ITUC raporu çokuluslu şirketlerin tedarik zincirlerindeki gizli işçileri açıklıyor

ITUC'un yeni araştırması, Samsung, McDonalds ve Nestle'nin de içinde bulunduğu 50 çokuluslu şirketin işçilerden sadece yüzde altısını doğrudan istihdam ettiğini, tedarik zincirlerindeki işçilerin yüzde 94'ünü ise gizlediğini gösteriyor.
“En tepedeki 50 şirketin küresel tedarik zincirlerinde skandal” başlıklı ITUC raporu, çokuluslu şirketlerde sürdürülemez bir işletme modelinin uygulandığını gözler önüne seriyor.

ITUC araştırması şu gerçekleri ortaya koyuyor:

• 25 şirketin 387 milyar dolar tutarındaki nakit varlığı, bu şirketlerin toplam 71,3 milyon gizli işgücünde yılda 5.000 dolardan fazla ücret artışı sağlayabilir;

• Amazon, Walmant ve Walt Disney'in de içinde olduğu ABD'deki 24 şirketin toplam serveti Kanada'yı satın alabilir;

• Foxconn, Samsung ve Woolworths'un da içinde bulunduğu Asya'daki dokuz şirketin toplam 705 milyar dolar tutarındaki geliri, Birleşik Arap Emirlikleri'nin gelirine eşdeğerdedir;

• Siemens, Deutsche Post ave G4S'nin de içinde yer aldığı Avrupa'daki 17 şirketin toplam 789 milyar dolar tutarındaki geliri, Malezya'nın gelirine eşdeğerdedir.
ITUC genel sekreteri Sharan Burrow raporda şöyle diyor: “Şirketlerin tedarik zincirlerini ve burada çalışan gizli işgücünü tespit edemeyeceği bir model söz konusu. Şirketler düşük ücretlere dayanan kârlarını yönetiyor, asgari geçim ücretine ya da güvenli ve güvenceli çalışmaya karşı çıkıyor ve kayıt dışı çalışmayı, hatta kölelik ilişkisini görmezden geliyor.”

Araştırma şirketlerin vergiden kaçmak için aldığı önlemler üzerinde de duruyor. Apple’ın son yıllık raporu, şirketin sınır ötesi varlıklarına uygulanan federal gelir vergisinde 57 milyar dolar civarında bir vergi kaçağı olduğunu ortaya koyuyor.

IndustriALL Küresel Sendika'nın genel sekreteri Jyrki Raina bu konuda şu açıklamayı yaptı:

“Çokuluslu şirketler muazzam kârlar elde ederken, onların tedarik zincirlerinde yeterli ücret alamayan milyonlarca işçi geçim zorluğu çekiyor. Şirketlerin vergiden kaçmak için aldıkları önlemlerle bu durum daha da ağırlaşıyor, eşitsizlik daha da derinleşiyor ve toplum yıkıma uğruyor. Çokuluslular tedarikçileri konusunda şeffaf olmalı, küresel tedarik zincirlerinde geçim ücretlerini, sendikal hakları ve işyerlerinin güvenliğini güvence altına almalıdır.”