• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Merkez Yönetim Kurulumuzdan Açıklama

Merkez Yönetim kurulumuz, Sakarya’daki havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin bir açıklama yayınladı.

03.07.2020

3 Temmuz Cuma günü 11:15’te, Sakarya’nın Hendek ilçesinde, bir havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada ilk belirlemelere göre 4 kişinin hayatını kaybettiğini ve 97 yaralının bulunduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Öncelikle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

Patlayıcı madde imalatı, Sendikamızın yetkili olduğu işkolunun içerisinde olan, çok tehlikeli bir sektör. Ülkemizde daha önce, patlayıcı madde imalatı yapan işyerlerinde birçok patlama ve yangın yaşandı. 1986, 2008 ve 2012 yıllarında Kırıkkale de meydana gelen patlamalarda çok sayıda çalışan ve vatandaşımızı kaybetmiştik. En son 2018 yılında Ankara’da meydana gelen patlama da ise bir üyemiz hayatını kaybetmişti.

Petrol-İş Sendikası olarak patlayıcı imalatı sektöründe örgütlü olduğumuz işyerlerinde defalarca incelemeler yapmış, doğru yönetilemeyen risklere dikkat çekmiş, bu işyerlerinde gerekli iyileştirmelerin yapılması için ısrarcı olmuştuk. Bu sektörde çalışanların; hem maruz kaldıkları zararlı kimyasalların etkisiyle meslek hastalığı riski hem de ürettikleri üründen kaynaklanan patlama ve yangın riskiyle iç içe çalıştıklarını söylemiş, risklerin yoğunluğunu bilimsel araştırmalarla ortaya koymuştuk. Hatta buna bağlı olarak da bu sektörde çalışan arkadaşlarımızın fiili hizmet süresi zammından faydalanmaları gerektiğini çeşitli platformlarda ifade etmiş, yasa değişikliği için gerekli girişimleri de yapmıştık.

Bugün yaşanılanlar; patlayıcı madde imalatının, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri açısından en küçük bir tedbirsizliği kaldırmayacak seviyede riskli bir sektör olduğunu bir kez daha göstermiştir. Statik elektrik, bu tür işyerlerinde mücadele edilmesi gereken tehlike kaynaklarının başında gelmektedir. Bu sebeple çalışanların kullandıkları iç çamaşırların kumaş türü dahi risklerin değerlendirilmesinde dikkate alınmalıdır. Depolanan hammadde ve ürün stokları belli miktarları aşmamalıdır. Depo ve atölyelerin arasında kalın beton sütreler tesis edilmelidir. Atölye zeminleri, çarpma ve düşmelere karşı yumuşak malzemelerle, statik elektrik oluşmasını engellemek için ise iletken malzemelerle inşa edilmeli veya kaplanmalıdır. Burada sayamayacağımız birçok tedbir hayata geçirilmeli ve bunlar bilinçli ve örgütlü çalışanlar tarafından da sürekli denetlenmeli, kontrol edilmelidir. Yeterli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, çalışanlar işi durdurma yetki ve bilgisine haiz olmalıdır. 

Konunun bir boyutu da örgütlü çalışma düzenidir. Bugün iş kazalarının yüzde 98’inin, sendikal örgütlülüğün olmadığı işyerlerinde yaşanıyor olduğunu biliyoruz. Sendikal örgütlülüğün olmadığı işyerlerinde, ciddi ve yakın tehlike durumunda işçilerin çalışmaktan kaçınma haklarını kullanmaları neredeyse imkansızdır. İşyerinde alınacak tedbirlerin ortak bir platformda kararlaştırıldığı İSG Kurullarında işçi tarafının doğru bir şekilde temsili, ancak sendikal örgütlülükle mümkün olabilmektedir.

Sonuç olarak; yaşanılan her kaza, benzer kazaların tekrar yaşanmaması için dersler sunan bir fırsattır. Bu işyerinde daha önce defalarca benzer kazalar yaşanmış ancak belli ki gerekli dersler çıkartılmamıştır. Hem bu işyeri özelinde hem de ülkemizdeki benzer sektörlerde faaliyet gösteren diğer işyerleri açısından, üretim baskısının işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin önünde geçirilmediği bir çalışma düzeni, işçi sağlığının maliyet kalemi olarak değerlendirilmediği bir yönetim anlayışı ve devletimizden İSİG kurallarının uygulanmasına dair daha sıkı denetim talep ediyoruz.

Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan
Süleyman AKYÜZ