Avrupa Endüstri İlişkileri Konferansı(IREC) 2009
Kadir Has Üniversitesi ile Kocaeli Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği Avrupa Endüstri İlişkileri Konferansı'na (IREC- 2009) katılan Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, konferansta yaptığı konuşmada, bir malın üretiminin artık tek bir işyerinde yapılmadığını, ulusal veya küresel ölçekte onlarca hatta yüzlerce farklı işyerlerinde üretilen parçaların ana fabrikada montajlarının yapılarak kullanıma hazır hale getirildiğini belirterek, “İşte bir çok işyerinde zincirleme olarak yapılan bu üretim modeli işkolu esasına dayalı sendikal örgütlenmenin de sonunu getirmiştir” dedi.
Üretim zincirinin farklı işkolundaki her halkasında ayrı sendikada örgütlenme yerine üretim zincirinin bütün halkalarında örgütlenebilen bir sendikal örgütlenme modeline ihtiyaç olduğunu vurgulayan Öztaşkın, “Bu üretim modelinde işyeri ve meslek esasına dayalı sendikal örgütlenmeye ise kesinlikle yer yoktur. Onun için iş kolu sendikacılığı terk edilmelidir. Eğer işkolu sendikacılığını terk etmek zaman alacaksa o zaman aynı şirketin üretim zincirinin farklı iş kolundaki halkalarında örgütlü olan sendikalarla işbirliği ve dayanışma gündeme alınmalı. Eş zamanlı örgütlenme, eş zamanlı toplu iş sözleşmeleri ve eş zamanlı grev stratejileri izlenmelidir” diye konuştu.
Kadir Has Üniversitesi ile Kocaeli Üniversitesi'nin 22-24 Temmuz tarihleri arasında ortaklaşa düzenlediği Industrial Relations in Europe Conference (IREC- 2009) ” - Avrupa Endüstri İlişkileri Konferansı, Kadir Has Üniversitesi'nin İstanbul, Cibali'deki kampüsünde başladı. Konferansa ülkemizden ve yurt dışındaki üniversitelerden akademisyenler, iş dünyasından, işçi ve işveren sendikalarından yönetici ve uzmanlar katıldı. Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Yılmaz ve Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Selamoğlu'nun açış konuşmalarından sonra konferansın ilk oturumuna geçildi. London School of Economics'den emekli Endüstri İlişkileri Profesörü Richard Hyman'ın oturum başkanlığını yaptığı konferansın açılış oturumuna Işık Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Başkanı Prof. Dr. Toker Dereli, Jan Cremers ve Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın katıldı.
Öztaşkın, konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye sendikal hareketinin bugünkü temel sorununun, kapitalizmin geldiği aşama ve buna bağlı üretim süreçlerinin gerektirdiği sendikal politika ve stratejilerin sendikalarca zamanında uygulamaya konamaması ya da geleneksel yapıları sarsacağı ve bir çok sendikacıyı koltuğundan edeceği için bilinçli bir şekilde uygulanmaması olduğunu söyledi. Sermayenin küresel üretimi, bilim ve teknolojinin olanaklarını da kullanarak, uzmanlaşmış kadrolarıyla, profesyonel yöneticileriyle, hızlı düşünen, hızlı karar alan ve küresel düzeyde hareket eden mekanizmalarıyla yaptığını vurgulayan Öztaşkın, “Sendikalar da bilimin yol göstericiliğinde iletişim ve teknolojinin olanaklarından çok iyi yararlanan, uzmanlaşmış, gerektiğinde profesyonelleşmiş kadrolarıyla ve yöneticileriyle sermaye kadar hızlı düşünen, sermaye kadar hızlı karar alan ve küresel ölçekte hareket eden yapılara dönüşmelidirler” dedi. Sendikaların böylesine yapıları oluşturabilmeleri için öngörü sahibi, stratejik düşünen, stratejik planlamaya önem veren, günlük işlerinin bile küresel ayağını oluşturan sendika aktivistlerinin, uzmanlarının ve yöneticilerinin yetiştirilmesi gerektiğini belirten Öztaşkın şöyle devam etti:
Sendikacılık okulu veya enstitüsü açılmalı
“Günümüzde Türkiye'deki sendika yöneticisi anlayışı, herşeyi bilen, her şeyi yapan kişidir. Hem yöneticiler kendilerine böyle bir rol biçmektedir hem de üyeler yöneticilerinin böyle olmalarını istemektedirler. Oysa günümüzde herşeyi bilen, herşeyi yapan değil, planlama ve koordinasyonu çok iyi bilen, kurumsallaşma ve uzmanlaşmaya önem veren, teknolojinin yarattığı olanaklardan yararlanmasını bilen, mümkünse dil bilen, toplumsal mücadeleyi ve sendikal mücadele kültürünü özümsemiş yöneticilere ihtiyaç vardır. O zaman işe yukarıdaki tarife uygun sendika yöneticilerini ve kadrolarını yetiştirerek başlamak gerekir. Bunun için de bir üniversiteyle işbirliği yapılarak geleceğin sendika yöneticilerinin ve kadrolarının yetiştirileceği sendikacılık okulu veya enstitüsü açılmalıdır. Adaylık kriterinin bu okuldan mezun olma şartına bağlandığı seçim sistemi oluşturulmalı ve temsilciliklerden başlayarak yönetici kadroları bu şekilde oluşturulmalıdır.”
Sendika genel sekreterleri profesyonel kadrolardan oluşmalı
Türkiye'deki mevcut Sendikalar Yasası'na göre yönetim kurullarının, hem karar alan, hem de kararı uygulayan kişilerden oluştuğunu belirten Öztaşkın, “Kararlar elbetteki yönetim kurulunca alınmalı ama alınan kararlar seçilme kaygısı olmayan uzmanlarca uygulanmalı. Bunun için de genel sekreter, genel sekreter yardımcılığı gibi kadrolar profesyonel kişilerden oluşmalıdır” dedi.
İşkolu sendikacılığı terk edilmeli
Bir malın üretiminin artık tek bir işyerinde yapılmadığını, ulusal veya küresel ölçekte onlarca hatta yüzlerce farklı işyerlerinde üretilen parçaların ana fabrikada montajlarının yapılarak kullanıma hazır hale getirildiğini ifade eden Öztaşkın, “İşte bir çok işyerinde zincirleme olarak yapılan bu üretim modeli işkolu esasına dayalı sendikal örgütlenmenin de sonunu getirmiştir. Bu üretim modelinde işyeri ve meslek esasına dayalı sendikal örgütlenmeye ise kesinlikle yer yoktur” diye konuştu.
Üretim zincirinin farklı işkolundaki her halkasında ayrı sendikada örgütlenme yerine üretim zincirinin bütün halkalarında örgütlenebilen bir sendikal örgütlenme modeline ihtiyaç olduğunu kaydeden Öztaşkın, “Onun için iş kolu sendikacılığı terk edilmelidir. Eğer işkolu sendikacılığını terk etmek zaman alacaksa o zaman aynı şirketin üretim zincirinin farklı iş kolundaki halkalarında örgütlü olan sendikalarla işbirliği ve dayanışma gündeme alınmalı. Eş zamanlı örgütlenme, eş zamanlı toplu iş sözleşmeleri ve eş zamanlı grev stratejileri izlenmelidir” dedi.
Yeni örgütlenme modelleri geliştirmeliyiz
“Örgütlenmede klasik yöntemlerin de işe yarayacağını unutmadan daha ziyade yeni yöntem ve araçların kullanıldığı örgütlenme modelleri geliştirmek zorundayız” diyen Öztaşkın, örgütlenmede artık sadece bir işyerini hedef almak yerine bir bölgenin, bir yörenin topyekün örgütlenmesini gündeme almak gerektiğini belirtti. Öztaşkın, “Örgütlenme yapılacak olan işyerinin kurulu olduğu bölgede önceden toplumsal alt yapıyı oluşturmak ve yöre halkının örgütlenme bilincini artırmak için çalışma yapmak durumundayız. Böylesi çalışmalar için de bilimsel, görsel ve işitsel bütün araç ve gereçlerden yararlanmalıyız. Modern iletişim ve propaganda tekniklerini sonuna kadar kullanmalıyız” dedi.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
PETROL-İŞ SENDİKASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU