• industriAll global
  • industriAll europe
  • Retun See
  • Petrol-İş Kadın Dergisi
Belgesel: Petrol-İş Tarihi

Medyada Türk-İş Genel Kurulu

Öztaşkın, Kumlu’ya karşı

Sendikamız Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın'ın Türk-İş Genel Başkanlığına adaylığı ile ilgili Utku Çakırözer'in Cumhuriyet gazetesinde bugün çıkan "Öztaşkın, Kumlu’ya karşı" başlıklı yazısını yayımlıyoruz.
UTKU ÇAKIRÖZER / CUMHURİYET
07.12.2011

Türkiye’nin en örgütlü işçi sendikası Türk-İş’in dört gün sürecek 21. Olağan Genel Kurulu yarın başlıyor. İktidar ve muhalefet partileri liderlerinin nutuklarının dinleneceği protokol gününün ardından ise gözler pazar günü yapılacak Genel Başkanlık seçimine çevrilecek. Dört yıllığına görev üstlenecek yeni Türk-İş yönetimi, AKP hükümetinin çalışma hayatında getirmek istediği uygulamalar konusunda belirleyici role sahip olacak. 2012 başından itibaren tartışacağımız konuların başında ‘kıdem tazminatının kaldırılması’, ‘esnek çalışmanın yoğunlaştırılması’, ‘kiralık işçiler’, ‘bölgesel asgari ücret’ gibi işçilerin hayati çıkarlarını doğrudan etkileyecek uygulamalar geliyor.

***

Pazar günkü seçimlerde Genel Başkan Mustafa Kumlu’nun yeniden aday olması bekleniyor. Kumlu’nun arkasındaki en önemli güç, Türk-İş Genel Sekreteri ve bağlı sendikalar arasında en fazla üyeye sahip Türk-Metal’in Başkanı Pevrül Kavlak.Karşılarına ise yönetime muhalif 10 sendikanın desteğini arkasına alan Petrol-İş Başkanı Mustafa Öztaşkın çıktı. Ekibindeki isimler arasında Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin, Kristal-İş Başkanı Bilal Çetintaş ve biz gazetecilerin yakından tanıdığı Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi yer alıyor. Sonucu 35 sendikadan gelecek 362 delege belirleyecek.

Dün Ankara Büromuzu ziyaretinde aday olma gerekçelerini anlatan Öztaşkın, “Tarihi bir genel kurul olacak” dedikten sonra sözlerini şöyle açtı:

“Eskiden Türk-İş Kongresi dendi mi Türkiye’de gündem olur, günlerce konuşulurdu. Şimdi, ben aday olmasam Türk-İş Genel Kurulu hiç konuşulmadan kapanacak hale geldi. Türk-İş’in içine düşürüldüğü bu itibarsızlaşmaya tepki için aday oldum. Yönetim bugüne kadar hep ‘Aman kazanılmış haklarımızı koruyalım’ mantığı içinde oldu ama böyle diye diye elimizde hak kalmadı. AKP hükümetinin emek karşıtı, sosyal devleti tasfiye eden uygulamalarına sessiz kalındı, suya sabuna dokunmayan açıklamalarla geçiştirildi. Emeklilik yaşının yükseltilmesine, özelleştirmelere dur denmedi. Tekel işçisine sahip çıkılmadı. Verilen tavizlerde şimdi sıra kıdem tazminatlarımızın elimizden alınmasına kadar geldi. Ben kazanırsam Türk-İş’te bu anlayış yüzde 100 değişecektir. Kıdem tazminatları kırmızı çizgimiz olacak. Genel Kurul’dan karar çıkartıp ‘genel eylem’i gündeme getireceğiz.”

***

Öztaşkın’ın, Kumlu yönetimine yönelik diğer temel eleştirisi ise Türk-İş’in toplumsal sorunlar karşısında ‘tepkisiz’ bırakıldığı şeklindeki iddiası:

“Türk-İş, tarihi boyunca sadece işçilerin değil tüm toplum kesimlerinin sorunlarıyla yakından ilgili bir örgüt olmuştur. Bu dönem hariç! Demokrasi, özgürlükler, yeni anayasa tartışmalarında Türk-İş hiç yok. 12 Eylül referandumunda görüşümüz açıklanmadı bile. Kadına yönelik şiddete karşı biz yokuz. Son olarak Van depreminde en ufak bir tavır dahi konmadı. Kazanırsam, halkın tüm sorunları biz emekçilerin de sorunu olacaktır. Bu tavrımızla Türkiye’de siyasetin de önünü açacağız.”

Türk-İş’te muhalefet cephesinin görüşleri böyle. Bakalım Kumlu ve arkadaşları bu eleştirilere ne yanıt verecekler?