27 Ocak 2013 Pazar günü Madenlerdeki Taşeron Sistemine dur demek için Zonguldak'da yapılan binlerce işçinin tek yürek olduğu mitinge Petrol-İş Sendikası Ankara Şubemiz yoğun katılım sağladı.
Ankara Şubemiz Yönetim kurulu adına aşağıdaki açıklamayı yapmıştır.
Taşeron gerçeği, Zonguldak Kozlu’da bir kez daha kendini gösterdi:
Zonguldak Kozlu'da 7 Ocak 2013 tarihinde taş kömürü madeninde eksi 630 metrede metan gazının sıkışarak patlaması sonucu 8 işçi hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden işçilere Allah'tan rahmet, yaralanan işçi kardeşimize de acil şifalar diliyoruz.
2012 yılında binlerce işçi, alın terlerini akıttıkları işyerlerinde taşeron firmada çalıştıkları için işsizliğe, mahkum edildi. Zonguldak Kozlu’da Ankara’da Mersin’de, İzmir’de Samsun’da, Antalya’da, ve Türkiye’nin dört bir yanında yeni yılda işsiz kalan, hayatını kaybeden işçilerin haberleri basın-yayın organlarında yer aldı. Taşeron gerçeği bir kez daha bu vesile ile gündeme taşındı. Bu facialar, işyerlerinde, taşeron firmalarda çalışanların kaderiymiş gibi gösteriliyor.
Halbuki yapılan bütün araştırmalar ölümlerin kader değil, bütünüyle ihmalden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Maden Mühendisleri Odası'na göre, 2011 yılında 79 maden işçisi hayatını kaybetti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'ne göre de 2012 yılında 1573 işçi hayatını kaybetti. Yani iki yıl içinde tam 1652 işçi ailesinin evine ateş düştü. Üstelik bu hesaplamaya iş kazasında yaralanan, sakat kalan yüzlerce işçi dahil değil.
Son yıllarda giderek artan bu türden ölümlü kazaların ana sebebin özelleştirmeler ve bunun sonucunda yönetimlerin tercih ettiği taşeron işçiliği olduğu artık kanıtlanmış durumdadır. Bilindiği gibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından taşeron firma işçilerinin sözde sorunlarını çözmek gerekçesi ile başlatılan çalışmalar, bizzat bakanlık tarafından köleliğe benzetilen taşeron işçiliğini yaygınlaştırma amacı taşımaktadır. Bu yapılırken de taşeron işçilerinin mevcut İş Kanunu’nda zaten var olan haklarının fiiliyatta uygulanmaması gerekçe gösterilmektedir.
Taşeron sistemi, işverenler tarafından emek maliyetlerini aşağıya çekmek, işçi ile ilgili sorumluluklardan kaçmak amacıyla oluşturulmuş, kuralsızlığın, esnekliğin, güvencesizliğin zeminidir. En büyük işveren olarak devletin ve özel şirketlerin hızla taşeron sistemine yönelmelerinin nedeni budur.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre taşeron işçi sayısı bu hükümet döneminde 4 kat artarak 1,5 milyonu geçmiştir. Dolayısıyla kurallı çalışmadan, yasal düzenlemelerden kaçışın aracı olarak yaygınlaştırılmak istenen bir sistemin “iyileştirilebilmesi” mümkün değildir.
Hükümetin gündeminde olan taşeron yasası ile kadrolu çalışma olanaksız hale getirilmek istenmekte, tek çalışma biçimi olarak hukuksuzluğun, yasalardan kaçışın adresi olan taşeronluk kurumu dayatılmaktadır. 2013 yılında hükümetin çalışma hayatına yönelik temel hedeflerinden biri herkesi taşeron işçisi kılacak bu düzenlemenin hayata geçmesidir.
Petrol-İş Ankara Şubesi, taşeron sisteminin güvencesiz, esnek, kuralsız çalışmanın, iş cinayetlerinin, sendikasızlaştırmanın, yasaları ve hakları yok saymanın adı olduğunu her fırsatta gündeme getirmektedir. Yapmak istedikleri, çalışma hayatını bir emek cehennemine çevirmektir. Bunu yaparken de taşeron işçilerin umutları ile oynanmaktadır. Bu nedenle:
2013 yılının taşerona karşı; kadrolu, sigortalı, sendikalı işgücünün yaygınlaştığı bir yıl olmasını diler hepinize saygılar sunarım .
TAŞERON DEMEK, ÖLÜM DEMEK
Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan iş kazalarının hemen hemen hepsinin altından taşeron şirketler çıkıyor.
Taşeron demek, ölüm demek oldu.
Taşeron demek, ucuz işgücü demek,
Taşeron demek, üretim zorlaması demek,
Taşeron demek, 10-12 saat çalışmak demek, kölelik demek,
Taşeron demek, sigorta primlerinin eksik yatırılması demek,
Taşeron demek, iş güvenliği önlemlerinin ihmal edilmesi demek,
Taşeron demek, maaşını ne zaman alacağını bilememek demek,
Taşeron demek, iş güvencesi olmamak demek,
Taşeron demek, kıdem tazminatının olmaması demek,
Taşeron demek, sendikasız olmak demek…
Biz bu çağdışı uygulamanın artık son bulmasını istiyoruz.
Bu yanlışa izin vermeyeceğiz.
Petrol-İş Sendikası
Ankara Şube Başkanı
Şuayip GÜL