Sorunların temelinde IMF ve DB politikaları yatıyor
Uzun yıllar boyunca sorunlu ilişkiler içinde bulunduğumuz sınır komşularımızla, son dönemde karşılıklı olarak geliştirilen, vizesiz geçişi de içeren barışçıl ilişkiler biz emekçileri memnun etmektedir. Ülkemizde ve tüm coğrafyamızda kavga, savaş ve nefret söylemini öne süren değil, barışı, dostluğu ve kardeşçe yaşamayı öne çıkartan tüm politikalar emekçi örgütleri tarafından desteklenecektir.
Dünya çapında yaşanan ekonomik krizin etkileri gün geçtikçe artıyor ve fatura tümüyle emekçilere kesilmek isteniyor. Pek çok ülkede toplumsal bir yıkıma dönüşen kriz neticesinde milyonlarca insan işsiz kalmış ve henüz çalışmaya devam edenlerin de gelirlerinde büyük düşüşler yaşanmıştır. Tüm bu sorunların temelinde yaklaşık 40 yıldır sorgusuz sualsiz ülkeleri cendere altına alan, emperyalizmin ve kapitalizmin ekonomik aygıtı IMF ve Dünya Bankası’nın politikaları yatmaktadır. Ne var ki, krizi doğuranlar, yıkıma karşı en ufak bir itirazda bulunmayanlar, bir kenara çekilmek ve pişmanlık göstermek yerine, bu örgütleri aklamak üzere İstanbul’da toplanmıştır. Demokrasi sözcüğünü ağzından düşürmeyenlerin en küçük bir demokrasi talebine verdiği gazlı-coplu tepki, gerçekteki otoriter yüzleri açığa çıkartmıştır. IMF ve Dünya Bankası'nı protesto eden küçüklü büyüklü emekçi örgütlerini destekliyor, eylemlere katılmayıp sadece bildiri yayınlamakla yetinen Türk-İş'i ve IMF toplantılarına katılarak bu büyük sermaye örgütüne meşruiyet sağlamaya kalkan Hak-İş'i ise eleştiriyoruz.
Kürt Sorununu çözmeyi amaçlayan adımları destekliyoruz
Başkanlar Kurulumuz, Hükümet tarafından önce Kürt Açılımı, sonra Demokratik Açılım ve şu anda da Milli Birlik Projesi olarak adlandırılan, Kürt sorununu çözmeyi amaçlayan adımları desteklemektedir. Bu sorunun çözümünün ülke bütünlüğünden taviz vermeden, emperyalizmin tüm müdahalelerini engelleyerek, demokrasi içinde ve emekçilerin çıkarlarına uygun olması gerektiğini savunuyoruz. Bu noktada, Ceylan Önkol'un ölümünün nedenlerinin açığa çıkartılması, Hükümetin açılım konusundaki samimiyetini test edecektir. Her kültürün ve inancın kendini demokrasi içinde ifade etmesinin ülkemizin zenginliği olduğunu kabul ediyor, asıl çözümün bölgeler arası eşitsizliğin giderilmesinden, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde katlanılmaz boyutlara ulaşan işsizliğin ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasından ve insan hak ve özgürlüklerinin evrensel boyutlara ulaştırılmasından geçtiğini belirtiyoruz.
Kamu TİS'leri için kararlı bir mücadele verdik
Sendikamız, kamuda örgütlü olduğumuz TPAO, BOTAŞ, MKE, ETİBOR ve Alkoloid işyerlerindeki toplu sözleşme sürecinde yaptığı her türden meşru eylemleriyle üst örgütümüz dahil tüm kamuoyuna mücadelenin nasıl yürütülmesi gerektiğini göstermiştir. Gayri meşru, anti demokratik cunta yasalarına sığınılarak işçi sınıfının elinden gasp edilen grev hakkımızın olmamasına güvenenler, bu süreçte yanıldıklarını anlamışlardır. Sendikamızın eylemlilik sürecinde izlediği strateji ve politikalar üyelerimizin yaratıcılıkta sınır tanımadığını göstermiş, sözleşmelerin Yüksek Hakem Kurulunda çözülmesine rağmen taleplerimizin bir kısmına uygun sonuçlanmasını sağlamıştır. Çözülmeyen sorunlarımızın takipçisi olduğumuzu bir kez daha belirtiyor, üyelerimizin ücretlerinde iyileşme olana dek kararlı, inançlı ve mücadeleci bir tavır sergilemeye devam edeceğimizi beyan ediyoruz. Kamu toplu sözleşmeleri, emek örgütlerinin bir arada mücadele yürüttükleri takdirde sermaye karşısında çok daha güçlü olacaklarını bir kez daha göstermiştir. Sendikamız, mücadeleci emek örgütlerinin daha sistemli ve koordineli bir şekilde bir araya gelebilmesi için gereken çalışmalar içine girecektir.
Başkanlar Kurulumuz, işçilerin birer “köle” gibi kiralanabilmesinin önünü açan Özel İstihdam Bürosu yasa tasarısının Meclis gündemine bir daha getirilmemesi uyarısında bulunmaktadır. Bu tasarı ülkemiz emekçilerinin ucuz, esnek, güvencesiz ve tümüyle örgütsüz hale getirilmesini amaçlamaktadır. Bu konuda her üç konfederasyonun da ortak bir tavır sergilemelerini ve kararlı duruşlarını devam ettirmelerini talep etmekteyiz.
Bu bağlamda, bir oldu bitti ile el konan işsizlik sigortası fonu nema gelirlerinin genel bütçeye devredilmesinin de takipçisi olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyoruz. İşsizlik sigortası fonu işsiz kalan işçilerindir. Fonun yönetimi sendikalara devredilmeli ve sigortadan yararlanma kapsamı genişletilmelidir. Kıdem tazminatında ise, işçilerin ihtiyacı kıdem tazminatının kaldırılması veya ne olduğu belirsiz bir fona devredilmesi değil, aksine tazminat tavan sınırının kaldırılmasıdır. Kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya dönük her çabanın, sendikalar için genel grev sebebi olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Sendikal yasalar
Aynı şekilde, 1983 yılında yürürlüğe giren 2821 ve 2822 sayılı yasaların sendikal özgürlükler, örgütlenme hakkı ve toplu iş sözleşmeleri konularında önemli sınırlamalar getirdiğini bilmekteyiz. Başkanlar Kurulumuz, barajları ortadan kaldıran, sendika seçme hakkını tümüyle işçiye bırakan, kayıt tutma sistemini sendikaların belirleyeceği organlara terk eden, prosedürlerden ve hukuk labirentlerinden arınmış bir grev hakkı içeren, ILO normlarına, AB kriterlerine ve Türkiye sendikal hareketinin 100 yıllık mücadele ve örgüt geleneklerine uygun yasalar talep etmektedir.
Genel Sağlık Sigortası uygulamasının daha birinci yılında, sistemin iflas noktasına gittiği en yetkili ağızlardan itiraf edilmektedir. Aynen Tabip Odası uzmanlarımızın belirttiği gibi, harcamalar artarken hizmet kalitesi düşmüş, her atılan adımda ilave para talep edilmeye başlanmıştır. Acilen bu konu yeniden ele alınmalı, getirilen değişikliklerden halkın yararına olan genel hizmetler korunurken, sermayeye daha fazla kaynak aktarmayı hedefleyen tüm düzenlemeler iptal edilmelidir.
Kamu işçilerine 6772 sayılı yasaya göre ödenen ikramiyelerden kesilmeye başlanan sigorta primleri kaldırılmalı, vergi matrahları yükseltilmeli ve vergi oranları düşürülmelidir. Tüm çalışanların da ödedikleri vergiler azaltılmalı ve yıl sonuna doğru vergi dilim ve oranlarından kaynaklanan net ücret azalmasının önüne geçilmelidir.
Benzin istasyonlarında pompacı kategorisinde çalışan emekçiler büyük bir sağlık sorunu ile karşı karşıyadırlar.
Özellikle sonradan dönüştürülmüş LPG'li araçların yakıt depolarının araçların tabanına yerleştirilmesinden kaynaklı olarak yakıt doldurmaya çalışanlarda her türlü fiziksel rahatsızlık açığa çıktığı gibi, gaz sızıntıları da ilave bir tehlike yaratmaktadır. Sanayi Bakanlığı'nın ve TSEK'in bu konuda acilen bir genelge hazırlamasını ve LPG depolarının yerleştirilmesine dair bir standart belirlemesini talep etmekteyiz.
Başkanlar Kurulumuz, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'ye yapılan saldırıyı tüm sendikalara ve sendikacılara yapılmış bir saldırı olarak görmektedir. Tam da IMF gösterilerinin doruk noktasında yapılan bu saldırı, namuslu, onurlu ve mücadeleci kimliğiyle bilinen Çelebi'yi yıldırmayı amaçlamaktadır. Kendisine Başkanlar Kurulu olarak acil şifa dileklerimizi iletiyoruz.
Başkanlar Kurulumuz, 18 Ekim 2009 Pazar günü, İstanbul'da Genel Sağlık Sigortası uygulamalarını protesto etmeyi amaçlayan mitinge geniş katılım çağrısında bulunmaktadır. Yine, KESK ve Kamu-Sen tarafından 25 Kasım 2009'da yapılacak bir günlük iş bırakma çağrısına da aktif destek sunulmasını talep etmektedir.
Örgütsüz kesimlerin de sesi olmayı hedefleyen sendikamız, kardeş sendikalar ve siyasi partiler tarafından yürütülen “İşten Atmak Yasaklansın! Herkese İş!” adlı platformun düzenleyicileri arasında yer almaktadır. Tüm örgütümüzü bu kampanyaya destek vermeye çağırmaktadır.
Aylardır mücadele eden İzmir Kent A.Ş. işçilerinin haklı mücadelelerini destekliyor, Ankara yürüyüşleri boyunca onlara destek olan tüm emek dostlarını selamlıyoruz. Aynı şekilde ülkemizin dört bir yanında eylemde, grevde, direnişte olan emekçilere de desteğimizi yolluyoruz.
Sendikamızın Düzce’yi pilot bölge olarak seçerek yürüttüğü ve sendikal mücadele açısından pek çok ilk uygulamayı içeren örgütlenmeye dönük “Sendikalı ol” adıyla yürütülen tanıtım kampanyamız önümüzdeki dönemde yeni bölgelerde de başlatılacaktır. Bu kampanyanın kapsamı sadece örgütsüz işyerleriyle sınırlı olmayacaktır. Örgütlü olduğumuz işyerlerinde taşeron veya müteahhit eliyle çalıştıran işçiler de hedeflenecektir.
Sömürülen ve ezilen yoksulların örgütü Petrol-İş Sendikası'nın Başkanlar Kurulu, işçisiyle işsiziyle, emeklisiyle, kadın erkek tüm emekçilerle birlikte sermayeye karşı ortak mücadele yollarının bulunması için elinden gelen her şeyi yapacağını bir kez daha beyan eder.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Başkanlar Kurulu adına
Mustafa ÖZTAŞKIN
Genel Başkan