Özelleştirme 1979 yılında Britanya’da başbakan Margaret Thatcher’in Muhafazakar Partisi tarafından başlatıldı. Fransa’da ise sosyalist François Mitterand özelleştirmeyi ilk uygulayanlardandı. Britanya’da Thatcher sonrasında iktidara gelen İşçi Partisi’de muhafazkarlardan devraldığı özelleştirme programını sürdürdü.
Özelleştirme 1979 yılında Britanya’da başbakan Margaret Thatcher’in Muhafazakar Partisi tarafından başlatıldı. Fransa’da ise sosyalist François Mitterand özelleştirmeyi ilk uygulayanlardandı. Britanya’da Thatcher sonrasında iktidara gelen İşçi Partisi’de muhafazkarlardan devraldığı özelleştirme programını sürdürdü.
Türkiye’de ise özelleştirme 1984 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından başlatıldı. Daha sonra Türkiye’de de diğer ülkelerde olduğu gibi 1984’ten bu güne dek sağ ve sol görüşlü olduğunu söyleyen bütün siyasi iktidarlar, 23 yılda 164 kuruluştaki kamu hisselerini özelleştirdi. Bu kuruluşların özelleştirilmesinden de yaklaşık 29.2 milyar dolar gelir elde edildi.
Türkiye’de 23 yıldır yapılan özelleştirme uygulamalarında bugüne kadar 16 şirketin hisseleri yabancı sermaye tarafından satın alındı. Teletaş, Netaş, Tofaş Oto Pazarlama A.Ş., Uçak Servisi A.Ş., Ansan-Meda, Ankara Çimento Fabrikası, Balıkesir Çimento Fabrikası, Pınarhisar Çimento Fabrikası, Söke Çimento Fabrikası, Ankara Çimento Fabrikası, Afyon Çimento Fabrikası, İpragaz A.Ş., AEG-ETİ, Başak Sigorta, Başak Emeklilik, Türk Telekom A.Ş olarak sıralanıyor bu şirketler.
Özelleştirilen bu 16 şirketten elde edilen hasılat 7 milyar 52 milyon dolara ulaştı. Yabancı sermayeye satılan hisselerin bedelinin toplam özelleştirme gelirlerine oranı böylece yüzde 24 düzeyine çıktı. Petkim’de sonuçlanırsa bu oran yüzde 29 olacak. Macaristan, Polonya, Romanya ve Bulgaristan’da yapılan özelleştirmelerde yabancı sermayenin payı ise neredeyse yüzde 100 oranına yaklaştı.
Petkim Petrokimya A.Ş. nin özelleştirmesine gelince... 1987 den beri özelleştirme kapsamında olan Petkim’in yüzde 51 oranındaki hissesinin blok satışı için açık artırma 5 Temmuz’da yapıldı. İhaleye, ön yeterlilik alan 8 firma katıldı. Katılan firmalardan TransCentralAsia Petrocemikal Holding Ortak Girişim Grubu 2 milyar 50 milyon dolar vererek ihalenin açık artırma aşamasında birinci sırayı aldı. Birinci gelen ortak girişim grubunun yabancı sermayedar ağırlıklı bir grup olduğu bildirildi. Fakat ortakların kimlikleri ihalenin ardından Özelleştirme İdaresi tarafından hemen açıklanamayınca ortaya bir “kimlik problemi” çıktı. Ortak girişim grubu hakkında medyada birdenbire olumsuz bir söylem geliştirildi.
Petkim’in özelleştirilmesiyle yaratılan sorun, açık artırmayı kazananın kimliği değil aslında. Gerçek sorun bazılarının Petkim’in özelleştirilmesine karşı çıkmasıdır. Eğer, Petkim’in açık artırmasında tamamen yerli ortaklardan oluşan bir grup birinci sırayı alsaydı, bu defa başka bir neden bulunacaktı.
Şunu bilelim... Özelleştirme programından yabancı girişimcilere satılan hisselerin bedeli toplam özelleştirme gelirlerinin yüzde 24’üne denk düşüyor. Oysa İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören şirketlerin yüzde 71’i yabancılar tarafından alınmış. Peki bu yabancı yatırımcıların etnik kimliğini bir bilen var mı? Aslında küresel ekonomide böyle bir soru gereksiz zaten. Çünkü, devletler artık yabancı yatırımcının kimliğine değil ne yaptığına bakıyor. Eğer gelen yabancı sermaye ülkeye olumlu katkı yapıyorsa onu destekliyor, katkı yapmıyorsa ülkesinden gitmesi için yol gösteriyor. Dolayısıyla yabancı sermayeden korkmaya gerek yok.
Diğer taraftan Petkim, Türkiye'de petrokimya ürünleri talebinin yüzde 25’ini karşılayabiliyor ancak. Ülke talebinin büyük bölümü ithalatla karşılanıyor. Bu nedenle Petkim ekonomimiz için öyle söylendiği gibi “stratejik” bir özelliğe de sahip değil. Ayrıca Petkim’de “altın hisse” bulunduğu için, yönetimin kararları anında kontrol edileceğinden, ülke çıkarına aykırı bir icraatın yapılması da zaten mümkün olamaz.
Peki Petkim’in özelleştirilmesinde hata nerede yapıldı? Hata genel seçimlere 17 gün kala açık artırmanın yapılmasıdır. Daha önceki hükümetler döneminde Özelleştirme İdaresi seçimlerin en az iki ay öncesinde özelleştirme ihalelerini durdurur ve yeni hükümetin iradesini beklerdi. Teamüllere uyulsaydı yıllar önce özelleştirilmesi gereken Petkim’de böyle anlamsız bir tartışma olmayacaktı. Ama şimdi Petkim’in 20 yıllık özelleştirme serüvenini tamamlamak yine zorlaştı.