• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

100 sendika, 30 ülke, bir sınıf

LabourStart Konferansı yapıldı

Dünya genelinde 100'ün üzerinde delegenin, Türkiye'den de çok sayıda sendikanın katılımıyla, 18-20 Kasım tarihleri arasında düzenlenen LabourStart Küresel Dayanışma Konferansı sendikamız genel merkezinde yapıldı.
21.11.2011

Dünya genelinde 30 ülkeden 100'ün üzerinde delegenin, Türkiye'den de TÜRK-İŞ, DİSK ve KESK'e bağlı çok sayıda sendikanın katılımıyla, 18-20 Kasım tarihleri arasında düzenlenen LabourStart Küresel Dayanışma Konferansı'nın ikincisi sendikamız genel merkezinde yapıldı. Konferansın 18 Kasım akşamı yapılan açılışını Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın yaptığı bir konuşma ile başlattı.

Öztaşkın yaptığı konuşmada, dünya genelinde üretimin küresel düzeyde yapıldığına dikkat çekerek artık sadece sadece bir fabrika içinde, bir işkolunda, ülke sınırları içerisinde sendikacılık yapmanın geçerli olmadığını, sendikacılığın da küreselleşmesi gerektiğini ve işçi sınıfının başarısının ancak küresel düzeyde işbirliği, dayanışma ve ortak mücadeleden geçtiğini söyledi. Bugünkü teknolojik gelişmelerin artık küresel düzeyde işbirliği, dayanışma ve ortak mücadele için büyük imkanlar sunduğunu belirten Öztaşkın, dünyanın en ücra köşesindeki bir işyerinin bile sadece bir bilgisayarın  tuşuna basacak kadar uzaklıkta olduğunu, bunun da ortak mücadele için çok büyük fırsatlar yarattığını  belirtti.  Ortak mücadelenin, küresel sendikacılığın çok önemli rolü olduğunu belirten Öztaşkın, “Özellikle küresel, çok uluslu şirketlerde eş zamanlı örgütlenme organizasyonları, eylemler, grevler gerçekleştirilebilir. Küresel şirketlerin dünya genelinde, ülkelere göre uyguladıkları farklı şirket politikalarını, farklı ücret politikalarını kaldırmaya zorlamak, dünya genelinde aynı politikaları uygulatmak mümkündür”dedi.
Sendikalar dışında LabourStart'ın da önemli bir misyona sahip olduğunu söyleyen Öztaşkın,”LabourStart'ın yürüttüğü mücadele çok önemli. Biz Novamed örgütlenmesinde, Polyplex direnişinde LabourtStart'ın büyük desteğini gördük. Bu oluşumu anlamlı buluyor, doğru görüyor ve destekliyoruz. Konferansta çok önemli konular gündeme gelecek, çok önemli tartışmalar olacaktır. Konferansı düzenleyenlere ve LabourtStart'ı kuranlara bu kürsüden teşekkür ediyorum” dedi.

Dayanışmaya mecburuz
LabourStart Kurucu Editörü Eric Lee de konferansın açılışında yaptığı konuşmada, konferansa 30 ülkeden katılımın olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bu konferans resmi bir etkinlik değil. Konferansa katılmak için resmi delege olmak zorunda değilsiniz. Bu konferans özel bir etkinlik. Bu ağ son 10 yılda gelişti ve yine son 10 yıl içinde dünya genelinde çok önemli kampanyalar yürüttü. Kapitalist dünya 1930'ların buhranına benzer bir kriz yaşıyor. Böyle bir dönemde güçlü sendikal hareketlere, güçlü ağlara ihtiyaç var. Artık dünyada eski kuralla geçerli değil. Sınırlar hızla yok oluyor. Böyle bir dönemde internet ağları çok önemli bir işleve sahip. Dünyanın herhangi bir ülkesinde, bölgesinde, işyerinde emekçilere yönelik bir saldırı aynı zamanda hepimize yönelik bir saldırıdır. Bu anlamda online dayanışma kampanyaları bu saldırıları geri püskürtmek için işe yarıyor. Bunu biz deneyimlerimizle gördük. Dayanışmaya mecburuz. Sözlerimi şu sloganla bitirmek istiyorum: “Bütün dünyanın işçileri birleşin.”
Lee'nin konuşmasından sonra da ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow'un konferansa ilişkin bir videosu gösterildi.

Sendikalar Tunus devriminde önemli rol aldı
Tunus Tekstil, Deri ve Konfeksiyon İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Faouzi Ben Mrah da yaptığı açılış konuşmasında, böyle bir konferansı düzenlemesinden dolayı LabourStart'ı tebrik etti. Tunus'taki gelişmelerin bir devrim olarak nitelenebileceğini belirten Mrah, bu devrimin gerçekleşmesinde Tunus Sendikalar Federasyonu'nun büyük bir rolü olduğunu belirtti. Tunus'ta devrim öncesinde bütün yetkilerin Başbakan'da toplandığını, 2008 yılında birçok sendika liderinin tutuklandığını, sivil toplum örgütlerinin baskı altına alındığını ifade eden Mrah, “Ancak biz tüm baskılara karşı çıktık. Sendikalar devrimde büyük rol oynadı. Sendikalar bu önemli rolünü devrimden sonra da devam ettirdi. Geçici hükümetler süresince aktif rol oynadı. Anayasanın oluşum sürecinde de sendikalar önemli rol aldı. Bizler sadece sendikal anlamda değil, ekonomik, siyasi konularda da aktif rol oynuyoruz. Tunus'ta geri dönüş kabul edilemez. Birey hakları, toplumsal haklar ve işçi hakları konusunda geri dönüş olmaz. Artık Tunus'ta hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedi.
Ortadoğu ülkelerinden katılımın yüksek olduğu konferansın Cumartesi günü yapılan oturumlarında, Arap Baharı ve Sendikalar, Güvencesiz Çalışma, Internet Medyası, Cinsiyet Eşitliği ve Sendikalar ,Özgür yazılım Linux atölyeleri gerçekleştirildi. Türkiye'de Sendikal Hareket ve Örgütlenme Deneyimleri başlıklı oturumlarda da Türkiye'den sendikacılar değişik işyerlerindeki örgütlenme deneyimlerini aktardılar.

Arap Baharı'nın tartışıldığı oturumlara yoğun ilgi
Küresel Dayanışma Konferansı'nda en fazla ilgiyi "Arap Baharı ve Sendikalar" konulu oturumlar çekti. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden gelen sendikacıların anlatımlarına göre, her ülkedeki değişimde sendikaların aldığı roller farklı farklı oldu ve süreç hala bitmiş değil. Sendikacılara göre bu ülkelerde daha yapılacak çok iş var.

Mısır, Ürdün ve Fas'tan sendikacıların konuşmacı olarak katıldığı Arap Baharı ve Sendikalar başlıklı oturumda sendikacılar şunları aktardılar:

Talal Shork- Mısır (D.W.E.C.):  Mübarek düştü ama rejimi hala sürüyor
“Mısır'da Mübarek dönemi yasalarında işçi hakları korunmuyordu. İşçilerin çalışma koşulları gittikçe zorlaşıyordu. İşten çıkartmalar yoğundu. Asgari ücret 1984 yılından bu yana belli sektörler dışında sabit tutuldu. Bu dönemde işçi haklarını savunan sendikalar kurabilmek da oldukça zordu ve engelleniyordu. Ancak Mısır'da işçiler 2005-2010 döneminde örgütlenmeye başladılar; 3 bine yakın eylem ve direniş düzenlendi. Tüm bu eylem ve direnişler Mübarek rejiminin yıkılmasında önemli rol oynadı. Mübarek sonrası gelen Askeri Yönetim ise işçilerin bağımsız sendika kurma hakkı konusunda geri adım attı. İşverenlerin de direnci kırıldı; 500 sendika kuruldu. Sendika işi uzun bir mücadele süreci. Demokratik seçimlerin Kasım ayı sonunda yapılmasını umuyoruz. Genel özgürlükler sağlanması için seçimler önemli. Yolumuza güller serili değil. Ama biz bu mücadeleyi, çabayı vermeye devam edeceğiz. Mübarek düştü ama rejimi hala sürüyor. İşverenler sistemi aynı şekilde sürdürmek istiyor; amaçları yine işçi haklarını vermemek. Bizim bir handikabımız da Müslüman Kardeşler Hareketi. Mısır devriminde önemli rol oynayan bu hareket işçi haklarının bizim istediğimiz şekilde verilmesine karşı. Bizler işçi hakları konusunda yeni bir çalışma yasası talep ediyor ve bunun için çalışıyoruz. Yeni yasada işçilerin toplu iş sözleşmesi ve örgütlenme haklarının tanınması gerekiyor. Mısır'da toplu iş sözleşmesi neredeyse yok. Bizim ikinci bir devrim yapmamız lazım. Hükümet yanlısı sendikalara karşı bizler bağımsız sendikalar olarak mücadele veriyoruz.”

Ahmed Hüssein Marei – (Ürdün) : Baharla güller açtı ama hala dikenler var
“Bizim bölgemizde, bizim ülkelerimizde yıllardır devam eden sistemlerin kısa süre içerisinde değişmesi, değiştirilebilmesi mümkün değil. Ülkemiz Ürdün gelişmekte olan bir ülke. Ülkemizin nüfusu 6 milyon; 1 milyon ,250 bin işçi var. Ürdünlü işçiler örgütlenmek için büyük fedakârlıklar yaptılar ancak özelleştirme, işsizlik ve göçmen işçilik nedeniyle büyük sıkıntı çekiliyor. İşçiler yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ürdün'de 1956 yılında dört ana sendika kuruldu ama zamanla bu sendikalar yozlaştı, işçi haklarını koruyamaz hale geldiler. Arap Baharı'nın ardından işçiler sendikalarda reform çağrısıyla eylem ve grev yaptı. İşçiler sendikalarda liderliğin kaldırılmasını, yozlaşmalar için soruşturma açılmasını ve hükümetin sendikaları kontrolden vazgeçmesini talep ettiler. Bu grevlerin ardından benzer taleplerle ilk kez 1 Mayıs kutlandı. Yani bu dönemde Ürdün'de yeni bir fırsat doğdu. İşçilerin demokratik temsilini sağlayacak sendikalar için girişimler başladı. Bana göre Mısır'da olsun, diğer ülkelerde olsun sendikalar iktidarların birer parçasıydılar ve devrimlerde büyük rol almadılar, alamadılar. Yani bu ülkelerde gerçek devrim olmadı. Yani Arap ülkelerinde devrim sonlanmadı, bunlar bir başlangıç. Arap Baharı ile birlikte güller açtı ama hala dikenler var. ”

Abdelfettah Ben El Jilali- Fas ( Confederation Democratique du Travail- CDT): Rejim baskı sonucu değişiyor ama reformları yeterli görmüyoruz
“Bizim gibi ülkelerde, sosyal, ekonomik, siyasal, sendikal alanlarda çok geniş çaplı değişimlere ihtiyaç var. Gerçek bir demokrasiye sahip olmadığımızın bilincindeyiz. Evet... Bir Arap Baharı yaşandı, yaşanıyor... İnternet, sosyal medya, uydu kanalları, teknolojik gelişmeler...Bunların tümü Arap Baharı'nın yaşanmasında etkili oldu.  Fas'ta hala birçok sektör, kurum, işyeri, kamunun elinde ve buralarda örgütlenmek engelleniyor. Fakat Fas'ta çok aktif bir sendikal hareket de var. Biz bağımsız  bir sendikayız. CDT pek çok konuda başarı sağladı. Örneğin maaşların arttırılmasını sağladık. Çok sayıda toplu iş sözleşmesi imzaladık. Sosyal diyaloğu kurumsallaştırdık. Asgari ücretin arttırılmasını başardık. Sendikal mücadele sayesinde ülkemizde grev yapma hakkı korunabildi. İş Kanunu değişirken katkıda bulunduk. CDT hem kamu, hem de özel sektörde genel grevler örgütleyebilen bir sendika. Bu sendika birçok pozisyonda önemli görevler yaptı. 20 Şubat Hareketinin oluşuma katkıda bulundu. Rejime karşı da mücadele veriyoruz. Fas'ta rejim baskı sonucu değişiyor. Biz yapılan reformları hala yeterli görmüyoruz. Fas'ta değişim kansız oldu. Çünkü bizler Kral'ın indirilmesini, Başbakan'ın görevden çekilmesini istemedik. Böyle bir talebimiz yoktu. Talebimiz reformların yapılmasıydı. Fas halkı gelecekten umutlu. Rejimin tamamen değişmesi, Krallığın kalkması için bir sürece ihtiyaç var. Despotluk bize büyük bir miras bıraktı. Bana göre demokrasiyi gösterilerle değil, gerçek, politik bir kültürle kurabilirsiniz.”

Konferans Pazar günü de sürdü. Konferansın kapanış oturumda ise oturumlara katılanlar özet raporlarını sundular. Moderatörlüğünü LabourStart'tan Derek Blackadder'in yaptığı kapanış oturumda Blackadder, konferansın sonuç sloganının, “100 sendika, 30 ülke ve bir sınıf “ olarak belirlendiğini anons etti. Konferans “Enternasyonal”in hep birlikte söylenmesiyle sona erdi.