Haberin başlığı “Bangladeş’e Türk yatırımcı akını”. Ucuz iş gücü ve ucuz enerji imkanıyla dünya tekstil üreticilerinin ilgi odağında, diye devam ediyor
Haberin başlığı “Bangladeş’e Türk yatırımcı akını”. Ucuz iş gücü ve ucuz enerji imkanıyla dünya tekstil üreticilerinin ilgi odağında, diye devam ediyor. Kaynak, Bangladeş Türk Büyükelçiliği İkinci Katibi Adnan Öztürk, tarih 23 Ekim. Öztürk’ün Bangladeş’teki emek sömürüsünün Türk yatırımcı için ne kadar bulunmaz fırsat olduğunu Yeni Şafak’ta anlatmasının üzerinden bir ay geçmiş. Bir ay sonra yeni haber: “Bangladeş’te tekstil fabrikasında yangın: 112 işçi öldü” Ülkedeki ilk yangın da değil üstelik, 2006 yılından bu yana tekstil fabrikalarında çıkan yangınlarda 600 işçi ölmüş. Bu haberin kaynağı ise tabii ki Yeni Şafak değil.
BANGLADEŞ’TE YANGIN YENİ DEĞİL
Geçtiğimiz hafta sonu, 1500 işçinin çalıştığı fabrikanın yangın çıkışlarının yetersiz olması ve olanın da kilitlerinin bozuk olması nedeniyle cayır cayır yandı işçiler... Bu alevler bize yabancı değil. Bursa’da yatak fabrikasında, Esenyurt’ta inşaat çadırında yanan işçilerin kokusu hâlâ burnumuzda. Bangladeşli işçilerin yangını da yeni değil, 1980’li yıllarda tekstil sektörünün büyük bir hızla büyüdüğü, emeğin değerinin de aynı hızla küçüldüğü dönemlerden beri yanıyor işçiler. Asya tekstil cehenneminin en sıcak noktalarından biri olan Bangladeş’te çalışma koşullarını öğrenmek için yarım saat kadar arşiv taraması yapmak ise yeterli.
EN PAHALI MARKALAR EN UCUZ EMEK
Başkent Dakka’da yoğunlaşan 4500 kadar tekstil fabrikasında, haftada 80 saate kadar çalışarak, dünyanın en ünlü markalarına, dünyanın en pahalı kıyafetlerini, dünyanın en düşük ücreti karşılığında üreten çoğu kadın 3 milyona yakın işçi; asla ödenmeyen fazla mesailer, örgütlenmek isteyene asker ve patron saldırıları... İşte ilk beş dakikada karşınıza çıkacak bilgiler bunlar... Bir bilgi de Bangladeş Hazır Giyim Üretici ve İhracatçıları Birliği Başkanı Siddiq Ur Rahman’dan: Yaşamını yitiren işçilerin ailelerine 760 avro tazminat ödeneceğini açıklamış Rahman. Ayda 23 avroya çalışan ve yanarak ölerek işçiler için 760 avro... İşçinin hakkını vermek yerine kefenini dikmeyi teklif etmek, kapitalizmin iş güvenliği anlayışı Türkiye’de de Bangladeş’te de aynı demek ki...
TÜRKİYELİ PATRONUN BANGLADEŞ HEYECANI
Dönelim yine Bangladeş’in Türk Büyükelçiliği yetkilisi Adnan Öztürk’e, tekstil cehennemindeki parsel sayımızı öğrenelim. 100’e yakın Türk firmasının Bangladeş’e yatırım yaptığını açıklamış Öztürk. Çalışanların hakları denince Bangladeşli patronlarla arasından su sızmayacak THY de Bangladeş’e günde 4 direk sefer düzenliyormuş! 2010 yılında Arslan Şirketler Grubu Başkanı Ahmet Arslan’ın yaptığı bir açıklama da çıkıyor karşımıza. “Türkiye’de bir tekstil işçisinin maliyeti bin dolara geliyor, Bangladeş’te ise 50 dolar! Bu şartlar altında üretimin buralarda yapılması şirketlerin sermayesi açısından çok daha cazip!” demiş Arslan. Aynı zamanlarda Bangladeş gezisine çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, dönüşte Ahmet Arslan’ı yatırımlarından dolayı tebrik etmiş.
MİLLİ YANGIN
Bangladeş haberinin sayısı günümüze yaklaştıkça artıyor. Bangladeş Başbakanı’nı Nisan ayında Türkiye’de ağırlayan, Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen işveren örgütü TUSKON Başkanı Rızanur Meral de o toplantıda bir konuşma yapmış ve, “Şu anda bu salonda, Taha Group Genel Koordinatörü İsmail Hakkı Kısacık bulunuyor. Bangladeş’teki fabrikalarında 4 bin Bangladeşli çalışıyor. Bu işadamlarımızın sayısını arttırmak istiyoruz” diye açıklamış. Bir yanda Bangladeş’de yanan, yanmamak için pencereden atlayan, yıllardır polis, asker demeden mücadele eden, ölen tekstil işçileri... Diğer yanda emek sömürüsü karşısındaki iştahını, sömürüden pay almak için heyecanını gizleme gereği bile duymayan Türk Büyükelçiliği, Türkiyeli patronlar... Milli utanç yangınımız, fabrikanın alevleriyle yarışır...
YANGINA SU: GREVLER
Yangın sürüyor ama yangını söndürmek için ise yıllardır su olup sokaklara akıyor Bangladeşli tekstil işçileri. Sadece bu yıl 300 fabrikada, yapılan eylemler nedeniyle bir hafta boyunca şalterler indi örneğin. Ancak ücretlerin artırılması için özellikle son 5 yılda yoğunlaşan grevler ve eylemlerin hepsi polis, asker saldırılarıyla; işçi önderlerinin gözaltına alınması, tutuklanması hatta öldürülmesi ile sonuçlandı. Hazır Giyim İşçileri Birlik Forumu (GWUF) Başkanı kadın işçi önderi Mishu Moshrefa, Aralık 2010’da “vatana ihanet”ten tutuklandı. Grev yürüyüşlerine yönelik devlet saldırılarında onlarca işçi yaşamını kaybetti. Bangladeş Hazır Giyim ve Sanayi İşçileri Federasyonu’nun (BGIWF) fabrika yangının da yaşandığı bölge olan Ashulia komitesi başkanı Aminul Islam, 5 Nisan 2012’de ölü bulundu. Cesedinde işkence izleri vardı. Aminul Islam çok defa polis tarafından gözaltına alınmıştı, çok defa “ölüm”le tehdit edilmişti.
İŞÇİ KATİLİ PATRON ÇETELERİ
Dayanışma Merkezi’nin (solidaritycenter.org) 15 yıldır Bangladeş’te çalışma yürüten Asya Bölgesi Başkanı Tim Ryan, “Son üç yılda yüzlerce hazır giyim işçisi, ücretlerin yükselmesi için yapılan işçi grevlerine yönelik polis saldırılarında yaralandı, bazıları öldürüldü” diyor. Öldürülen işçi lideri Aminul İslam ile ilgili ise şu bilgileri veriyor: “Aminul hazır giyim fabrikalarının patronlarına çalışan çeteler tarafından tehdit ediliyordu, sürekli polis tarafından izleniyordu ve Temmuz 2010 yılında da Ulusal İstihbarat Örgütü tarafından gözlatında dövülmüştü.” Bu arada, işçi haklarına yönelik çalışmalar yapan Amsterdam merkezli Temiz Giysiler kampanyası gibi örgütler, Bangladeş’teki fabrikalarla anlaşmalı ünlü markaları “yangın koruma projesi”ne ikna etmeye çalışıyorlardı. Amaçları, fabrikaların yangın önlemlerini denetlemek, bir kontrol mekanizması hayata geçirmekti. Olmadı. Olan işçiye oldu.