Savunma sanayi stratejisi ve politikası
oluşturulmalı, MKEK'in fabrikaları modernize edilmeli
Savunma sanayi stratejisi ve politikası
oluşturulmalı, MKEK'in fabrikaları modernize edilmeli
15.06. 2007
Petrol-İş Sendikası tarafından hazırlanan, “Savunma Sanayi ve Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu” adlı Raporda, Türkiye'nin özellikle içinde bulunduğu coğrafydaki jeostratejik/politik konumu nedeniyle, modern sistemlerle donatılmış silahlı kuvvetlere ve gelişkin savunma sistemlerine sahip olması gerektiği değerlendirmesi yapılıyor.
Raporda, “TSK'nın ihtiyaçlarının güvenli ve kesintisiz karşılanabilmesi ve caydırıcılık ilkesinin uygulanabilmesi için, ileri teknoloji ürünü olan silah ve araçların yurt içinde üretilmesine dayalı savunma sanayi stratejisi ve politikasının oluşturulması gerekmektedir. Kendi kendine yeterli bir savunma sanayisi kurma çabaları, büyük oranda dış bağımlılıktan ve bağımlılığı en az düzeye indirmeyi öngören bir süreç olarak şekillenmektedir. Yani, AR-GE ve üretimde tam bağımsızlık, asıl hedef olmalıdır. Makine ve Kimya Endistrisi Kurumu'nun mevcut fabrikaları modernize edilerek, daha dinamik bir yapı oluşturulmalıdır” deniliyor.
“Savunma Sanayi ve Ekonomideki Yeri, Türkiye'de Savunma Sanayi'nin Gelişimi, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun Mevcut Durumu, Yatırım Faaliyetleri, MKEK'de İstihdam ve Mali Durum, Sonuç ve Öneriler” başlıklarını taşıyan Raporun özetini aşağıda sunuyoruz:
Dünyadaki devletlerin tümü ülkelerinin güvenliğini sağlamak için, savunma sanayilerinin güçlendirilmesine ilişkin ulusal politikalar geliştirmektedirler. Öncelikle, bu alanda sahip oldukları tüm kaynak ve olanakları kullanarak, güçlü savunmanın temellerini kendi ülkelerinde tesis etmektedirler.
Türkiye özellikle, içinde bulunduğu coğrafyadaki jeostratejik/politik konumu nedeniyle, modern sistemlerle donatılmış silahlı kuvvetlere ve gelişkin savunma sistemlerine sahip olmak durumundadır. TSK'nın ihtiyaçlarının güvenli ve kesintisiz karşılanabilmesi ve caydırıcılık ilkesinin uygulanabilmesi için, ileri teknoloji ürünü olan silah ve araçların yurtiçinde üretilmesine dayalı savunma sanayi stratejisi ve politikasının oluşturulması gerekmektedir.
Kendi kendine yeterli bir savunma sanayisi oluşturma, dışa bağımlılığı büyük oranda azaltıcı bir etken olmaktadır. Bu anlamda savunma sanayisinde, AR-GE ve üretimde bağımsızlık asıl hedef olmalıdır. Uluslararası ilişkiler ve ticaretin savunma sanayisi sektöründe yarattığı rekabetçi yapı, ülkelerin bu alanda güçlü kurumlara sahip olmalarını dayatmaktadır.
Türkiye'de de savunma sanayisini geliştirerek, teknik üstünlüğe sahip, modern ordusunun gereksinimlerini karşılamak amacıyla, 8 Mart 1950 tarihinde 5591 Sayılı Yasayla Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) kurulmuştur. Ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik olarak TSK'nın, silah ve mühimmatının önemli bir bölümünü yıllardır karşılayan MKEK, ayrıca demir-çelik, kimya ve makina imalatı gibi sektörlere öncülük ederek, Türkiye sanayisinin ve ekonomisinin gelişimine de katkı sağlamıştır.
MKEK'in bünyesinde Ankara, Elmadağ, Kırıkkale ve Çankırı kentlerine dağılmış 10 adet fabrika ve 2 adet işletme müdürlüğü bulunmaktadır. Bu fabrikalarda; mühimmat, silah, roket ve patlayıcı maddeler/kimyasallar olmak üzere dört ana gruptan oluşan, 250 adet mamul üretilmektedir.
MKEK'in ürünlerinin en büyük alıcıları, MSB, Kuvvet Komutanlıkları ve İçişleri Bakanlığı birimleridir. Fabrikalarda siparişlere bağlı olarak üretim yapılmaktadır. MKEK, İktisadi Devlet Teşekkülü statüsünde olmakla birlikte üretimde ağırlığı, ülke savunmasına yönelik ürünler oluşturduğundan, işletme faaliyetlerinde karlılıktan çok, verimlilik ön plandadır.
Diğer yandan, önceleri sadece savaş malzemesi olarak kullanılan patlayıcı maddelerin, madencilik ve inşaat sektöründe de kullanılmaya başlanmasıyla, ekonomide ve kimya sanayinde önemi artmıştır. Dünyada ticari anlamda kullanılan patlayıcı maddeler pazarının büyüklüğü, 6,5 milyon tona ulaşmıştır.
MKE Elmadağ Barut Fabrikası'nda yüksek patlayıcılar, gelişmiş teknolojiye sahip modern tesislerde, uluslararası standartlara uygun ve kalitede üretilmektedir. Patlayıcı sektöründe yetişmiş iş gücü ile kazanılmış bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olan Barut Fabrikasının; üretim faaliyetlerini verimli sürdürmesi, ürün yelpazesini genişletmesi ve patlayıcı madde pazarında daha ağırlıklı yer alması için, yatırım programındaki sıvı patlayıcı tesisi, nitrogliserin tesisi ve oleum tesisi projelerinin uygulanması sağlanmalıdır.
Nitroselüloz Fabrikası'nda ise MSB'nin ihtiyacı olan top, tüfek ve tabanca mühimmatı sevk barutları ve MKEK'in diğer fabrikalarının ihtiyacı olan nitroselüloz ve av barutu, plastifiye lak ve eter üretimleri yapılmaktadır. Ancak bu ürünlerdeki talep yetersizliği, üretim faaliyetlerini olumsuz etkilemektedir. Özellikle uluslararası ilişkilerin sorunlu olduğu dönemlerde, stratejik önem artmakta ve üretimde kullanılan kimyasal maddelerin temini, tehlikeye girmektedir. Bunun için yurtiçi üretim önem kazanmaktadır.
MKEK'de yenileme ve modernizasyon yatırımları zorunlu
MKEK'te yenileme ve modernizasyon yatırımları yanında, sipariş teminine yönelik pazarlama faaliyetlerine önem verilmelidir. MKEK'in varlığını sürdürebilmesi için, verimliliğinin yanında karlılığını da artıracak ve kaynak yaratacak önlemleri alması gerekmektedir. TSK'nın ihtiyaçlarının karşılanmasında, yerli katkı oranının yükselmesi ve savunma sanayi pazarında pay alabilmek için, mevcut fabrikaların modernize edilerek, daha dinamik bir yapının oluşturulması gerekmektedir.
Türkiye, savunma ve sanayi örtüşüm politikası izleyerek, hem yurt içinde katma değer yaratmak, istihdamı artırmak hem de ulusal güvenliğin en önemli unsuru olan ulusal savunma sanayisini geliştirme hedefini, gerçekleştirecek nitelikte insan gücüne ve olanaklara sahiptir. Gerek iş sağlığı ve güvenliği açısından, gerekse tehlikeli ve patlayıcı maddelerle çalışan işçilerin motivasyonunun yükseltilmesi ve çalışma barışının sağlanması açısından kurumda örgütlü Petrol-İş Sendikası ile işbirliği yapılmalıdır. MKE Kurumu'nda örgütlü olan sendikalardan birisi olarak, üyelerimizin birikimi ve becerisiyle sorunların aşılacağına inanıyoruz.
Gerek ülke gerekse dünya sanayilerindeki gelişmeler ve değişimler doğrultusunda; TSK'nın ihtiyaçlarının karşılanmasında yerli katkı oranını yükseltmek ve savunma sanayi pazarında pay almak için, MKE Kurumu'nun; kısa, orta ve uzun dönemdeki stratejisinin saptanarak, gerekli planlamaların yapılması büyük önem kazanmıştır. Bu anlamda mevcut fabrikaların modernize edilerek daha dinamik bir yapının oluşturulması ana politika olarak kabul edilmelidir. Savunma ve sanayi örtüşüm politikalarıyla, hem yurtiçi katma değer yaratmak, istihdamı artırmak ve aynı zamanda ulusal güvenliğin en önemli unsurlarından olan ulusal savunma sanayisini geliştirecek bir modelin, gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Mustafa Öztaşkın
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına