• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Nihal Kemaloğlu/ Akşam

Gıda krizi ama kimin krizi?

08.08.2012

Gün geçmiyor ki yaklaşmakta olan 'yeni gıda kriziyle' ilgili Batı kaynaklı bir haber gündeme düşmesin...
Dünya Bankası Başkanı'ndan ABD Tarım Bakanı'na, BM Gıda ve Tarım Örgütü'nden Emtia Piyasaları Gurusu Jim Rogers'a kadar küresel speakerlar dünyanın yeni bir gıda kriziyle karşı karşıya olduğunu anons ediyor...
Hazirandan beri buğday fiyatları yüzde 50 artarken dünya buğday, mısır ve soya üretiminin yarısını gerçekleştiren ABD'nin son elli yılın en ağır kuraklığını yaşadığı ve endüstriyel tahıl ambarı binlerce hektarın 40 derecenin üzerinde sıcaklığının etkisiyle mahsul vermediği gelen haberler arasında...
ABD Tarım Bakanı 'Her gün dizlerimin üzerine çöküp dua ediyorum, eğer bilseydim yağmur duasına çıkardım' derken mısır ve soya fasulyesi tarihte ilk kez 10 dolara doğru gidiyor ve dünyanın bir numaralı mısır ihracatçısı ABD'nin dünya mısır talebini karşılamayacağı söyleniyor...
George Soros'la birlikte epeydir piyasalara akıllı yatırım olarak 'tarım arazisi' salık veren ve yüzde 1200 kazandırdığını söyleyen, kendisi de dünyada verimli toprak toplayan spekülatör Jim Rogers 'böyle giderse gıda fiyatları artarsa hepimiz aç kalacağız' kehanetinde bile bulundu...
Jim Rogers CNBC-e'deki tuhaf kehanetinde 'çiftçiler son 30 yıldır açlar, dünya intihar eden on binlerce Hintli çiftçinin farkında değil, İngiltere en yüksek intihar oranı çiftçiler arasında' derken yükselen fiyatlardan dolayı yatırımcılara tarım şirketlerinden ziyade borsa yatırım fonlarını tercih etmeleri tavsiyesi de dikkat çekiciydi...   
Bu panik yoğun ifadeler ve 2007-2008 yıllarında birçok ülkede halk isyanlarına neden olan gıda krizindeki fiyatları deviren mısır, soya ve buğday fiyatları, sahiden kuraklık nedeniyle bir gıda krizini mi  yoksa ürünler tarladan kalkıp üreticinin elinden çıktığı döneme denk düşürülen spekülasyon muydu?        
Biliyoruz ki gıda ürünleri 21. yüzyılın stratejik ürünleri su ve enerji kaynakları gibi ülkelerin siyasi, toplumsal egemenliği belirleyici stratejik öneme haizdi...
Ve bir yandan endüstriyel tarımla kirletilen topraklar, bir yandan az gelişmiş ülkelerin tarım üretimini tasfiye ederek köylülüğü çözerek gıda ithalatına bağımlı kılan Dünya Bankası ve IMF'nin küresel emperyal dayatmalara ek olarak...
Sayısı 6-7 civarında gıda tekelinin dünya emtia piyasalarında yarattığı spekülatif sıçramalar da bu yüzyılın siyasi tasarımında gıda krizlerine dolayısıyla toplumsal krizlerle şekillendirileceğini düşündürüyordu...
Küresel gıda tekellerine az gelişmiş ülkelerde verimli toprak alımında aracı- danışmanlık ve finansal kaynak hizmeti veren Dünya Bankası Başkanı da artan gıda fiyatlarının dünyanın en yoksullarını tehdit ettiğini ve yoksulların giderlerini düşürmek için çocuklarını okula göndermediğini söyleyerek sözde küresel kamuoyunu 'uyarıyordu'...
Biz de gündeme ABD'deki kuraklık nedeniyle artan tahıl fiyatları gerekçesiyle getirilen 'gıda krizini' ne küresel ısınmayı artıran kapitalist endüstriyel tarımı ne toprakları tohum-ilaç-gübre işbirliğiyle tüketen zehirli GDO'lu tarımını ne de emtia piyasalarının hedge fonlarında uçuş yaptırılan spekülasyonları sorgulamadan anlayabilirdik...
Ayrıca başka ülkelerin topraklarında biyo yakıt üretiminde kullanılmak için soya, mısır ve şeker kamışı tarımı yaptıran enerji tekelleri ve otomobil devleri zaten bu ürünlerin fiyatlarının düşmesine katiyetle izin vermezlerdi...
Hele Türkiye gibi tarımsal üretimden gıda ithalatına tam geçişe kalkışmış, çiftçilerini müşteriye çevirmiş ve gıda egemenliğini peyderpey kaybeden bir ülkede GDO'lu üç ürüne 'yalnızca tam rafine yağ elde etme amacıyla' ithalat izni çıkması hiç de şaşırtıcı değildir...
Oysa Tarım ve Hayvancılık Bakanı 'Bizim mevzuatımızda GDO'lu ürün yok, mümkün değil' demişti...
Ama yakında da 'küresel gıda kriziyle baş etmek zorundayız bu nedenle GDO'lu ürün ve tohum ithaline mecburuz' denirse de sürpriz olmazdı...
Çünkü kapitalist sistemin bütün krizleri aslında yayılmacı/sömürgeci sistemin yeni alanlara saldırı ve hamle halinin diğer adıydı...

Kaynak: Akşam