• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Ölen de işçi yargılanan da...

25.12.2014

Torun Center’da 10 işçinin can verdiği asansör faciasına ilişkin açılan davanın duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Ölümlerin sorumlusu patronlar daha soruşturma aşamasında serbest bırakılırken, yargılananlar yine inşaatta çalışan işçiler oldu.

Torun Center’da 10 işçinin can verdiği asansör faciasına ilişkin açılan davanın duruşması bugün Çağlayan’da bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Ölümlerin sorumlusu patronlar daha soruşturma aşamasında serbest bırakılırken, yargılananlar yine inşaatta ücretli olarak çalışan işçiler oldu.

Duruşmaya ölen işçilerin yakınlarının ve iş arkadaşlarının yanı sıra HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel ve CHP milletvekili Mahmut Tanal da katıldı. Duruşmaya başlarken ölen işçilerin avukatları asıl yargılanması gerekenlerin mahkemede olmadığını belirterek gerçek suçluların yargılanmasını istedi. Metris cezaevinde tutuklu olarak yargılanan ve Torun Center’da 1600 TL’ye çalışan montaj işçisi Adem Akyıldız’ın da aralarında bulunduğu 4 sanık duruşmaya getirildi.

Ölen işçilerden Hıdır Ali Genç’in babası Mustafa Genç’in avukatı Yıldız İmrek, “Asıl suçlu olan asansör yetkilileri, Torunlar GYO ve iş güvenliği firması NCA’nın yetkilileri birlikte “olası kastla ölüme sebebiyet vermekten” yargılanmalıdır. İddianemede bilinçli taksirle dava açılmıştır. Bu yetersizdir. TOKİ, Çalışma Bakanlığı, Torunlar GYO patronu ve yetkililerinin bir kısmı soruşturmaya dahil edilmemiş bir kısmı hakkında da takipsizlik kararı verilmiştir. Bu doğru değildir bunlar da sorumludur ve yargılanmalıdır” diye konuştu. Duruşmada müdahil olmak isteyen Mahmut Tanal da gerçek suçluların yargılanmadığına dikkat çekerek “Ölen işçi yargılanan işçi” diye konuştu.

Sanık avukatlarından Hasan Girik’in “Katılım için kişinin somut zarar görmesi gerekir. ÇHD’nin ve milletvekili olduğunu iddia ederek davaya müdahil olmak isteyen Mahmut Tanal’ın davaya müdahil olması davayı bulandırır” sözlerine tepki göstererek “Sayın Hakim asıl şu an kendisi ortalığı bulandırıyor” diyen Avukat Alptekin Ocak, misafir bölümünde durması ve cübbesini konuşmadan sonra giymesi gerekçe gösterilerek mahkemece dışarı çıkarılmak istendi. Bunun üzerine yaşanan tartışmadan dolayı duruşmaya 10 dakika ara verildi. Aradan sonra başlayan duruşmada “Biz de müşteki avukatlarının belirttiği gibi asıl suçluların sanık sandalyesinde olmadığını düşünüyoruz” diyen tutuklu sanık olarak yargılanan Adem Akyıldız’ın avukatı, gerçek sorumluların yargılanmasını istediklerini dile getirdi.

Gazetemize açıklama yapan Mustafa Genç, “Asıl suçlular yargılanmıyor. Buraya getirmişler birkaç mühendis, birkaç işçi getirmişler yargılamaya çalışıyorlar. Asıl patronlar yargılanmadan olmaz. Türkiye’de yargı bu kadar. Ben en üst kademeden kişilerin yargılanmasını istiyorum” dedi.

Aradan sonra sanıkların savunmalarına geçildi. Asıl suçu asansör firmasına, iş güvenliği firması NCA'ya ve Blok şefi Bünyamin Keskin'e yükleyen  Proje müdürü Murat Aytimur "Maaşla çalışan bir elemanım. 3.5 aydır tutuklu yargılanıyorum. Öncelikle serbest kalmak, yargılandıktan sonra da beraatimi istiyorum" dedi. Asansörde sık sık arıza olduğunu belirten Aytimur, bu arızaları  Genel Müdür yardımcısı Remzi Aydın'a ve yetkililere bildirdiğini söyledi.

HIDIR ALİ GENÇ'İN AMCASI TEPKİ GÖSTERDİ

Davaya müdahilliği yakından zarar görmediği gerekçesiyle kabul edilmeyen Hıdır Ali Genç'in amcası Hüseyin Genç, Asansör firması Gedamajor  sahiplerinden Orhan Demirel'in mahkemede ölen işçilerin ailelerinin yanında gülmesi ve rahat tavırlar içerisinde olmasına tepki gösterdi.  Genç, "Demirel'in bu tavrı sanki birileri tarafından korunuyor ve mahkemenin sonucunu biliyor görüntüsü yaratıyor" diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

DAVA ÖNCESİ PROTESTOLAR VARDI

Dava öncesi Çağdaş Hukukçular Derneği, Devrimci Yapı İşçileri Sendikası ve İnşaat İş Sendikası ayrı ayrı açıklama yaptı. Çağdaş Hukukçular Derneği adına basın açıklamasını okuyan Avukat Gökmen Yeşil, 6 Eylül'de Torunlar Center olarak bilinen şantiyede 10 işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, bu olayın bir katliam olduğunu söyledi. Yeşil, davanın ilk duruşmanın bugün yapılacağını belirterek, "Bu katliam açıktır ki sermaye sahiplerinin insan hayatını hiçe sayan, düşük ücretle kölelik koşullarında çalışma dayatan, aşırı kar hırsının sonucudur. Sadece 2014 senesinde yaşanan katliamlar kapitalizmin adeta bir azrail gibi çalıştığının resmidir. Soma, Şırnak, Torunlar ve Ermenek'te yaşanan ölümlerin hemen hepsinin arka planında çıplak gözle görülebilir ihmaller ve insan hayatı karşısındaki umursamazlık yatmaktadır. Yalnızca toplu ölümlerin yaşandığı bu örnekler dahi Türkiye'de işçi cinayetlerinin münferit olmadığının göstergesidir" dedi.

'HUKUKİ SÜRECİ SONUNA KADAR TAKİP EDECEĞİMİZİ İLAN EDİYORUZ'

Yeşil, mevzuata göre işverenlerin gerekli her türlü tedbiri almak zorunda olduğunu belirterek, "İş cinayetleri beklenmedik, öngörülmez olaylar değildir. 10 işçinin hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan bu facia da her ne kadar bir iş kazası olarak meşrulaştırılmaya, normalleştirilmeye çalışılsa da kaza değil, cinayettir, katliamdır. Soruşturmada ortaya çıktığı üzere, işyerinde bulunan 2 asansörden birinin hiç çalışmadığı, bu nedenle sık sık arıza yapmasına rağmen sonunda 10 işçiye mezar olan asansörün ısrarla kullanıldığı ve bakım ve onarımının tam olarak yapılmadığı, somut bir gerçekliktir. Bu cinayet teknik-ücretli personelin üzerine yıkılarak aklanamaz. Gerçek sorumluların başında elbette bu şantiyenin asıl sermayedarları yatmaktadır. Çağdaş Hukukçular Derneği olarak bu duruma sessiz kalmayacağız, hukuki süreci sonuna kadar takip edeceğimizi ilan ediyoruz" diye konuştu.

'KATİLLERİN ÖZGÜR, ÖLDÜRENLERİN SUÇLU OLDUĞU BİR ÜLKEDE İŞ CİNAYETLERİ DURDURULAMAZ'

Devrimci Yapı İşçi Sendikası adına yapılan açıklamada ise ,"Bozularak çalışmayan asansör işçi kardeşlerimizin vahim bir biçimde ölümüne neden oldu. Kimileri için kaza, kimileri içinse bu işlerin fıtratı böyledir, ama bozuk asansörde çalışmaya zorlanıyor ise bunun adı cinayetten başka bir şey olamaz. Son bir senede bin 300 işçi yaşamını yitirdi. Artık patronların kar hırsı nedeniyle ölmek istemiyoruz. Katillerin özgür, öldürenlerin suçlu olduğu bir ülkede iş cinayetleri durdurulamaz. Bütün işçilerin katillerinden hesap soracağız" denildi.

'İŞÇİLERİN İÇİNDE OLMADIĞI YASANIN ANLAMI YOK'

İnşaat İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Adnan Akyol da, şöyle konuştu: "Buna sebep olanlardan birşey beklemiyoruz. Çünkü defalarca söyledik işçilerin içinde olmadığı, yasa yapmanın hiçbir anlamı yok diye. Patronların ve hükümetin de zihniyetini biliyoruz. Tutuyorlar iş cinayetlerine karşı aldıkları önlem iş cinayeti olmayan şantiyelere ödül vermek. Ben 30 yıldır ölmüyorum. O zaman bana da ödül vermek zorunda kalacaklar. Biz inşaat işçileri sendikası olarak her zaman söyledik. Haklarımızı vermeyecekler, ama biz alacağız diye. Şimdiye kadar vermediler ve biz hep aldık. Çünkü patronların ve sermayenin devletin kafası her zaman sermayeden yana çalışıyor zaten. Sermaye için her şeyi yaptılar. Önce TOKİ'yi kurup arsa verdiler. O yetmedi kredi ve teşviklerle o şantiyeleri yapsın diye para verdiler. Hatta o da yetmedi müşteri buldular, yabancıya mülk satışı kanunu çıkardılar. Fakat bu tarafta işçi için hiç bir şey yapmadılar. Yapmamaya devam etsinler. Onların o evlerini biz yaptık. Yaptığımız gibi yıkmasını biliriz demeyeceğiz. Çünkü biz yapıcıyız yapmak için buradayız. Ama o evlere soktukları kafalarını kıracağız. Çok da sıkıntı yapmasınlar işçinin vurduğu yerden gül biter."

Kaynak: Evrensel Gazetesi