Üniversitelerde 50-d kadrosunda çalışan araştırma görevlilerinin 6 yılını tamamlaması ardından işten çıkarılmasını ön gören tasarı çerçevesinde ilişkileri kesilen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) araştırma görevlilerinin, çadırlı direnişi sürüyor.
İTÜ’lü 10 araştırma görevlisi, 19 Ekimde işe geri alınmaları amacıyla rektörlük önünde açtıkları çadırda hakları iade edilene kadar direneceklerini belirtiyor.
Üniversiteyle ilk ilişiği kesilenlerden İTÜ Makine Fakültesi Araştırma Görevlisi Özgür Günelsu, haziran ayında üniversiteye gönderilen YÖK görüş yasasının ardından, 21 Temmuzda doktora kayıt tarihinin üzerinden 6 yıl geçtiği gerekçesiyle ilişiğine son verildiğini söyledi. Normal şartlar altında doktorasını ocak ayında bitirmeyi planladığını ve enstitüye göre hâlâ öğrenci olduğunu belirten Günelsu, “50-d maddesi kapsamında tam olarak 6 yılını dolduran araştırma görevlilerinin üniversiteyle ilişiği kesiliyor. Şu ana kadar 10 araştırma görevlisi işten atıldı; ancak bu sayı 70’e çıkabilir” diye konuştu.
6 YILINI DOLDURMAYAN DA MAĞDUR
Bu süre kısıtlaması yüzünden yurt dışında olan araştırma görevlilerinin de mağdur olacağını söyleyen Günelsu, “Uygulama başlamadan önce uzun akademik çalışmalar için yurt dışına gitmiş olan arkadaşlarımız da yasa uygulanmaya devam ettiği takdirde çalışmalarını yarım bırakarak Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalacaklar” dedi. Günelsu, 6 yılı doldurmayan araştırma görevlilerinin de mağdur olduğunu ifade ederek, “Azami süresi henüz dolmamış ancak yurt dışına gitmeyi planlayan arkadaşlar ücretli gönderildikleri takdirde geri döndüklerinde iki katı kadar hizmet yapmak zorundalar. Fakat bu iki katı hizmeti süre olarak eklediğiniz zaman 6 yıla sığdıramadıkları için rektörlük bu arkadaşları nasıl göndereceğini bilmiyor. Ücretsiz göndermek istiyorlar; fakat okuldan alacakları maaşlar olmadan destek almadan orada yaşamaları imkansız. Dolayısıyla sadece 6 yılı dolanlar değil henüz dolmamış olanlar da baya sıkıntı içerisinde” diye belirtti. Akademide iş güvencesi olmadığında akademik özgürlüğün de olmayacağını belirten Günelsu, “İşten atılan araştırma görevlilerinin işe geri alınmasını ve bu durumda olan herkesin doktora süresine bakılmaksızın doktoralarının bitirilmesine izin verilmesini talep ediyoruz” dedi.
UYGULAMADA ÇELİŞKİ
İşletme Fakültesi Endüstri Mühendisliği Doktora Programı Öğrencisi ve Endüstri Mühendisliği Araştırma Görevlisi Seçil Ercan ise, ilişik kesilme sebebi olarak geçen senenin başında çıkarılan torba yasadaki öğrencilik süreleri ile ilgili değişikliklerin gerekçe gösterildiğini söyleyerek, “50-d’ye göre doktora sürelerinde azami 6 yıl, yüksek lisansta azami 3 yılı aşarsa öğrenciler bazı öğrencilik haklarından yararlanamıyorlar. Öğrencilik haklarından yararlanamadığı için artık araştırma görevliliğine de son verilir gibi bir üye görüşü var; ama bu sadece bir görüş yasası” diye belirtti. Eğitim Sen’in bu uygulamanın iptali için açtığı davanın “Söz konusu uygulama sadece bir görüş yasasıdır ve hakkında karar çıkarılmaz” gerekçesiyle sonuçlanamadığını belirten Ercan, söz konusu “görüş yasası” uygulamasından önce çeşitli nedenlerle doktora süresinin uzatılabildiğini; ancak uygulamanın başlamasıyla 6 yıllık sürenin dolmasının ardından ilişiklerinin kesilmeye başlandığını söyledi.
‘TALEPLERİMİZ KARŞILANINCAYA KADAR BURADAYIZ’
Ercan iki hafta önce yapılan yönetim kurulu toplantısında rektörün oy çokluğuyla tek başına karar verme yetkisi aldığını ifade ederek, “Şu an her şey rektörün iki dudağının arasında. Şu an kritik durumda olan 6 senesini hali hazırda aşmış olan 70 arkadaşımız var” diye belirtti. Yüksek lisans ve doktora yapan hemen hemen bütün araştırma görevlilerinin aynı tehditle karşı karşıya olduğuna işaret eden Ercan, “Bu azami süre dayatmasının yasal bir dayanağı olmadığını düşünüyoruz. İşten atılan arkadaşlarımızın geri alınmasını ve bu tehlikeyle karşı karşıya kalan arkadaşlarımızın ilişiğinin kesilmemesini istiyoruz. Taleplerimiz karşılanıncaya kadar burada olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.