Bilindiği gibi Petkim Petrokimya Holding’in yüzde 51 hissesi için yapılan ihaleyi en yüksek teklifi 2 milyar 50 milyon dolar olarak veren TransCentral Asia Petrokimya ortak girişim grubu kazandı.
Bilindiği gibi Petkim Petrokimya Holding’in yüzde 51 hissesi için yapılan ihaleyi en yüksek teklifi 2 milyar 50 milyon dolar olarak veren TransCentral Asia Petrokimya ortak girişim grubu kazandı.
Böylece yirmi senedir özelleştirilmesi gündemde olan Petkim’in toplam değerinin 4 milyar 20 milyon dolara ulaştığını da öğrenmiş oluyoruz.
Gerekli hukuki süreçler işledikten sonra Petkim’in yüzde 51 hissesi anılan ortak girişim grubuna devredilecek.
İhale sonrası ilk gelişme Petrol-İş sendikasının Petkim ihalesine ilişkin yürütmeyi durdurma istemli Danıştay 13. Dairesi’ne açtığı dava.
Bir sendikanın, üstelik sol eğilimleri kurulduğu günden bu yana ağır basan bir sendikanın bir özelleştirme girişimi karşısında iptal davası açmasına kimsenin şaşırmaması gerekiyor; ilişkiler hukuksal çerçevede kaldığı sürece bu tür yargısal girişimlere kimsenin söyleyeceği söz yok.
Petrol-İş’in internet sitesinden de Danıştay 13. Dairesi’nde açtığı davanın dilekçesini bulabilirsiniz.
Aynı internet sitesinde sendikanın ‘özgürlük ve demokrasi’ ilkelerine bağlılığı da vurgulanıyor; bu konuya neden girdiğimi aşağıda anlayacaksınız.
Dava dilekçesinde üç konu ön plana çıkıyor; birincisi şekil şartlarına ilişkin itirazlar ve benim bu konuda bir şey söylemeye ne hakkım, ne de bilgim var.
İkinci ön plana çıkan konu Petkim’in özelleştirilmesinin kamu yararına aykırı olduğu noktası; bu konuya benim ciddi itirazlarım var zira kamu yararı kavramı çok soyut bir kavram, herkese göre değişiyor. Bizim yargı organlarının kamu yararı anlayışı ile kimi akademisyenlerin ve hatta TBMM’nin kamu yararı görüşleri bugüne dek pek örtüşemedi ve ben yargıçların kamu yararı konusunda son sözü söylemelerini hiç benimseyemedim.
Ancak, benim söz konusu dava dilekçesinde çok vahim bulduğum başka bir üçüncü nokta daha var.
İhaleyi kazanan Ortak Girişim Grubu’nun içinde finansal yatırımcı olarak da bir diaspora Ermenisi var ve Petrol-İş sendikası grubun içinde bir diaspora Ermenisi’nin varlığını ihalenin sorgulanabilmesi için bir neden olarak gösteriyor.
Sendika Başkanı Sayın Mustafa Öztaşkın ve Türk-İş Başkanı Sayın Salih Kılıç anılan kişiye sadece ermeni olduğu için itiraz ediyorlar (ANKA bülteni, 9 Temmuz), zira bir diaspora Ermenisi’nin Petkim’i alan grup içinde olmasını ulusal çıkarlara aykırı görüyorlar.
Tam bilemiyorum ama galiba Sayın Öztaşkın ve Sayın Kılıç Ermeni diasporası ile Asala terör örgütünü birbirine karıştırarak ciddi bir hata yapıyorlar gibime geliyor.
Sözün özü
Özgürlük ve demokrasi kavramlarını sendikanın kurucu ilkeleri olarak benimseyen Petrol-İş’in bir özelleştirme ihale sürecine buram buram ırkçılık kokan bir nedenle itirazı doğrusu çok ilginç.
Sol bir sendikanın bu tavrı aslında belki de CHP’nin son yıllardaki serencamının da, CHP-MHP-GP-İP ideolojik ittifakının da bir aynası niteliğinde.
Tekrar ediyorum, Petrol-İş’in özelleştirme ihalesine karşı yargıya gitmesi kadar normal bir şey yoktur; ama bu yargı sürecine Ermeniliği karıştırmak kadar da anormal bir şey de pek yoktur.
Bu davayı iyi izlemek gerekiyor.