Bir şirketi özelleştirirken değişik amaçlar güdülebilir.
"En çok parayı verene satarım. Alanın şirketi ne yaptığı umurumda değil" denebilir.
Bir şirketi özelleştirirken değişik amaçlar güdülebilir.
"En çok parayı verene satarım. Alanın şirketi ne yaptığı umurumda değil" denebilir.
"Para en önemli unsur değil. Alıcı şirketin faal olduğu sektörde sağlam bir oyuncu olsun, şirketi büyütsün" denebilir.
Geçen hafta yapılan Petkim Petrokimya A.Ş özelleştirmesinde, Telekom özelleştirilmesinde olduğu gibi, birinci amaç güdüldü.
Petkim'e iki küsur milyar dolarla en yüksek fiyatı veren üç ortaklı konsorsiyumun içinde parası olan veya milyar-dolarlık borç bulabilecek birçok kuruluş ve kişi var. Ama petrokimyacı yok. Ürününü Petkim'de değerlendirecek petrol sahibi de yok.
Oysa Petkim'in petrokimyacıya ihtiyacı var. Şu nedenle: Petkim'in borcu yoktur ama emsallerine göre kârlılığı düşüktür çünkü entegre değildir, kendi ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla kurulmuş bir rafinerisi yoktur. Petkim'in ihtiyacı böyle bir rafineri kuracak, eskiyen tesisi modernize edecek bir ortaktır.
İhaleyi kazananların bu tarife uydukları kanaatinde değilim.
Petrokimyacı olmayanlar neden petrokimya şirketi satın alıyorlar? Hem de piyasa fiyatının yüzde 181 üzerinde fiyat vererek?
Daha pahalıya satabilecekler
Muhtemelen, çok zaman geçmeden daha da pahalıya satabilecekleri için.
Bu sonuca neden vardım? Çünkü konsorsiyumun yüzde 54 hissesi Troika Dialog Capital Partners adlı bir Rus özel sermaye şirketine aittir. Özel sermaye şirketlerinin amacı şirket çalıştırmak değil, şirket alıp satmaktır.
İkinci ortak Investment Industrial Group Euroasia, Kazak zenginlerine ait bir inşaat şirketidir. Bunlar da petrolcü veya petrokimyacı değildir.
Üçüncü ortak Caspi Neft TME daha da esrarengizdir. Hisselerinin yarısı Amerika Birleşik Devletleri'nde, diğer yarısı Kazakistan'da kurulu bir şirkete ait olan Caspi Neft'in sahiplerinin kim olduğu bilinmiyor. Şirketin Kazakistan'daki bir petrol sahasında imtiyazı var ama petrolü var mı yok mu belli değil.
Bilinmeyenler çok olduğu için uluslararası derecelendirme kurumu Fitch geçen gün Petkim'i "olumsuz bir gözle" izlemeye başlayacağını açıkladı.
Borç altında bırakma ihtimali
Fitch direktörlerinden Oğuz Bardak, ihaleyi "Kazanan gruptakilerin isimlerini biliyoruz, petrokimya sektöründen olmadıklarını biliyoruz ama başka bir şey bilmiyoruz" dedi.
Fitch, alıcıların Petkim'in varlıklarını teminat gösterip şirketi borç altında sokma bırakma ihtimali olduğuna inanıyor. Yani Petkim, Petkim'in parasıyla satın alınabilir.
Konsorsiyum kredi için Credit Suisse (İsviçre) ve Turan Alem Bank'a (Kazakistan) yetki verdi. Ancak ne kadar özsermaye, ne kadar kredi kullanılacağı belli değil.
Konsorsiyumun danışmanı Inter Consult adlı şirketin sahibi Haluk Ulusoy'u aradım ama herhangi bir soruya cevap vermeyeceğini söyledi.
Alıcılara kabahat bulmayalım. Hükümet, "En fazla parayı verene satıyorum" dedi, onlar da "En fazla para bizde var" diye ellerini kaldırdılar.
Ve bir gerçeği bir daha anlamış olduk: İki şeyin dini olmaz. Paranın. Akılsızlığın.