yanı sıra Türk-İş’e de eleştiriler geldiğini hatırlattığımız Akyüz, sendikaların birlikte hareket etmemesinden yakındı: “Hemen hemen herkesin sesi kesilmiş vaziyette. Sendikaların ortak noktalarda birleşmekten, birlikte tavır koymaktan başka çaresi yok. Yoksa küçük küçük lokmalar halinde yutuluyoruz maalesef.”

BİZ BİRLİK OLMADIKÇA ÜSTÜMÜZE GELECEKLER

Genel Kurulda eski genel başkana ve sendikal anlayışına yönelik eleştirileriniz oldu? Neydi bu eleştiriler?

Biz ayrışmaları ortadan kaldırmak ve iç kavgalarımızı kaldırarak tüm yoğunluğumuzu bize saldıranlara, haklarımızı geriye götürmeye çalışanlara, istediğimiz hakları vermeyenlere yöneltmek istiyoruz. Mücadele etmek ve bazı konularda önderlik etmek durumundayız. Çünkü Türkiye’de artık hemen herkesin sesi kesilmiş vaziyette. Konfederasyonların sesi çıkmıyor, federasyonların sesi çıkmıyor. Ama her geçen gün kan kaybediyoruz. Mesela kıdem tazminatı, bu ülkenin tek ortak paydası gibi gözüküyor ama birçok paydamız var. Vergi adaletsizliğinden tutun emeklilik bağlanma oranına, bireysel emekliliğe kadar, taşeronlaşma sistemi, telafi çalışma, denkleştirme... Yani birlikte hareket edebileceğimiz çok nokta var. Ama maalesef bunu sağlamadığımız için üstümüze gelmeye devam ediyorlar.

En büyük eleştirilerimden biri, ki yalnızca bir önceki yönetime değil bu eleştirilerim, Türkiye işçi sınıfı hareketi ve bunu yönetenlere; tabii ki karşı duruşları var, ama yeterli mi? Pek çok hakkı maalesef geri veriyoruz. Sözleşme düzeninde çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Kamu sözleşmelerinin nasıl bittiği ortada. Vergi adaletsizliği, iş güvencesinin olamaması, özel sektörde kayıt dışı çalışmanın had safhada oluşu bizi daha etkin olmaya zorluyor. Umarım bunları ekibimizle, Türk-İş’le ve tabii ki yapabiliyorsak Emek Platformu ekseninde yaparız. Çünkü eskiden vardı ve çalıştırılıyordu. Ben kurulda da söylemiştim; önce Emek Platformunu dağıttılar; ondan sonra konfederasyonlar bir araya geliyordu, onları dağıttılar. Başkasının lütfuyla bir şey yapamazsınız. Çünkü lütufla gelen lütufla gider.

Emek Platformunun yeniden canlanması için bir adımınız mı olacak?

-Türkiye genelinden baktığımızda belki mikro olur, benim içinse değeri makro olan Gebze’deki Sendikalar Birliği mesela. 1989 yılında kurulmuş ve bugüne kadar 30 yıl hayatiyetini sürdürmüş böyle bir hareket bulamazsınız. Ve bu hareketin, bu birlikteliğin içerisinde her memur ve işçi sendikasından bileşenler var. İlkemiz de şuydu; farklılıklarımızı bir tarafa bırakarak ortak noktada hareket etmek. Biz bunu sağladık. Türkiye’nin en iyi, en kitlesel ve işçi sınıfının yoğun katılımının sağlandığı 1 Mayıslar yaptık. Konfederasyon ve federasyonların yapamadığı 1 Mayıslar... Vergi adaletsizliğine, vergi sistemine, kıdem tazminatına yönelik saldırılara karşı, asgari ücret belirlenmeden kitlesel eylemler ve açıklamalar yaptık. Herhangi bir işyerimizde bir sorun olduğunda birlikte hareket ettik. Şimdi bunu sağlayan yapı, Türkiye’de neden sağlanamıyor. Çünkü bu konfederasyonların, federasyonların şubeleri var orada, temsilcilikleri var. Bunlar becerebiliyorsa yukarda daha akil davranması gereken insanlar neden yapamıyor bunu?

SİLKELENİP KENDİMİZE GELMELİYİZ

Neden yapamıyor?

-Dedim ya, eğer siz varlık sebebinizi başkalarına bağlarsanız yapamazsınız. Varlık sebebini iktidarlara, işverenlere bağlarsanız yürüme şansınız yok. Onun için önce kendimize geleceğiz, biz, biz olacağız. Biz sendikayız, sınıf kitle örgütüyüz, mücadele örgütüyüz. Şimdi bunu bırakıp birkaç üye kazanacağım diye birilerinin boyunduruğu altına girerseniz hareket edemezsiniz. Sizi birleştirmezler. Çünkü birleştiğinizde hareketiniz birilerini rahatsız edecek. Rahatsız olmamak için dağıtıyorlar bizi ve ortak tavır koyamıyoruz maalesef.

-Tüm federasyon ve konfederasyonlara sesleniyorum; işçi sınıfının sorunu aynıdır ve tektir. Bu amaca yönelik yürümemiz için mutlak suretle birleşmemiz, ortak paydalarda buluşmamız lazım. Yoksa gitgide geriliyor haklarımız. Mesela 2002 yılında kıdem tazminatı ile SSK tavanı arasında çok cüzi bir fark vardı, bugün 3 katı fark var; kıdem tazminatı 6 küsur, SSK tavanı 19 küsur. Emeklilik aylıklarının bağlanma oranları yüzde 70’lerdeydi, yüzde 50’nin altına düşmeye başladı. Vergi dilimleri ve oranlarına bir türlü bakılmıyor. Asgari ücretli işçi vergi dilimine giriyor. Getiriyor bireysel emeklilik sistemini dayatıyor. Taşeron çalışma, kayıt dışı çalışma hepimizin ortak sorunu, işsizlik hepimiz için büyük bir tehdit... Bir diğer konu da Türkiye’nin de gündeminde olan, sendikal hareketin de ders çıkarması gereken EYT sorunu. Şimdi soruyorum tüm konfederasyonlara ve işçi sınıfı hareketine, daha dün kurulmuş ve mağduriyetini ortaya koymuş, Türkiye’nin en büyük mitinglerini yapan EYT kadar olamıyor muyuz? Küçümsemek için değil, verdikleri mücadelenin büyüklüğü açısından söylüyorum.

Bunlardan dersler çıkartarak, silkelenerek, kendilerine gelerek, biz buradayız diyecekler. Ha biz burada ateş olsak da bir yere kadar bir şey yapabiliriz. Destek bulmadığınız sürece bir şey yapamazsınız. Örgütlenmelerde nelerle karşılaştığımızı biliyorsunuz. Yasal olarak sözleşmelerimizin nerelere takıldığını biliyorsunuz. Mahkemeler bitmiyor biliyorsunuz. Biz işçi sınıfı için ne gerekiyorsa onu söylemeye ve yapmaya devam edeceğiz. Engeller karşımıza çıkacaksa da çalışanlarımıza o engelleri söylemekten asla imtina etmeyeceğiz. Asla yanıltmayacağız, aldatmayacağız. Yapamadıysam da “Yapamadım” diyeceğim. Yoksa popülist politikalarla, şovlarla, kendi egomuzu tatmin edecek bir anlayış içerisinde olmayacağız.

 

DUYURU...

GENEL BAŞKANIMIZ SÜLEYMAN AKYÜZ’ÜN FACEBOOK HESABI ÇALINMIŞTIR. GELECEK OLAN MESAJLARA VE PAYLAŞIMLARA LÜTFEN İTİBAR ETMEYİNİZ. ...
devamı