İklim değişikliği sendikal hareketin savunduğu hakkaniyeti, sosyal adaleti, insana yakışır çalışmayı ve her şeyi tehdit ediyor. İklim Değişikliği Üzerine Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi Taraflarının 21. Konferansı (COP21) öncesinde, küresel sendika yöneticileri taleplerini netleştirmek için Paris'te bir araya geldiler.
15-16 Eylül'de, küresel sendika yöneticileri, COP21'e başkanlık edecek Fransa dışişleri bakanı Laurent Fabius'la görüştüler. Küresel sendikaların liderleri, ayrıca, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun (ITUC) düzenlediği Sendikal İklim Zirvesi'nde taleplerini görüştüler.
Üç ana talep belirlendi:
iklim eylemiyle ilgili kararlılık ve çabanın artırılması ve istihdam potansiyelinin gerçekleştirilmesi;
iklim eylemiyle ilgili finansman yükümlülüğünün yerine getirilmesi ve en korunmasız kesimlerin desteklenmesi;
işçiler ve toplumsal çevreleri açısından Adil Geçiş sağlanacağının taahhüt edilmesi.
IndustriALL Küresel Sendika'nın sürdürülebilirlikten sorumlu direktörü Brian Kohler bu konuda şöyle diyor:
“Küresel bir sanayi dönüşümü yaklaşıyor. COP21'de anlaşmaya varılsa da, etkin önlemler almada bir kez daha başarısızlığa uğrasak da bu dönüşüm gerçekleşecek. Kumarhane ekonomisi bu sorunlara yanıt getiremiyor. Sera gazlarını sınırlama çabalarından etkilenecek sektörlerde çalışanlar dahil tüm işçiler için umut verici bir geleceğin planlanmasına öncülük etmeliyiz. Bunu bizden başkası yapmayacaktır. Bu sosyal adalet sorunudur.”
Adil Geçiş basittir. İşçiler, aileleri, toplumsal çevreleri ve sendikaları gelir, sosyal yardım ve olanak bakımından gözetilmelidir. Çevreyi korumaya yönelik değişimin bedelinin tamamını işçiler ve en korunmasız kesimler üstlenmemelidir. Ama bir Adil Geçiş programı yoksa, bedeli ödeyecek olanlar kesinlikle onlardır.
Yaklaşan sanayi dönüşümünde, bedeli kimin ödeyeceği ve yararı kimin sağlayacağı, sürdürülebilirlikle ilgili bir sorundur. Toplumsal sonuçları ise benimsenen sosyal ve endüstriyel politikalara bağlı olacaktır.
Bilim tartışma götürmez. Eylem ihtiyacı açık ve acildir.
Kohler sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Fizik yasalarıyla müzakere edemeyiz ve artık zamanımız kalmadı. İklim değişikliği sendikal hareketin temsil ettiği her şeyi, hakkaniyeti, sosyal adaleti, insana yakışır çalışmayı tehdit ediyor. COP21'den çıkacak bir anlaşma bu konuda söylenecek son söz değil, sadece çıkılacak yolculuğun başlangıcı olacaktır.”
Ne var ki sürdürülebilir sanayi politikalarını ve kapsamlı Adil Geçiş programlarını destekleyen bir iklim anlaşması, sendikal hareketin şimdiye kadar elde ettiği en büyük fırsatlardan biri olacaktır.
Kötümser bir gelecek adil bir gelecek değildir.
Kohler şu sonuca varıyor: “Gelecek kulağa hoş gelmelidir. Gelecek bugünün işçilerine çekici gelmeli, geleceğin işçileri için iyimserlik içermelidir. Bunu gerçekleştirmek için gereken neyse onu yapacağız.”
Kaynak: IndustriALL Küresel Sendika