İMKB’nin tarihi zirve yaptığı, Petkim ihalesinden rekor teklifin çıktığı bir ortamda, piyasalar Anayasa Mahkemesi’nin referanduma işaret eden kararını sonbahardan önce gündemine almaya niyetli değil.
İMKB’nin tarihi zirve yaptığı, Petkim ihalesinden rekor teklifin çıktığı bir ortamda, piyasalar Anayasa Mahkemesi’nin referanduma işaret eden kararını sonbahardan önce gündemine almaya niyetli değil. Basın cuma günü Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Sezer ve CHP’nin başvurusunu kritik bir oy farkıyla reddederek, Anayasa Paketi’nin 21 Ekim’de referanduma sunulmasına işaret eden kararını değerlendirmeye açtı. Hukukçuların bir kısmı, yeni seçilen Meclis’in söz konusu referandum sonucunu beklemesi gerektiğini ve referandumdan "evet" çıkması halinde, cumhurbaşkanını halkın seçmesine imkan verilmesini savunurken, ağırlıklı grup yeni Meclis’in cumhurbaşkanını seçmesi gerektiğini ve bu nedenle halkın 21 Ekim’deki referandumda "evet" demesi halinde, 12. cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceğini savunuyor. Cuma sabahı konuştuğum finans kurumlarının yöneticileri ise, sonbahar başına kadar bu konuyu gündemlerine almayı düşünmediklerini, kaldı ki, yurt içi piyasalara ciddi bir para girişi varken ve Petkim ihalesi bu derece olumlu sonuçlanmışken, piyasanın siyasi riskleri uzun süre fiyatlandırmaktan kaçınabileceğini vurguluyorlar. Nitekim, cuma sabahı bu satırları kaleme aldığımız dakikalarda dolar kuru 1.2970-1.3020 YTL’nin seviyesinde seyrini sürdürürken, tavan yapacağı anlaşılan Petkim hisseleri hariç, İMKB-100 Endeksi’nde kâr amaçlı bir yatay seyir izleniyordu. Dolar kurundaki küçük kıpırdanmanın, euro-dolar paritesinden kaynaklandığı da unutulmamalı. Bu arada, Petkim ihalesine hiçbir Batılı firmanın girmemiş olması ve Rus-Kazak ortaklığının ihaleyi kazanmasının kimi siyasi çevrelerde rahatsızlığa yol açtığı da gözlendi. Önümüzdeki günlerde, kimi siyasi çevrelerden ve sendikalardan ihaleye yönelik hukuki arayışların gündeme geleceği anlaşılıyor. Temmuz enflasyonu kritik Özüne bakıldığında, piyasalardaki var olan iyimserliğin 22 Temmuz’da şekillenecek Meclis aritmetiği ile taçlanması halinde, piyasa aktörlerinin Merkez Bankası’ndan daha erken bir faiz indirimi bekleyecekleri, hatta talep edecekleri görülüyor. Merkez Bankası yönetimi ise, yıl sonu enflasyon hedefine yakınsama adına, her şey yolunda gitse dahi, kasım veya aralık ayından önce bir faiz indirimi ihtimalini bilhassa bertaraf etmeye çalışıyor. Bu noktada, bir önceki yılın temmuz ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) artış oranının yüzde 0,86, ağustos ayı değişim oranının ise yüzde -0,44 olduğunu dikkate alırsak, temmuz ayında aylık enflasyon oranının bir kez daha negatif çıkması piyasa aktörlerinin beklentisini iyice güçlendirecek. Bu nedenle, 3 Ağustos cuma akşamı açıklanacak temmuz ayı enflasyonu kritik öneme sahip. Çünkü, küresel ısınma ve kuraklık sorunu dikkate alındığında, bu yılın ağustos ayında, geçen yılın yüzde -0,44’lük negatif enflasyon değerine yakın veya daha düşük bir enflasyon değeri hayli zor gözüküyor. O nedenle, işlenmemiş gıda ve enerji fiyatlarının seyri dikkate alınarak ve ağustos ayındaki olası riski hesaba katarak, temmuz ayı enflasyonun, en az haziran ayı enflasyonu gibi, yüzde -0,20 ve daha yüksek oranda bir gerilemeye işaret etmesi Merkez Bankası’nın elini güçlendirebilir. Ancak, ağustos ve eylül enflasyon değerleri yüksek kalırsa, eylül veya ekim ayında bir faiz indirimi ihtimali hayli zayıflar. Paritede teknik düzeltme Çarşamba günkü yazımızda euro-yen paritesinin 167 yeni kırarak 168 yene hareket edebileceğini ifade etmiştik. Paritenin 167.40 yenle yeni bir rekora ulaşması, 168 yene kadar sürecek bir hareketi de teyit ediyor. Bu satırları yazdığımız zaman dilimi açısından, ABD’nin haziran ayı tarım dışı istihdam ve işsizlik verileri açıklanmadı. Bununla birlikte, iyi gelmesi umut edilen veriler öncesi euro-dolar paritesinin 1.36 doların altında seyrettiği gözlenmekte. Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) perşembe günkü toplantısından beklendiği gibi faizi yüzde 4’de tutan, İngiltere Merkez Bankası’ndan ise (BOE) yine beklendiği gibi faizi yüzde 5,25’e yükselten bir karar çıktı. Sterlin-dolar paritesi bu nedenle 2 doların üzerindeki seyrini koruyor. ABD 10 yıl vadeli tahvillerinin faizinin yeniden yüzde 5,05’den 5,13’e gelmesi ve Uzak Doğu tahvillerine yönelik ilgi artışı da, 7 günlük yükselişten sonra, Uzak Doğu borsalarına satış getirdi. Uzak Doğu’lu finans uzmanları, euro-dolar paritesinde 1.3659 dolara kadarki tırmanış sonrasında, kâr amaçlı ve 1.3430 dolara kadar devam edebilecek teknik bir düzeltmeye işaret ediyorlar. Ancak, euro-yen paritesini tarihi rekora taşıyan ECB’nin faiz artırımı konusundaki kararlılığı, bu yıl euro-dolar paritesine yeniden rekor kırdırtabilir. Ama, bunun için sonbahar başını beklememiz gerekecek.