Kırıkkale Şube Temsilciler Kurulu’nu yaptı

Şube Temsilciler Kurulumuzu Sendikamızın 26. Olağan Genel Kurulu'nu tamamladığımız ve yeni çalışma dönemine girmiş olduğumuz bir dönemde toplamış bulunuyoruz.
01.01.2011 tarihinde başlayan kamu toplu iş sözleşme görüşme süreci, şubemize bağlı MKEK Barut Fabrikası işçilerini kapsayan bölümü 11.10.2011 tarihinde imzalanarak bitirildi.

Kamu Toplu Sözleşme süreci geçmiş yıllardaki kaybımızı telefi etmekten uzak kaldığı gibi yeni taleplerin hiç biri hayata geçirilmeden bitirildi. Kamu işçisi son sözleşme döneminde enflasyon oranında sözleşme yapmasına rağmen reel anlamda bir kazanç elde edememiştir.

Kamu toplu iş sözleşme pazarlığı, toplu sözleşmeden çıkartılarak toplu pazarlığa dönüştürülmüş olup kamu işçisinin giderek sendikalarına güvenini ortadan kaldırmaya yönelik bir sisteme dönüşmüştür.

Başta konfederasyonumuz Türk-İş olmak üzere tüm sendikaların önümüzdeki süreçte unutulan ve unutturulan birlikte mücadeleyi, dayanışmayı örgütleyerek yeni toplu iş sözleşme dönemine hazırlanması ve icazetçi anlayıştan mücadeleci anlayışa geçmelerini beklemekteyiz.

Sermaye kesiminin esnek çalışma koşullarının önünde ciddi bir engel olarak gördüğü ve 20 yıldır kaldırılması gündemden düşmeyen kıdem tazminatı son olarak Hükümet ulusal istihdam stratejisine konarak kaldırılması yönünde yeni bir adım başlatmış bulunmaktadır.

Kıdem tazminatı işçinin ücretinin bir eklentisi olduğu gibi iş güvencesidir. Hükümetin kamuoyuna sunmuş olduğu fon uygulamasının işçilerin lehine bir uygulamaymış gibi gösterilmesinin arkasında yatan gerçek ise aslında kıdem tazminatının yavaş yavaş ortadan kaldırılması için bulunmuş yeni yöntemin adıdır.

Gerek Türk-İş’in gerekse Petrol-İş sendikasının kıdem tazminatı konusunda tutumu nettir: İşçi sınıfının 75 yıllık kazanımını sermayeye teslim etmeyecektir.

Yeni bir sendikal hareket yaratmak amacıyla oluşturulan Sendikal Güç Birliği’ni önemsiyor ve genişleyerek devam ettirilmesini istiyoruz.

Yıllardır içi boşaltılan, dayanışma örgütleri olmaktan uzaklaştırılan sendikalar özüne döndürülmeli biat kültüründen uzak, temsil ettiği sınıfın çıkarlarını öne alarak mücadele geleneğini sürdürmelidir.

Son 30 yıldır adeta çalışma hayatımızın virüsü haline dönüşen müteahhit-taşeron işçiliği tüm sendikal örgütlerin ortaklaştıracağı bir mücadele ile ortadan kaldırılabilir.

Sayıları milyonlarla ifade edilen ve vahşi kapitalizm kalıntısı olan bu çalışma düzeni ile iş yerlerindeki birebir mücadele yetmemekte, sendikalar ortak bir strateji ile siyasi iktidarları da bu konuda zorlamalıdır. Bu konuyu taleplerinin en başına koymalıdırlar.

Son günlerde artan toplumsal barışımızı ve huzur ortamımızı dinamitleyen terör saldırılarında onlarca masum insanımız hayatını kaybetmiştir.

27 Eylül 2011 tarihinde bir terör saldırısında Tüpraş Aliağa rafinerisinde çalışan üyemiz arkadaşımız Engin Yıldırım katledilmiştir.

Çalışma arkadaşımız ile birlikte tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, terörü nefret ve şiddetle kınıyoruz.