• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Hava'da grev de eylem de yasak!

Hükümetin hava iş kolunda grevi yasaklama hamlesini Güvenlik Komisyonu, “Havalimanında eylem yasak” adımı ile tamamlamak istiyor. Hava-İş Genel Başkanı Ayçin’e göreyse “Buna kargalar bile güler!”

Fatma Kelleci
14.06.2012

Hava iş kolunda grevin yasaklanmasının ardından, şimdi de işe geri dönme mücadelesi veren ve Atatürk Havalimanı’nda eylem yapan Hava-İş üyelerinin eylemi yasaklanıyor. Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayaçin ise yasaklara karşı haklı bir mücadele verdiklerini ve aynı yoldan devam edeceklerini söylüyor.

İstanbul Vali Yardımcısı ve Mülki İdare Amiri Ahmet Aydın başkanlığında yapılan Güvenlik Komisyonu toplantısında alınan kararla artık Atatürk Havalimanı sınırlarında gösteri ve eylem yapılamayacak. Güvenlik Komisyonu kararını, “bu tür eylemlerin uçuş güvenliğini ve havalimanı güvenliğini zaafa uğrattığı” gerekçesiyle aldığını bildirdi.

HAVADA KAVGA BİTMEDİ

Hükümetin hava iş kolunda grevi yasaklamasından bu güne, 2 haftayı aşkın bir süredir dış hatlar terminali geliş katında eylemlerine devam eden Hava-İş üyelerine göreyse, “Uçuş güvenliği 2 haftadır bizzat THY yönetimi tarafından ihlal ediliyor.” Güvenlik Komisyonu’nun kararının birkaç güne kadar imzalanarak uygulanacağı bildirildi. Ancak havada kavga henüz bitmiş değil. Keza THY Anonim Ortaklığı’nın işten attığı 305 Hava-İş üyesi, dış hatlar terminali geliş katında eylemlerine devam ediyor. Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, tüm baskılara rağmen hakları için mücadelede kararlı olduklarının altını bir kez de bu vesile ile çiziyor.

‘DEMOKRASİLERLE YASAKLAR ÖRTÜŞMEZ’

Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin’e göre “Demokrasi ile yönetildiğini iddia eden bir ülkede, yasakçı bir zihniyetin doğal olduğunu karşılamak mümkün değil” Ayçin, “Demokrasilerle yasaklar örtüşmez. Biz ’62 yılında kurulmuş grev yasağı kapsamında olmayan bir sendikaydık. Grev yasağı kapsamına alındık. Meşru, Anayasal bir hak elimizden alındı. Meclis Genel Kurulun’dan, Cumhurbaşkanı’nın onayından geçti. Resmi Gazete’de yayınlandı ve hayat buldu. Biz elimizden anti demokratik yöntemlerle ve evrensel hukuka uymayan bir anlayışla alınan bir hakka, iş yerlerimizde mücadele etmekten başka nasıl tepki verebiliriz?” diye soruyor.

Şuan Atatürk Havalimanında süren eylemlerini “Demokratik bir tepki” olarak niteleyen Ayçin, “Arkadaşlarımız işten atılmış. Yasaklama zihniyetine bir karşı çıkışla, işini kaybeden arkadaşlarımızın işe iadesini istiyoruz. Grev hakkının iade edilmesini istiyoruz” diyerek eylemlerinin süreceğini söylüyor.

Ayçin, “Mecliste gücünüz yoksa taleplerinizi kabul ettiremiyorsunuz. Komisyonlarda etkili olamıyorsunuz. Cumhurbaşkanı’na derdinizi anlatamamışsanız yapacağınız nedir; meşru zeminde, yasal zeminde bununun mücadelesini vermektir. Biz şimdi bunu yapıyoruz. Ama Türkiye öyle bir zihniyetle yönetiliyor ki ya yandaşlaştırılıyor insanlar, kuruluşlar ya kuşatılıyor, içi boşaltılıyor. Eğer bu düşünce ile başarılı olunamazsa yasaklarla devam ediliyor” diyor.

Atilay Ayçin, hükümetin hava iş kolundaki grev yasağını dünya kamuoyona anlatamadığı görüşünde. Valiliğin getirmeye çalıştığı yeni yasağın da anlatılamayacağını savunuyor. Ayçin, “Bir türlü tarafları bulup ikna edemedikleri bir zihniyetle yasaklayarak elimizden aldılarsa grev hakkını, bugün yapılmak istenen de budur. Tamamen yasakçı bir zihniyettir” diyor.

‘BİR KARAR VERECEKLER!’

Atilay Ayçin’e göre şimdi, “Havalimanının güvenlik konseyi ve onun başındaki devleti temsil eden organlar bir karar verecek: Devletin valisi mi bunlar Hükümetin valisi mi! Devletin Emniyet Müdürü mü hükümetin emniyet müdürü mü! Bir defa bunun kararını verecekler.”

ASIL, EKSİK PERSONELLE UÇARAK UÇUŞ GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE ATILIYOR

Hava-İş Genel Başkanı, kararın gerekçesinde yer alan “uçuş güvenliği” maddesini de eleştirdi. “Buna kargalar bile güler” diyor ve şöyle devam ediyor“Çünkü bu şirket, yaklaşık 16 gündür 305 kişinin işten çıkarılmasıyla zaten uçuş emniyeti diye bir şey bırakmadı. Eksik personelle uçuyor. Dolayısıyla uçucu arkadaşlarımız istirahatli oldukları günlerde uçmaya mecbur bırakılıyor. Uçucu arkadaşlarımızın izinleri kullandırılmıyor. Tamamen şirket yöneticilerinin emrivaki buyrukları ile uçuyorlar. Yani uçuş emniyeti zaten kalmadı bu şirkette.”

‘KURALLARI İHLAL EDEN ŞİRKET YÖNETİMİNE MÜDAHALE ETSİNLER’

Ayçin, müdahalenin demokratik haklarını kullanan işçilere değil kuralları ihlal eden şirket yönetimine yapılması gerektiğini savunuyor: “O nedenle artık kargaların bile güldüğü bir takım gerekçelerle, buradaki demokratik tepkimizin önünü kesmeye çalışanlar eğer gerçekten bu devletin valisi, bu devletin emniyet müdürü ise kuralları ihlal eden şirket yöneticilerine müdahale etme yetkilerini kullansınlar” diyor.

‘BUNUN HESABINI VEREN BİZ OLMAYIZ’

Temel hak ve özgürlükler kapsamında bulunan; seyahat özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı, toplu eylem hakkı, grev hakkı ve ifade özgürlüğü bizzat İçişleri Bakanlığının emriyle Anayasal güvenceye kavuşturulmuş bir hak. Atilay Ayçin’de buraya atıfta bulunuyor: “İnsanlar kullanabildikleri hakları ile insandır. Hakları olmayan ne kişilerin ne de kurumların kendilerini ifade etmeleri mümkün değildir. Ve önemli olanda farklılıkları ile hakları ile insanları bir arada yaşatabilmektir. Tek tip bir düşünce tarifi faşizimdir, diktatörlüktür. Türkiye’de bugün bu anlayış hakimdir. Onun için artık biz bu yapılanı yadırgamıyoruz. Bu konuda ısrarcı olurlarsa bunun bedeline de katlanırlar. Biz de uluslararası arenada grev yasağını anlatabileceğimiz her yerde anlatmaya çalışıyorsak bunu da anlatırız. Bunun da hesabını veren biz olmayız. Bu kararı alanlar olur.”

Kaynak: www.emekdunyasi.net