İnsanlığın tarım toplumuna geçmesi ve toprağın ekilmeye başlanması, ekim tarihlerini belirleme ihtiyacını doğurdu. Bu ihtiyaç çerçevesinde zamanın belirli dilimlere bölündüğü takvimler yaratıldı. Birçok medeniyetin doğduğu Ortadoğu ve Mezopotamya'da, yıl hep doğanın uyanmaya başladığı bahar aylarından başlatılıyordu.
İnsanlığın tarım toplumuna geçmesi ve toprağın ekilmeye başlanması, ekim tarihlerini belirleme ihtiyacını doğurdu. Bu ihtiyaç çerçevesinde zamanın belirli dilimlere bölündüğü takvimler yaratıldı. Birçok medeniyetin doğduğu Ortadoğu ve Mezopotamya'da, yıl hep doğanın uyanmaya başladığı bahar aylarından başlatılıyordu. Bu bölgelerdeki halkların birbirlerinden görerek geliştirdikleri bütün takvimlerde yeni yılın başlangıcı 21 Mart olarak gösteriliyordu. Farsça ve Kürtçe'de "yeni gün" anlamına gelen Nevruz/Nevroz/Newroz yüzyıllardır bölgemizde yaşayan halklar tarafından şenliklerle kutlanır. Soğukların bittiği, göçmen kuşların geri gelmeye başladığı, ağaçların çiçeğe durduğu bu mevsimin kutlanması geleneksel bir haldir. Şenliklerle ve bayram havasında kutlanan Nevruz'a günümüzdeki anlamını kazandıran ise halkların bu günü çeşitli efsanelerle süslemiş olmasındandır. Azerbaycan'da, Kırgızistan'da, Kazakistan'da ve pek çok Türk kökenli toplumda Nevruz, halkların içine kıstırıldıkları demir dağını eriterek bir dişi kurt rehberliğinde yeryüzüne dağıldıkları gün olarak kutlanıyor. Uzun yıllardır Nevruz kutlamaları ile de anılan Kürt halkı ise, 21 Mart'ı “zalim hükümdar Dehak'ın iktidarının Demirci Kawa önderliğinde yıkıldığı gün” olarak kutlamaktadır. Efsaneye göre, halka zulmeden acımasız hükümdar Dehak, yaptığı işkencelerle ve uyguladığı baskılarla halkı susturmuş, halkta hiçbir umut bırakmamış. Ancak, demircilik yapan Kawa'nın önderliğinde harekete geçen halk, Dehak'ın sarayını ateşe vermiş ve kurtuluşunu ilan etmiş. O yüzden her Nevruz'da halk ateşler yakarak şenlikler yapmış ve bu günü kutlamış. Ne var ki, bayram havasında kutlanması gereken bu gelenek, dönem dönem ülkemizde farklı gerginliklerin de kaynağı oluyor. Bazen kutlamalar yasaklanıyor bazen de bizzat yetkililer tarafından eski araba lastikleri dağıtılarak kutlamalara yardımcı olunuyor. Bazen alanlar Nevruz kutlamalarına kapatılırken, bazen de valiler ve bakanlar bile yakılan ateşlerden atlayarak halkla bütünleşmeye gayret ediyorlar. Biz, Petrol-İş Sendikası olarak, Nevruz'u ülkemizde barış ve kardeşlik içinde yaşayan bütün halkların, toplumların ve kültürlerin dayanışma duygularını arttıracakları bir gün olarak görmek istiyoruz. Bu nedenle, siyasi partilerimizin hem 21 Mart'ın hem de 1 Mayıs'ın ücretli tatil ilan edilmesi teklifini büyük bir memnuniyetle karşıladığımızı belirtiyoruz. Nevruz gününün, tüm halkların neşe, bayram ve mücadele günü olarak kutlanmaya devam etmesini, bu günün ayrı bir gerginlik kaynağı olmaktan çıkartılmasını en çok isteyenler emekçilerdir. Biz de, yüzlerce yıldır tüm Ortadoğu ve Asya halkları tarafından coşku ile karşılanan Yeni Gün'ü, Nevruz'u kutluyor ve 21 Mart'ın halklar arasında dostluğu ve kardeşliği güçlendirmesini diliyoruz.
Petrol-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu