Diyarbakır 1980 sonrası 1 Mayıs'ı ilk defa yasal olarak kutladı. İstasyon Meydanı'nda bir araya gelen binler coşkulu bir kutlama yaptı.
12 Eylül askeri darbesinden sonra Diyarbakır'da 1 Mayıs ilk defa yasal olarak kutlandı. Bayram havasında geçen kutlama sabah saat 10:30'da Urfa Kapı'dan başlayan yürüyüşle başladı..
Saat 12:00'de sendikaların bileşenleri, odalar ve siyasi partiler kortejler halinde, pankartları ve flamaları eşliğinde İstasyon Meydanı'nı doldurmaya başladı.
Tertip Komitesi adına konuşan Hadi Karakoç uzun yıllardan sonra Diyarbakır'da izne tabi 1 Mayıs'ı kutlamanın heyecanı içinde olduklarını belirtti. Karakoç çözümden yana olan, eşitlikçi, özgür bir anayasa için, operasyonların durması ve barışın tesisi için, 4-C ve daha bir sürü antidemokratik uygulamaya karşı oldukları için alanlarda olduklarını belirtti.
Türk-İş adına Tes-İş Diyarbakır Başkanı Ali Öncü bir konuşma yaparak Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde 10 milyon insanın taşeronlaşma yüzünden işinden olduğunu belirtip, kölelik sistemi olarak adlandırdığı 4C sisteminin dayatılmaya çalışıldığını ifade etti.
Ali Öncü yeni yapılacak Anayasa'da Kürtlerin hak ve özgürlüklerinin tanınması gerektiğini dile getirdi. Öncü, emekçilerin hükümetten bazı talepleri olduğunu söyleyerek şöyle konuştu "Eğer AKP çözümde samimiyse askeri ve siyasi operasyonların durdurarak tutuklu altı bini aşkın Barış ve Demokrasi Partisi üyesinin kayıtsız, şartsız salıverip, İmralı'daki tecridi kaldırır" dedi.
Van Bağımsız Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Aysel Tuğluk da ezilenler ile Kürt hareketi arasında daha çok dayanışma olması gerektiğini vurgulayarak Kürt halkına inkar ve asimilasyon dayatan nedenlerle, işçi sınıfının sömürülmesini isteyen nedenlerin aynı olduğunu belirtti.
DTK Eş Başkanı şöyle devam etti: "Bir yandan sermaye tekelleri ile işçileri sömürenler, diğer yandan iktidar tekellerinin çıkarları temelinde Kürt halkı baskı altına alınıp, statüsüz bırakılmak istenip kimliği inkar ediliyor. Tüm bunlar karşısında yapmamız gereken 1 Mayıs'ı Newrozlaştırmak, Newroz'u 1 Mayıslaştırmaktır. Başka yol, başka çare yoktur. İşçi sınıfının kurtuluşu ile Kürt halkının ezilen, yok sayılan tüm halkların mücadelesi artık birlikte yürümek durumundadır" şeklinde konuştu.
Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz, Roboski katliamlarını örnek gösteren Tuğluk, Kürtlerin uğradığı vahşete karşı batıda, işçi-emekçi sınıfından bir tepkinin ortaya çıkmadığı konusunda sert eleştirilerde bulundu. Aysel Tuğluk işçi sınıfının Türkleştiğinden bahsedilmektedir diyerek " Bu ülkenin trajedisi Roboski'deki 34 çoluk çocuk, Kürdün uçaklarla bombalanırken, işçi sınıfının buna karşı tepkisini grev dalgasıyla gösterememiş olmasıdır. İstanbul, İzmir ve Ankara'da, metropollerde bu vahşete karşı hayatı durduramamış olmasıdır " şeklide ifade etti. Tuğluk işçi sınıfının talepleri sadece, ücret pazarlığına sıkıştırılmaması gerektiğini vurgulayarak demokrasi talebiyle ekonomi cephesindeki mücadeleye kültürel alanın eklemlenmesi gerektiğini vurguladı. Konuşmaların ardından kutlamalar Koma Azad'ın söylediği şarkılarla son buldu.
Diyarbakır'da yapılan bütün miting ve gösterilerin değişmezleri sokakta çalışan küçük çocuklar. Böylesi günler onlar için bulunmaz nimet çünkü ancak bu tür günlerde ellerindeki bütün ürünleri satabilme şansına sahip olabiliyorlar.
Miting alanında su almak için gittiğim büfenin önünde, elinde siyah bir poşet tutan küçük bir çocuk "Abla eğer suyu içersen kapağını bana verebilir misin" diyerek yanıma geldi. "Tabi ki veririm ama kapağı ne yapacaksın" diye sorunca elinde tutuğu içi su kapağı dolu poşeti göstererek "Eğer bu kapaklardan çok toplarsak özürlülere tekerlekli sandalye alınacakmış. Ben onlar için çok üzülüyorum, yazıktır, hiç dışarıya çıkamıyorlar, belki benim de bir yardımım olur da bu kapaklar sayesinde bir birkaçının tekerlekli sandalyesi olur" cevabını verdi.
Daha önce kağıt mendil sattığını söyleyen küçük Aziz, üç gündür gönüllü olarak birkaç kiloluk kapak topladığını ve bunun için bugünlerde kağıt mendil satmaya ara verdiğini belirtti.
Küçük Aziz'in bu duyarlı davranışı 1 Mayıs'a dair aklımda kalan ve yüreğimde yer eden büyük bir insanlık dersi oldu