Sendikamızın örgütlü olduğu TPAO, BOTAŞ, ETİBOR, MKE ve TMO Afyon Alkoloid işyerlerinin de dahil olduğu yaklaşık 250 bin kamu işçisini ilgilendiren 2009-2010 yılı kamu toplu iş sözleşmelerinde görüşmelere başlanmasının üzerinden 5 ay geçmesine rağmen hükümet ve kamu işveren sendikaları tarafından şu ana kadar çözüme ilişkin ciddi bir öneri sunulmaması nedeniyle kamu işyerlerinde örgütlü sendikamız üyeleri 1 saat geç işbaşı yaparak tepkilerini dile getirdiler.
Kamu işyerlerinde okunan bildirilerle ve yapılan basın açıklamalarıyla sendikamız üyesi Petrol-İş üyeleri, 5 aydır kamu sözleşmeleri için bir adım atılmaması nedeniyle hükümeti ve kamu işveren sendikalarını protesto ettiler. Kamu toplu iş sözleşmelerinde süreci hızlandırmak ve sözleşmelerin en kısa sürede imzalanmalarını sağlamak amacıyla Konfederasyonumuz Türk-İş Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte Petrol-İş, Türk-Metal, Yol-İş, Harb-İş, Şeker-İş, Tarım-İş, Genel Maden-İş ve Tez Koop-İş'in yer aldığı Kamu Kesimi TİS Koordinasyon Kurulu üyeleri, çerçeve anlaşmasında yer alması istenilen talepleri 15 Nisan 2009 tarihinde ilgili Devlet Bakanına sunmuş ve sözleşmelerin bir an önce bitirilmesi yönündeki iradesini ortaya koymuştur. Aradan geçen bir aylık süreye rağmen bu taleplere hiçbir yanıt verilmemiştir. Her geçen gün aleyhimize işliyor Ekonomik krizin etkileri her geçen gün daha fazla hissedilirken fatura, krize neden olmayanlara kesilmek istenmektedir. Bu toplu iş sözleşmeleri, krizin bedelini ödememek, kazanılmış haklarımızı korumak, reel olarak ücretlerimizi artırmak ve yıllardır çözümlenemeyen işyerlerine özgü sorunları gidermek için bir fırsata ve bunun için de 250 bin işçinin programlı ve kararlı bir mücadelesine dönüştürülmelidir. Aslında seçimlerden önce çerçeve anlaşmanın imzalanması gerekirken bitirilemeyen bu sözleşmeler için artık daha fazla beklemeye tahammülümüz kalmamıştır. Giderek derinleşen kriz ortamında her geçen gün aleyhimize işlemektedir. Konfederasyonumuz Türk-İş’in, bekleyerek veya sadece diplomasiyle çözüme ulaşılamayacağını, AKP iktidarının 7 yıldan bu yana emekçilere takındığı tavırdan anlaması gerekmektedir. Onun için, krizin faturasını ödemeye karşı çıkan bir duruşla; 125 işyeri- işletmeyi kapsayan, grev hakkı olan olmayan ayrımı yapılmadan, kazanılmış haklarımızı koruyan, ücretlerimizin reel olarak artırılmasını sağlayan ve işyerlerindeki sorunların çözümünü hedefleyen toplu iş sözleşmelerinin bir an önce bitirilmesi için etkin bir mücadele programının acilen uygulamaya konması gerekmektedir. Ücret dengesizliği temel sorun İşyeri sorunlarımızın temelini ücret dengesizlikleri oluşturmaktadır. Ücret dengesizliğinin esas nedeni ise, kamu işletmelerinde yıllardır IMF politikaları doğrultusunda işgücü maliyetlerini aşağıya çekmek adına düşük ücretle işçi alımı yapılmasıdır. Bu sorunun çözümü için işyerlerinde uygulanmakta olan ücret skalalarının günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesi veya Botaş’ta olduğu gibi kaldırılan Yan Kademe Sisteminin yeniden uygulamaya konmasıdır. Böyle yapıldığı taktirde hem çalışanlar arasındaki ücret dengesizliği giderilecek hem de çalışanların ücretleri reel olarak artacaktır. Ücret dengesizliklerinin giderilmesiyle birlikte, işe giriş ücretlerinin makul bir düzeye çekilmesi, giderek yaygınlaşan hizmet alımlarına son verilmesi ve aynı kurum içindeki farklı işkollarında mevcut toplu iş sözleşmelerindeki hakların eşit uygulanması da mutlaka sağlanmalıdır. Konfederasyonumuz Türk-İş ile Hükümet arasında kamu toplu iş sözleşmelerine ilişkin genel çerçeve protokolü imzalansa dahi, yukarıda bahsettiğimiz ve toplu iş sözleşmesi teklif tasarılarımızda yer alan işyeri sorunlarımıza toplu iş sözleşmeleriyle çözüm sağlanana kadar sendikamız, kararlı, mücadeleci ve sonuna kadar ısrarcı bir tutum izleyecektir. Bu nedenle 21 Mayıs günü kamuda örgütlü olduğumuz işyerlerinde sendikamız üyeleri 1 saat geç işbaşı yaparak sürece ilişkin tepkilerini dile getirmişlerdir. Sorunlarımıza çözüm getirilmediği taktirde önümüzdeki haftalarda da tepkilerimizi göstermeye devam edeceğiz.