Kazak kardeş ile Türk kardeş; ikisi de bin yıl ötesinden gelme karındaş sayılıyorlardı. Aramıza göç girdi. 1850 yılında Rus Çarlığı’nın ordusu, Çin’e karşı Kazak kardeşimizi korumaya aldı, aramıza hayat girdi. Lenin ile Stalin’in “tek ülkede sosyalizmi kurma” arzusu da Kazakistan’ı yoldaş çemberine aldı, aramıza böylece tarih de girdi.
Kazak kardeş ile Türk kardeş; ikisi de bin yıl ötesinden gelme karındaş sayılıyorlardı. Aramıza göç girdi. 1850 yılında Rus Çarlığı’nın ordusu, Çin’e karşı Kazak kardeşimizi korumaya aldı, aramıza hayat girdi. Lenin ile Stalin’in “tek ülkede sosyalizmi kurma” arzusu da Kazakistan’ı yoldaş çemberine aldı, aramıza böylece tarih de girdi. 2007 yılının temmuz ayının ilk perşembe gününde de kirli, sisli, kaynağı muamma karapara, Kazak kardeş kalkanı arkasına gizlenerek pırlanta Petkim’i satın aldı. Kazak kardeş! Putin’i dinledi. Bizden çok ona güvendi. Petrolünü... Doğalgazını... Rus’a sattı... Bizden Petkim’i aldı. Türkiye’de devletin elinde kalmış son büyük sanayi şirketi Petkim’i Azeri kardeş de almak istiyordu fakat Kazak kardeş, deli gibi para akıttı, Azeri’ye havlu attırdı. Petkim’i alan Kazak kardeşim olsa canım yanmaz, damarımı kessen kanım akmaz. Fakat resme baktım. Resimde kir hakim. Kara para hakim. Mafyalık hakim. Petkim’i alanların; Sovyetler’in dağılmasından sonra bir gecede dolar milyarderi yaratan oligark güdümlü değişimin meyvesi Kazak Yahudisi Alexander Mashkevich (Avrasya Yahudiler Konfederasyonu Başkanı) olduğu ve onun arkasında da başfinansör, Ermeni banka sermayesinin temsilcisi Ruben Vardanian’ın bulunduğu ortaya çıkıyor. Petkim’i “Çok iyi paraya sattık, Uzanlar 4 yıl önce yüzde 51’ine 600 milyon dolar vermişti, biz 2 milyar 50 milyon dolara sattık” diyerek parayla halkın gözünü boyamaya çalışan bizim Özelleştirme İdaresi, alıcının kimliği hakkında “açık, anlaşılır, net bilgi” veremiyor. Veremiyor mu? Vermiyor mu? Belli ki korkusu var. Halktan bilgi gizliyor. Özelleştirme İdaresi’nin Başkanı Metin Kilci açıklasa da öğrensek, Petkim gibi borcu olmayan, kendi kazancıyla yatırımlarını yapabilen, cirosu 1.6 milyar dolara çıkmış, ihracatını 4 kat artırarak 400 milyon dolara ulaştırmış, kredi borcu olmayan, Aliağa kompleksiyle birlikte 14 fabrikası, 8 ortak tesisi, bir özel limanı ve bir özel barajı bulunan ve yıllık 3 milyon tonluk üretim kapasitesiyle Türkiye pazarının yüzde 33’ünü elinde tutan bu devlet malı Petkim’i alanlarla ilgili niçin doyurucu bilgi veremiyor? Alıcının durumu sır! Kara, kirli bir sır. Kazak Yahudi parası! Ermeni Diaspora parası! Pırlanta Petkim’i alıcılar arasında açık artırmaya katılan Kazak devlet şirketi Kaz-Munyan Gaz’ın yöneticileri; “off the record” olarak (yazılmaması kaydıyla) “Petkim’i alan aslında Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’in damadı Rashad Aliyev’dir. Bu kişi Nazarbayev’e isyan ettiği için ülkeden kaçtı ve geçenlerde Avusturya’da Interpol tarafından tutuklandı” diyorlar. Kirli bir düğüm. Çözdükçe dolaşıyor. Pırlanta Petkim’i bu “kirli düğüme satan bizim Özelleştirme İdaresi’nin danışmanı olarak da Avusturyalı Raiffeisen adlı banka” görünüyor. Bu bankanın Türkiye’deki hikâyesi de “kirli düğüme bir düğüm daha” ekliyor. Şekerbank özelleşirken, en yüksek parayı vermiş olan Kazak Bankası Turan Alem Securities’e BDDK uzun süre izin vermedi. Çünkü Turan Alem Security’nin ortaklık yapısında sorun vardı. Bunun üzerine yeni bir ortaklık yapısı gösterdiler ve bu Avusturya Bankası Raiffeisen’i ortaklar arasına koydular. İşe bak! Nasıl olmuş? Neden olmuş? Özelleştirme İdaresi Petkim’i özelleştirirken bu Raiffeisen Bankası’nı kendine danışman tutmuş. Petkim’in satışı! Düğüm içinde düğüm! Kirli, sisli, karanlık!